'Kadınların koruma talebi 9 yılda yüzde 114 arttı'
CHP raporuna göre, Türkiye’de iktidarın kullandığı 'kutuplaştırıcı ve hedef gösterici söylemler' şiddet olaylarını tetikledi, 'Şiddet ve sadizm' kültürü ortaya çıktı.
ANKARA- CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel başkanlığındaki CHP Bilim Platformu “Otoriterlik İklimi, Şiddeti ve Eziyeti Artırıyor; Güven, Hoşgörü ve Dayanışma Aşınıyor” başlıklı politika notu hazırladı.
CHP’nin hazırladığı politika notuna göre AK Parti iktidarı döneminde kutuplaştırıcı ve hedef gösterici söylem ve politikalar nedeniyle şiddet olayları tetiklendi. İktidarın olumsuz söylemleriyle sosyo-ekonomik sorunların birleştiği belirtilen raporda, bu durumun “Şiddet ve sadizm kültürüne yol açtığı” ifade edildi.
BİREYSEL SİLAHLANMADAKİ ARTIŞ
Toplumdaki şiddetin artmasının farklı alanlardaki etkilerini derleyen CHP, bireysel silahlanmanın artışını da rakamlarla ortaya koydu. AK Parti hükümetlerinin yürürlüğe koyduğu genelge ve yönetmeliklerle silah edinmeyi kolaylaştırdığını, bireysel silahlanma kaynaklı şiddet olaylarının artmasına da neden olan düzenlemeler yapıldığı belirtilen politika notuna göre can ve mal güvenliğinin tehdit altında hissedilmesi, Türkiye’de bireysel silahlanmanın artmasına neden oluyor.
Silah bulundurma ruhsatı için 2019 yılında 13 bin 206 başvuru yapıldığı, bu sayının 2020’de yüzde 34 artarak 17 bin 751’e çıktığını belirten CHP’nin politika notunda şöyle denildi:
“Yapılan bazı çalışmalarda 2011 yılında 9 milyon olduğu düşünülen bireysel silah sayısının 2021 yılı itibarıyla yüzde 85’i ruhsatsız olmak üzere en az 25 milyona ulaştığı iddia edilmektedir. 2014 yılında basına yansıyan yaralama ve cinayete varan silahlı olayların sayısı bin 499 iken, 2021’de yüzde 73 artış artışla 2 bin 592 olmuştur. 2021 yılına gelindiğinde ilk 9 ayda 2 bin 592 bireysel silahlı şiddet olayı yaşanmıştır. 2021 yılında yaşanan bu olaylarda bin 470 kişi ölmüş, 2 bin 693 kişi de yaralanmıştır.”
‘ŞİDDET ORTAMI VATANDAŞLARIN MUTSUZLUĞUNU KATLIYOR’
Türkiye’nin 41 OECD ülkesi arasında “ayrımcılığın en yüksek olduğu ülke” haline geldiğini, Türkiye’nin, 2020 Refah Endeksi’nde ayrımcılığa karşı yasal önlemlerin varlığı ve toplumsal hoşgörü açısından 167 ülke arasında son 10 yıl içinde 33 sıra gerileyerek 154’üncü sıraya gerilediğini belirten politika notunda şu değerlendirmelere yer verildi:
“Ülkemiz âdeta sivil darbe koşullarında yönetilmekte, yurttaşların can ve mal güvenliği korunmamaktadır. Baskıcı tek adam rejimin körüklediği güvensizlik ve hukuksuzluk yüzünden toplumda huzursuzluk günbegün artmaktadır. Şiddet, öfke, nefret kültürü yurttaşları ciddi psikolojik sorunlara, paranoyalara, korku ve endişelere sevk etmektedir. 2021 yılında yayınlanan Dünya Mutluluk Raporu da Türkiye’nin günbegün mutsuzluğa gömüldüğünü göstermektedir. 2019 yılında 156 ülke arasında 79. sırada yer alan Türkiye, sadece 2 sene içinde 25 sıra gerileyerek 2021 yılında 104. sıraya düşmüştür. TÜİK’in Yaşam Memnuniyet Araştırması’na göre ise 2020 yılında Türkiye’de yaşayan her iki yurttaştan biri kendisini mutsuz hissetmektedir. Yaratılan düşmanlık ve şiddet ortamı, vatandaşların mutsuzluğunu katlamaktadır.”
