Murat Yetkin: Kadın hakları için erkekler de sesini yükseltmeli

İstanbul Sözleşmesi'nin tartışıldığı bir dönemde iki kadın cinayetinin yaşandığını ifade eden gazeteci Murat Yetkin, erkeklerin de kadın hakları savunucularının yanında olması gerektiğini vurguladı. Yetkin "Laik ve çoğulcu demokratik hukuk devletine inanan erkeklerin daha güçlü bir şekilde bu konuda sesini yükseltmesi, kadın haklarını savunanların yanında olması gerekiyor" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Gazeteci-yazar Murat Yetkin, YetkinReport'ta yayınlanan son yazısında, Muğla'da bir erkek tarafından öldürülen Pınar Gültekin ve Muş’ta evli olduğu Kazım Altınmakas tarafından öldürülen Fatma Altınmakas'tan yola çıkarak İstanbul Sözleşmesi'ne değindi. Erkeklerin de İstanbul Sözleşmesi'ne sahip çıkması ve bu konuda seslerini yükseltmesi gerektiğini belirten Yetkin, "Erdoğan'ın sözleşmeyi, yeniden seçilmek için oylarına talip olduğu (ve dolayısıyla şantajına maruz kaldığı) tarikat ve cemaatlerin talebiyle iptal etmeye hazırlandığı"nı aktardı.

“Zaten içeride çok baskı altındayız” diyerek isim vermek istemeyen AK Partili bir kadın siyasetçinin, İstanbul Sözleşmesinin kaldırılmasını isteyen kesimlerin aynı zamanda 6284 sayılı “Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun”un da kaldırılmasını istediğini aktaran Murat Yetkin, İstanbul Sözleşmesi'ne şerh düşen Hırvatistan'ın şerhlerini de aktardı.

Yazısını "Laik ve çoğulcu demokratik hukuk devletine inanan erkeklerin daha güçlü bir şekilde bu konuda sesini yükseltmesi, kadın haklarını savunanların yanında olması gerekiyor" diyerek bitiren Yetkin'in kaleme aldıklarından bir bölüm şöyle:

"AK Parti’nin tabanındaki erimeyi fırsat bilerek Erdoğan’a oy şantajına başlayan tarikat ve cemaatlerin başka ne taleplerde bulunduğunu bilmiyoruz. Türkiye Cumhurbaşkanının bir tarikat merkezini, örneğin İsmailağa Vakfını ziyaret ettiğini biliyoruz sadece. İnsanın aklına -şimdi terörist FETÖ’cü sayılsa da geçmişte AK Parti’nin baş tacı olan Fethullah Gülen Cemaatinin “Ne istediler de vermedik” diye anılan talepleri geliyor. Sonu malum.

Ama bu sorun toplumun çoğulcu demokratik geleceğini, cumhuriyetin laik ve demokratik hukuk devleti niteliklerini ilgilendiren bir sorun. Kadının erkekle hukuki eşitliği temel bir sorun. Burada KADEM açıklamasındaki “cinsiyet farklarını ortadan kaldırmak” ifadesinin çarpıtma olduğunu söylemek gerekiyor, cinslerin toplumsal eşitliğini talep etmek arada fark olmadığını söylemek değildir.

Oysa bu konuda kadın dernekleri ve insan hakları dernekleri adına sivil toplum itirazı bir TÜSİAD’dan geldi bir de (kurucu üyesi olduğum) Yanındayız Derneği’nden. Laik ve çoğulcu demokratik hukuk devletine inanan erkeklerin daha güçlü bir şekilde bu konuda sesini yükseltmesi, kadın haklarını savunanların yanında olması gerekiyor."

YAZININ TAMAMI