Kadına karşı şiddet teklifi kabul edildi: Pansuman görevi bile görmeyecek

AK Parti’nin kadına şiddet suçlarında ceza artırımı öngören yasa teklifi 13 saat süren görüşmelerin ardından kabul edildi. Muhalefet, iktidarı İstanbul Sözleşmesi üzerinden eleştirdi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA - AK Parti’nin sağlık çalışanlarına ve kadına şiddet suçlarında ceza artırımı öngören yasa teklifi TBMM Adalet Komisyonu’nda görüşüldü. Uzun saatler süren görüşmelerde muhalefet milletvekilleri, Anayasa’ya aykırılık teşkil ettiğini belirttikleri kanun teklifine itirazlarını dile getirdi. Teklifte yer alan maddelerin kadına yönelik şiddetin önlenmesinde çözüm üretmeyeceğini savunan muhalefet, iktidarı İstanbul Sözleşmesi üzerinden eleştirdi.

'İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NDEN ÇIKILDIĞI GÜN KADINLARI YOLDA BIRAKTINIZ'

Komisyonda görüşülen konuların neredeyse hepsinin İstanbul Sözleşmesi’nde var olan hususlar olduğuna dikkat çekerek, “İstanbul Sözleşmesi'nden çekildiniz, ne yapacağınızı şaşırdınız” diyen TBMM Adalet Komisyonu Üyesi ve CHP İstanbul Milletvekili Turan Aydoğan, “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkıldığı gün Parlamento'nun üyeleri boyun eğdi. Siz o gün kadınları yolda bıraktınız; o gün çocukları yolda bıraktınız; o gün bu ülkede cinsiyet temelli işlenebilecek her türlü suçu korumasız bıraktınız. Türkiye’nin ana sorunlarından bir tanesi eşitlikçi, özellikle kadın-erkek eşitliği temelinde net bir politik iradenin bulunmamasıdır. Aslında bu politik irade olmadığı sürece bu kanunla beraber 100 tane daha kanun yapsak hiçbir şey değişmeyecektir” dedi.

‘6284’ÜN UYGULANMASI HER GEÇEN GÜN MAHKEMELERDE DAHA DA FAZLA ZORLAŞIYOR’

HDP İstanbul Milletvekili Züleyha Gülüm de iktidarın kanun teklifine İstanbul Sözleşmesi üzerinden tepki gösterdi. Teklifte yer alan maddelerin İstanbul Sözleşmesi’nden alınmış kısımlar olduğuna vurgu yapan Gülüm, şunları söyledi:

“O zaman niye İstanbul Sözleşmesi'nden vazgeçtiniz? İstanbul Sözleşmesi, ısrarlı takipte 'Kadına kadın olmaktan kaynaklı özel bir şiddet uygulanıyor' diyordu ve devlete sorumluluklar yüklüyordu. Şimdi, siz burada 'kadına yönelik şiddet' demişsiniz. Aslında bir başka anlatımla tam da bunu söylüyorsunuz, diyorsunuz ki; 'Kadın olduğu için özel bir şiddet var'. Israrlı takip, İstanbul Sözleşmesi'nde ve 6284 Sayılı Kanun’da da yazıyor. O zaman niye İstanbul Sözleşmesi'nden geri çekiliyorsunuz? Niye 6284’ün uygulanması her geçen gün mahkemelerde daha da fazla zorlaşıyor?”

‘PİŞMANLIK’ İNDİRİMİ: BU FAİLE PİŞMANLIK ÖĞRETMEKTİR

HDP Ankara Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da teklifte haksız tahrik indirimiyle ilgili hiçbir düzenleme bulunmamasını eleştirdi, iyi hal indiriminin ‘somut pişmanlık’ şartına bağlanmasına tepki gösterdi. Kerestecioğlu, konuşmasında şunları ifade etti:

“Madde 1’de failin duruşmadaki hâlinin, şeklinin, kravat takmasının, takım elbise giymesinin, dikkate alınmayacağı ancak yargılama sürecindeki pişmanlığının takdiri indiriminde esas alınacağı şeklindeki değişiklik öngörülüyor. Bu nedir biliyor musunuz? Faile pişmanlık öğretmektir. '’Pişmanım’ nasıl denir iyi öğren, sadece kravat takman yetmez. İyi çalış pişmanlığı öğren' demektir. Siz adama 'pişmanlığını iyi hazırlan gel, sadece kravat yetmez', hâkime de 'adamın pişmanlığını iyi gerekçelendirir; çünkü sonra infiale neden oluyor' diyorsunuz.”

‘PANSUMAN GÖREVİ BİLE GÖRMEYECEK’

İYİ Parti Aksaray Milletvekili ve Adalet Komisyonu Üyesi Ayhan Erel de kanun teklifinin sorunu ortadan kaldıracak etkili ve kararlı bir çözüm ortaya koymadığını söyledi. Konuşmasında “İstanbul Sözleşmesi’nden çıkan siyasi irade şimdi, yeniden, bir önleme politikası içermeyen, pansuman görevi bile görmeyecek ve yaraları daha da derinleştirecek bir çaba ve gayret içerisinde Meclise bir teklif sunmuştur” ifadelerine yer veren Erel, “Yaygın medyada, kadına yönelik şiddetle mücadelede büyük önem taşıyacağı, âdeta reform niteliğinde yenilikler getirdiği propagandası yapılan bu teklifte mevcuda göre bazı olumlu düzenlemeler olmakla birlikte, kadınlara ve sağlıkçılara karşı şiddet konusunda cezalarda kısmi bir ağırlaştırılmaya gidilmiş olup bunun dışında bir çözüm iradesi görülmemektedir” diye konuştu.