‘KADIN, ÇOCUK VE HAYVANLARA YÖNELİK ŞİDDET DE ARTIYOR’
Türkiye’nin, OECD ülkeleri arasında kadına karşı şiddetin en yaygın olduğu ülke olduğu belirtilen politika notunda, 2021 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu hatırlatıldı ve Türkiye’nin 156 ülke arasında 133’üncü sırada yer aldığı vurgulandı. Kadınlara, çocuklara ve hayvanlara yönelik şiddetin her geçen gün arttığı belirtilen raporda şu tespitlere yer verildi:
- "AKP’nin 19 yıllık iktidarında, kadınlara yönelik şiddet, taciz, tecavüz ve kadın cinayet vakaları ve maruz kaldıkların vahşetin boyutu her yıl hızla artarak ürkütücü boyutlara ulaştı. Türkiye, OECD ülkeleri arasında kadına karşı şiddetin en yaygın olduğu ülke konumuna geldi. 2021 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu'nda ise 156 ülke 133. sırada yer aldı. 2016 yılında kadınların yüzde 53’ü şiddeti en önemli problem olarak görürken 2020 yılında bu oran yüzde 66’ya yükseldi. Sivil toplum örgütlerine göre; erkekler son 10 senede 3 binden fazla kadını öldürdü, binin üzerinde kadına tecavüz, yaklaşık 2 bin kadını taciz etti.
-Sivil toplum örgütlerine göre ülkemizde son 10 senede 3 binden fazla kadın, erkekler tarafından öldürülmüş, binin üzerinde kadın tecavüze ve yaklaşık 2 bin kadın ise tacize uğramıştır. 2020 yılında, Türkiye’de 300 kadın erkekler tarafından öldürülmüş, 171 Kadın ise şüpheli şekilde ölü bulunmuştur.
-Türkiye’de son yıllarda çocuklara karşı cinsel istismar vakalarında ciddi artışlar yaşandığı görülmektedir. TÜİK verilerine göre güvenlik birimlerine 2015’te 226 bin 625 mağdur çocuk getirilirken, 2019’da 236 bin çocuk getirilmiştir. Mağdur olarak getirilen 100 çocuktan 15’ini ise cinsel şiddete maruz kalan çocuklar oluşturmaktadır.
-Türkiye’de yaygınlaşan ve yoğunlaşan şiddet ve eziyet kültürünün bir uzantısı olarak hayvanlara uygulanan şiddet olaylarında ciddi artış yaşanmaktadır. Sessiz Hayvan Zulmü Endeksi’nde Türkiye, gösterdiği kötü performans nedeniyle 50 ülke arasında 33. sırada bulunmaktadır. Yalnızca 2020 yılında 22 milyon 735 bin 267 hayvan işkenceye maruz bırakılmıştır."
‘MUHALİF GÖRÜŞLER DİJİTAL ŞİDDETE MARUZ KALIYOR’
Türkiye’de her beş kişiden birinin dijital şiddete uğradığını, özellikle gençlerin hedef alındığını belirten CHP, 15-17 yaş arası her 5 gençten 1’inin, 18-32 yaş arası her 3 gençten de 1’inin dijital şiddete maruz kaldığını belirterek, “En sık rastlanan dijital şiddet biçimleri hakaret ve küfür; yazılı ve sözlü taciz mesajları ve ısrarlı takiptir. Vatandaşlar en çok siyasi görüşleri nedeniyle dijital şiddete maruz kalmaktadır” ifadelerine yer verdi.
‘SADİZM VE VAHŞET İKLİMİ SİYASETİN HİMAYESİNDE YARATILDI’
Hazırladıkları politika notuna ilişkin, "Son iki gün içerisinde bile ülkenin dört bir yanından gelen sadizm ve eziyet haberleri; raporumuzda ortaya koyduğumuz şiddet kültürünün pompalandığına ilişkin tespitlerimizi maalesef doğruladı” değerlendirmesinde bulundan CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel, şunları söyledi:
“Türkiye’de kadınların samuray kılıcıyla bile katledildiği; komşuların birbirine pompalı tüfekle saldırdığı; Konya'da bir ailenin canice yok edildiği; 'daha bunlar bir şey değil' denilerek gerçek hayatta ve medyada tehditlerin savrulduğu; güvercinlerin ve sokak hayvanlarının canice öldürüldüğü bir sadizm ve vahşet iklimi siyasetin adeta himayesinde yaratıldı."