'Tecavüzle suçlanan silahlı görevlinin serbest bırakılması tehlikeli'
İntihar girişiminde bulunduğu 16 Temmuz’dan bu yana yoğun bakımda tutulan İ.E’nin sağlık durumu ciddiyetini koruyor. İ.E’ye cinsel saldırıda bulunduğu ileri sürülen uzman çavuş M.O’nun serbest bırakılmasına yönelik tepkiler ise devam ediyor. İHD Batman Şubesi Eş Başkanı Rumeysa Deniz Kaya, “Olay henüz açıklığa kavuşmamışken hele bir de silahlı bir kamu görevlisinin serbest bırakılmasını tehlikeli buluyoruz” dedi.
DİYARBAKIR - Batman'da 18 yaşındaki İ.E adlı genç kadının, 16 Temmuz 2020’de cinsel saldırı nedeniyle intihara teşebbüs ettiği öğrenildi. İntihar girişiminde bulunan genç kadının Batman’da bir özel hastanede tedavi altına alındığı gelen bilgiler arasındaydı.
Kısa süre sonra İ.E’nin uzman çavuş M.O. tarafından 20 gün alıkonularak tecavüz ve fiziksel saldırıya maruz kaldığı yönünde iddialar ileri sürüldü. İ.E’nin intihar etmeden önce yazdığı mektup da bu iddiayı doğrular nitelikteydi.
KADININ BEYANINA RAĞMEN
İntihar olayı ve iddialar üzerine Siirt Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında şüpheli M.O aynı gün gözaltına alındı. Daha önceden alınan mağdurun açık beyanı ve dosyada bulunan cinsel saldırı olduğunu belirten Adli Tıp Raporuna rağmen şüpheli M.O, tutuklama talebi ile sevk edildiği Siirt Sulh Ceza Hâkimliğince yapılan sorgusunun ardından “atılı suçu işlediğine ilişkin somut delillerin varlığına rağmen, atılı suçun üst sınırı” dikkate alınarak adli kontrol şartı ve yurt dışına çıkışının yasaklanmasına karar verilerek serbest bırakıldı.
Savcılık ifadesinde alkollü olduğunu söylediği belirtilen M.O’nun serbest bırakılması, “yasaların keyfi ve kişiye özel uygulandığını gözler önüne sermektedir” şeklinde tepkilere neden oldu.
İ.E.’nin ailesi, hukuki destek alabilmek için İnsan Hakları Derneği (İHD) Batman Şubesi’ne başvurdu. Yine ailenin talebi üzerine İHD’nin, Siirt Cumhuriyet Başsavcılığı’na, Milli Savunma Bakanlığı’na ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na başvuruda bulunarak soruşturma ve olay hakkında bilgi alma talebinde bulunduğu belirtildi.
İHD Batman Şubesi Eş Başkanı Rumeysa Deniz Kaya ile İ.E’nin hem sağlık durumu hem de davayla ilgili gelişmeleri konuştuk. Sağlık durumu nedeniyle İ.E iler henüz görüşemediklerini belirten Kaya, “İ.E’nin ve potansiyel diğer mağdurların korunabilmesi adına yetkili makamları sorumluluk almaya ve görevlerini yapmaya davet ediyoruz” dedi.
Önce İ.E’nin sağlık durumu hakkında bilgi verebilir misiniz? Felç kalabilir diye haberler çıktı.
Aile ile yapmış olduğumuz son görüşmede İ.E’nin durumunun iyiye doğru gittiği yönünde bilgi aldık. Ancak henüz ifade verebilecek durumda olmadığını biliyoruz.
İHD, İ.E ile görüştü mü? Fiziksel sağlığının yanı sıra psikolojik durumu nasıl?
Şu anda İ.E’nin sağlık durumu herhangi bir görüşme yapmaya engel teşkil ediyor. Ancak sağlık durumu görüşmeye el verirse en kısa sürede İ.E ile bir görüşme yapmayı planlıyoruz.