‘KADINA YÖNELİK ŞİDDETLE MÜCADELEMİZ, BİR HUKUKİ METİNLE BAŞLAMADI’

TBMM Kadına Yönelik Şiddeti Araştırma Komisyonu Başkanı ve AK Parti Malatya Milletvekili Öznur Çalık, muhalefet milletvekillerinin İstanbul Sözleşmesi’ne ilişkin eleştirilerine yanıt verdi.

Çalık, “Avrupa Konseyi Sözleşmesi sadece Türkiye'de değil, neredeyse diğer ülkelerde de tartışılan bir metindir. Bizim kadına yönelik şiddetle mücadelemiz, bir hukuki metinle başlamadı ve bir hukuki metinle de bitmeyecek. Kadına yönelik şiddetle mücadelemiz, sonuna kadar devam edecek ve net duruşumuz, hedefimiz; sıfır şiddet ve hedefimiz sıfır can kaybı. Bunun için de bugünkü teklifin Adalet Komisyonunda görüşülerek Meclis’e gelmesini çok önemli görüyorum” dedi.

YARGITAY CUMHURİYET BAŞSAVCISI BAŞYARDIMCISI: HATİCE KAÇMAZ KARARI BANA GÖRE TASARLAMA

Komisyon görüşmelerinde Yargıtay’ın 33 yaşındaki TRT sanatçısı Hatice Kaçmaz'ın Orhan Muris tarafından öldürülmesiyle ilgili kararı da gündeme geldi. Kadına yönelik şiddet suçlarında yargının kararlarını eleştiren muhalefete, komisyonda bulunan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Başyardımcısı Bahattin Azizağaoğlu yanıt verdi. Azizağaoğlu, Kaçmaz kararının nasıl alındığını anlattı:

“Birincisi dosyada haksız tahrik söz konusu değil. Basına yansıyan kısmıyla biliyorsunuz maalesef. Hanımefendiyi bir mahlûkat evlilik teklifi reddedilince bıçakla öldürdü. Savcılık, ilk derece iddianamesini -bıçakla oraya gittiği için- tasarlayarak adam öldürmeden açtı. Benim şahsi kanaatimi soracak olursanız, bana da göre de tasarlama. Neticesinde yerel mahkeme buna 'tasarlama' dedi. Birinci Dairemiz ise 'tasarlama yoktur' dedi. Hukukta tasarlamanın son derece ağır şartları var. Yargıtay Başsavcılığı'nda bir itiraz komisyonu var; ben de üyesiyim. Başsavcımızın başkanlığında 8 tane erkek 'burada tasarlama var' dedi. Biz buna 'CMK 308 itirazı' dediğimiz olağanüstü itirazı kullanarak Ceza Genel Kuruluna itiraz ettik. Orada da sayın üyelerimizden 14 yüksek yargıç, 'Tasarlama yoktur, ben şimdiye kadar uyguladığım kriterlere göre şartları yeterli görmedim' dedi. Şimdi burada hukuk kendi mecrasında işledi. Başsavcılık görevini yaptı, Ceza Genel Kurulu da takdirine göre uzun müzakereler sonucunda karar verdi. 5 tane üyemiz de muhalif kaldı.”

‘BUNUN KADIN VEYA ERKEK BAKIŞ AÇISIYLA İLGİSİ YOK’

Hatice Kaçmaz kararıyla ilgili bundan sonra yapacak bir şey olmadığına da dikkat çeken Azizağaoğlu, kararın erkek bakış açısıyla verildiği eleştirilerine de “Bunun kadın veya erkek bakış açısıyla ilgisi yok. Bu hukuki görüşünüzle alakalı bir şey. Bunun dünya görüşüne de tesiri de yok. Oradaki arkadaşlarımızın hepsini de tenzih ederim; yüksek hâkim hepsi. Yıllarını bu işe vermiş insanlar” sözleriyle cevap verdi.

‘YARGITAY ÇOK MÜKEMMEL KARAR VERİYOR, MAHKEMELERİMİZ ÇOK SÜPER' DEMİYORUZ’

Azizağaoğlu, muhalefet milletvekillerinin ‘yargıya güven düşük’ eleştirilerine ilişkin, “Birkaç konuşmacının sözünde, 'Yargıya güven düşük' geçti. E, şimdi biz yüzde 50 üzerinden değerlendiriliyoruz efendim. Karayollarına, tapuya, hastaneye yüzde 100 üzerinden memnuniyet anketi yapılıyor ama biz; zaten iki taraf var, biri kesinlikle memnun olmayacak. Biz yüzde 50 üzerinden değerlendiriyoruz. Yüzde 25 bizden memnun” dedi.

Azizağaoğlu’un ifadelerine muhalefetten tepki geldi. Tepkiler üzerine Azizağaoğlu şöyle konuştu: “Biz 'Yargıtay çok mükemmel karar veriyor, mahkemelerimiz çok süper' demiyoruz. Her gün kendimiz de bize gelen meslektaşlarımız da yeni başlayan arkadaşlarımız da Bakanlığımız da sürekli çalışmaya uğraşıyoruz. Ama bu öyle üç günde, beş günde, bir senede, iki senede olabilecek bir şey değil. Türkiye çok dinamik bir ülke; 85 milyon nüfusu var ve çok hareketli bir ülke, her gün kanun değişikliği var.”