Kadınlar 6284’le yaşar, mücadeleyle özgürleşir
Onlar “evlilik” diye dursunlar özellikle genç kadınlar “özgürlük” demeye devam ediyor. Mirabel kardeşler, mücadele eden kadınlarla hala yaşıyor. Ekim ayı acılı sur ayı olduğu gibi tüm meydanlardan, yurtlardan, üniversitelerden genç kadınların kalkışmasının olduğu da bir aydı. Genç feministler yeri yerinden oynattı.
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü haftasına girmişken kadına yönelik şiddetle ilgili durumumuzu ele alalım. Ekonomik, psikolojik, dijital, cinsel ve fiziksel şiddetin tüm boyutlarını iç içe geçmiş şekilde yaşıyoruz.
Kadınların en can yakıcı olduğu iki temel meselesi var: Kadın Cinayetleri ve Yoksulluk.
Kadın cinayetleri ile başlıyorum. Kadınlar ve ekonomi konusu ile önümüzdeki hafta devam edeceğiz.
Ulaşabildiğimiz verilere göre 2024 yılının 10 ayı içerisinde 333 kadın cinayeti, 207 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. 2023 yılında ise Kasım ayına kadar 253 kadın cinayeti, 194 şüpheli kadın ölümü gerçekleşmişti. Kadın cinayetleri geçtiğimiz yıla göre artmış.
Bakanlıkların sitelerine baktığınızda kadın cinayeti verilerine dair son resmi bilgiyi 26 Nisan 2023 yılında İçişleri Bakanlığı’nın bir açıklamasında görebilirsiniz: “Kadın cinayetleri konusuna da değinen Bakanımız Sn. Süleyman Soylu, 2020'de hayatını kaybeden toplam kadın sayısının 309 olduğunu, İstanbul Sözleşmesi kaldırıldıktan sonrasında ise bu sayının 2022 sonunda 279'a gerilediğini söyledi.” Ve bir daha kadın cinayeti resmi verisi bulamıyorsunuz.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı hiç veri açıklamamış. Kadın cinayetleri ile ilgili ulaşabildiğim son konuşması 6 Kasım’da ve “Şiddetin karanlık gölgesini, kadınların üzerinden kaldıracağız” diyor. Yine ne kadar geriden geliyorlar, aklıma “Hiç bir şiddet karanlıkta kalmayacak.”, “Şiddetin gölgesinde, yoksulluğun pençesinde yaşamayacağız.” diyerek yaptığımız çalışmalar geliyor. Konuşmasının devamında “6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Kanunu ile bu konuda dünyada eşi benzeri az bulunan hukuki bir düzenlemeye sahibiz.” diyor ama çalışmalarında hala 6284 gerektiği kadar önde değil, sadece arada bir söylemde. Sitesinde ilk baktığınızda ne KADES’i ne de 6284’ü görüyorsunuz. Hızlı erişim bölümünde ilk sizi “Evlenecek Gençlerin Desteklenmesi Projesi” karşılıyor. Lütfen giriniz, bakınız, sorunuz. Sebep ne?
İşte bu yüzden kadınlar hayattayken gerçekten korunmalarını sağlamak için bizler 6284’ü uygulatmak üzere seferberlikteyiz. Biliyoruz ki biz 6284’ü uygulatırsak yaşarız ve yaşatırız.
Ekim ayı, 2010 yılından beri veriler raporlayan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'muzun mücadele tarihinde en çok kadın cinayeti işlenen ay oldu. Genci, yaşlısı, isimleri yazıya sığmayacak kadar çoktular. Her ay tüm gündemlere bakıp bu şiddetin etkilerini analiz etmeye çalışıyoruz ki sebepleri azaltabilelim. Ekim ayı sur ayıydı, İkbal ve Ayşenur’un canıyla akıllara kazındı. Hastalık dendi, cinnet dendi, psikolojik sorun dendi; genel şiddet, genel çürümüşlük dendi de sanki görünmeyen bir şey aranıyordu. Aranan şey, kabul edilmek istenmeyen erkek şiddetiydi. Erkek şiddetinin o cüreti kamusal alanda şova dönmüştür. 6284 uygulanmamış, İkbal ve Ayşenur korunmamış. Erkeğin bu cesareti, kamu kurumlarının yetersizliği, politik irade yoksunluğu Ekim ayında 48 kadın cinayeti yaşanmasına, 23 kadının ölümünün şüpheli bırakılmış olmasını konuşuyor olmamıza yol açtı.
Bakanlığın esas derdi aile odaklı politika, evlilik, çocuk. 6284 değil malesef.
Yeni tanıştığım genç feminist bir arkadaşımla 6284’ün önemi üzerine konuşurken KYK yurdunda, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğü’nün, afişinde 2 koca alyans olan “Evlilik Öncesi Eğitim Programı” yaptıklarını anlattı. Ayşenur ve İkbal için başsağlığı dileniyordu, gölgeler kaldırılacak deniyordu da neden KYK’larda 6284 eğitimleri verilmiyordu ki? O yüzden ben özel bir şey demiyorum. Bakanlıklar ilk sıraya evliliği koyuyor. Hiç merak etmeyin kendimiz anlatırız da, uygulatırız da.
Onlar “evlilik” diye dursunlar özellikle genç kadınlar “özgürlük” demeye devam ediyor. Mirabel kardeşler, mücadele eden kadınlarla hala yaşıyor. Ekim ayı acılı sur ayı olduğu gibi tüm meydanlardan, yurtlardan, üniversitelerden genç kadınların kalkışmasının olduğu da bir aydı. Genç feministler yeri yerinden oynattı, şimdi de tüm kadınlar beraber 24 Kasım saat 15:00’de Kadıköy Süreyya Operası’nda buluşalım. 6284 sloganlarımız ile göğü beraber titretelim. İllerinde bizleri yaşatacak olan 6284’ü akıllara kazımak isteyen kadınlarla meydanlarda buluşmak üzere…