M.O’nun serbest bırakılmasını siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
İ.E’nin bıraktığı mektuba rağmen serbest bırakılmasını doğru bulmuyoruz. Maddi gerçek ortaya çıkarılana kadar şüphelinin delilleri saklama, karartma ihtimali ve aynı suçu tekrar işleyebilme potansiyeli de göz önünde bulundurularak tutuklu yargılanması gerektiği kanaatindeyiz. Olay henüz açıklığa kavuşmamışken hele bir de silahlı bir kamu görevlisinin serbest bırakılmasını tehlikeli buluyoruz. Türkiye’nin ilk imzacısı olduğu ve 2011 yılında kabul edilen İstanbul sözleşmesinin tartışmaya açılmaya çalışıldığı bu günlerde yargı mekanizmasının daha dikkatli davranması gerektiği kanaatindeyiz.
İ.E’nin ve potansiyel diğer mağdurların korunabilmesi adına yetkili makamları sorumluluk almaya ve görevlerini yapmaya davet ediyoruz. Kadına karşı şiddetin normalleştirilmeye ve meşrulaştırılmaya çalışıldığı bu dönemde bu elzemdir. Özellikle 90’lı yıllarda kamu görevlilerinin işledikleri suçların cezasız kalmasının sonuçlarını acı bir şekilde tecrübe ettik. Tekrar aynı olayların yaşanabilme ihtimali bile biz insan hakları savunucularını ürkütür. Bu minvalde insanlık suçu işleyen herkesin cezasız kalmamasının, bundan sonraki suç işleme potansiyelini azaltacağı kanaatindeyiz.
İ. E, intihardan önce M.O’nun kendisine tecavüz ettiğini ve alıkoyduğunu ileri sürdüğü bir mektup yazdı. Bu mektup, sanığın gözaltında tutulması için yeterli değil mi?
Ceza muhakemesinde maddi gerçek araştırıldığından her şey delil olarak kabul edilir. Bu olayda mağdur İ.E. tarafından yazılan ve ilgili makamlara ulaştırılan mektup, doğrudan ve açık bir delildir. Aksi deliller ortaya çıkmayana kadar mağdurun beyanlarının esas alınması gerekir. Soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmesi için tutuklu yargılama olması gerektiğini düşünüyoruz.
İ.E’nin ailesi hangi aşamada ve hangi taleple başvurdu İHD’ye?
Biz İHD olarak olayı öğrenir öğrenmez hastanede aileyi ziyaret ettik. İHD ve İHD’nin çalışmaları hakkında gerekli bilgilendirmeyi yaptık. Olay hakkında bilgileri alıp hastaneden ayrıldık, daha sonra tekrar ziyaretler gerçekleştirdik. Olaydan birkaç gün sonra İ.E’nin babası bizden olayın ve konunun takipçisi olarak ilgili kurum ve mercilere başvuru yapmamız ve hukuki destek vermemiz talebinde bulundu.
Adli Tıp raporuna rağmen suçun cezasızlıkla sonuçlanacağına dair kuşkular var. Sizin izleniminiz nedir?
İHD ve hukukçular olarak böyle bir şeyi ön kabul olarak kabul etmemiz söz konusu olamaz. ATK raporu olayın ispatı niteliğinde olursa şüphelinin gerekli cezayı alması için şüphesiz her türlü hukuki yola başvuracağız ve yargılamayı yapacak kişilerin de aynı düşüncede olacağını umuyoruz.
Tepkiler yeterli oldu mu sizce?
Son zamanlarda basın özgürlüğüne vurulan prangalar hiçbir olayda yeterli tepkiye ulaşamamamıza neden oluyor maalesef ama yine de fikri hür, vicdanı hür basın emekçilerinin konunun takipçisi olduğunu görüyoruz. Özellikle sosyal medya kanalıyla yeterli olmayan ancak hiç de azımsanmayacak toplumsal bir tepki var.
M.O’nun savcılık ifadesinde alkollü olduğunu söylediği ileri sürüldü. Alkollü olmak cinsel suçu hafifleten bir durum mudur? Bu konuda ne söylemek istersiniz?
Şüphelinin ifadesinde alkollü olduğunu söylemesi iddiasına gelince; dosyada gizlilik kararı var, dolayısıyla biz bu durumu teyit edebilmiş değiliz.
Ancak şüphelinin alkollü olduğu iddiası doğru ise şüphelinin kendi iradesiyle alkol alarak suç işlemesi ceza oranında herhangi bir indirim sebebi olmadığı gibi alkollü olma durumu şüpheli/sanık lehine bir durum yaratmaz.