Kahraman...

Salgının ilk görüldüğü Wuhan’da Li Wenliang adlı bir doktor, çevresini kentte dolaşan gizemli virüse karşı uyarmış, polis tarafından susturulmuş, daha sonra da aynı virüs nedeniyle hayatını kaybetmişti. Tabii, onu Batı’nın kahramanı yapan, cesurca sesini yükseltmesi, sonra da hamile eşini geride bırakarak hayata veda etmesi miydi, yoksa bu vesileyle Çin’i, partiyi sıkıştırmak mıydı; bu, bahs-i diğer...

Google Haberlere Abone ol

Cenk Özkömür* @cenkozkomur 

Wuhan’da Aralık 2019’da halkı ‘gizemli bir virüse’ karşı uyaran Çinli doktor Li Wenliang, ölümünün birinci yıl dönümünde bir kahraman olarak anılıyor.

Genç doktor Li Wenliang’ın korona virüsü nedeniyle hayata veda ettiği gecede, mumlar yakıldı koca bir ülkede... 

Kimi evinde sessizce, kimi sosyal medyada, kimi de karantina altındaki kentlerin karanlık sokaklarında tutuyordu yasını...

‘Lu Xun’ü şimdi anlıyorum’ diyordu Çinli bir genç, sosyal medya paylaşımında... 

***

Yıl 1917... 

Çin’de modern edebiyatın babası olarak anılan Lu Xun’un eski bir dostu olan Qian Xuantong, onu Yeni Gençlik dergisinde yazmaya davet eder. 

Dönemin gençliğini etkileyen, yeni kültür hareketinde önemli rolü olacak bir dergidir bu. 

Lu Xun başlangıçta şüphecidir, yazılarının bir toplumsal gayeye hizmet edip edemeyeceği konusunda tereddütleri vardır ve daha sonraları meşhur olacak şu benzetmeyle yanıt verir dostuna: "Demirden bir ev hayal et; penceresiz ve kapısız, yıkılması mümkün değil ve içi derin uykudaki insanlarla dolu, hepsi boğularak ölmek üzere... Uykuda ölmelerine müsaade edilirse hiçbir şey hissetmeyecekler. Feryat edip, aralarında uykusu hafif olanları uyandırmak, onlara ölmeden evvel tesellisi gayrimümkün ıstıraplar yaşatmak doğru mu?"

Qian, bu soruyu ‘evet doğru’ diye yanıtladı, çünkü uykudakiler gözlerini açarlarsa bu hâlâ umut var demekti, demirden evin bir gün yıkılacağına dair bir umut...

Bu diyalogdan bir süre sonra Lu Xun, kısa bir öykü kaleme aldı, öykünün başlığı Bir Delinin Güncesi’ydi. 

Lu Xun, Yeni Gençlik’te güçlü metaforlarla dönemin Çin’ini tasvir eden, hatta toplumun röntgenini çeken türde yazılar yayımladı. 

***

Şubat 2020...

Covid-19 salgını, henüz yerel bir vaka gibi görülürken, tüm dünya salgında Komünist Parti’nin rolünü tartışırken, Batı medyası genç bir Çinli doktoru kahraman belledi.

Salgının ilk görüldüğü Wuhan’da Li Wenliang adlı bir doktor, çevresini kentte dolaşan gizemli virüse karşı uyarmış, polis tarafından susturulmuş, daha sonra da aynı virüs nedeniyle hayatını kaybetmişti. 

Tabii, onu Batı’nın kahramanı yapan, cesurca sesini yükseltmesi, sonra da hamile eşini geride bırakarak hayata veda etmesi miydi, yoksa bu vesileyle Çin’i, partiyi sıkıştırmak mıydı; bu, bahs-i diğer... 

Göremedikleri ise merhum doktorun müesses nizamın da, yani partinin de kahramanı ilan edilişiydi.

O karanlık günleri yaşayan Çin toplumu için ise durum gayet tabii başkaydı...

Li Wenliang’ın ölümü, ruh durumu altüst olmuş, evlerine kapanmış, tüm dünyanın dikkati üzerlerindeyken, ne olup bittiğini aslında kendileri de pek bilmeyen Çinliler arasında bir duygu patlamasına sebep olmuştu.

Şu noktaya da işaret etmek lazım:

Li Wenliang, kendisini karakola sürükleyen o mesajında, sadece yakın çevresini uyarmış, ‘Sakın ha, bu bilgiyi dışarı yaymayın’ diye de sıkı sıkı tembihlemişti; ama tabii, arkadaşın arkadaşı var derken, insanlar, yakınlarını bu tehlikeli -ve o zaman için gizemli- virüse karşı uyarmaya başlamıştı. 

Doktorun ikazı herkese ulaşmıştı.  

Çinli doktorun ölümü sonrası kahraman ilan edilmesi, bu denli benimsenmesi karşısında bazıları da dedi ki: ’Aslında bu tam da biz değil miyiz, otorite/güç karşısında hepimiz böyle yapmıyor muyuz?’ 

Yani Li’nin böylesine sahiplenilmesinin bir nedeni başına gelen trajedi ise diğer nedeni de halkın onu kendisiyle özdeşleştirmesiydi... 

Li Wenliang’ın vefatıyla içindeki yarayı çığlığa dönüştüren insanlar herhalde içten içe şunu da diyordu: ‘Bari kahramanımızı bize bıraksaydınız!..’

Li’nin duruşu, kahramanlığı, mevcut normlar içinde geçerliydi geçerli olmasına; ama talihsiz doktoru belki de gerçekten kahraman yapan adımıyla, her şeye rağmen sesini yükseltmeye çalışmasıyla hatırlamalı:

Genç doktor, hasta yatağında verdiği röportajda samimi ve cesur ifadeler kullanıyordu.

Özellikle şu cümlesi yıllarca hatırlanacak: ‘Sağlıklı bir toplumda yalnızca tek bir ses olmamalı.’

***

Bu kez yıl 1919...

Lu Xun’ün bir makalesi yer alır, Yeni Gençlik dergisinin 15 Temmuz 1919’da çıkan sayısında; karamsar bir tablo çizer makalede yazar, sonra da şöyle der gençlik için: ’Temennim, ilerlemeleri, umutsuzluğa teslim olmuşların sözlerini dinlememeleridir; yapabildiklerini yapmaları, söyleyebildiklerini söylemeleridir; küçük bir ateş yakmaları, küçük bir ışık yaymalarıdır, gecenin içindeki bir ateşböceği misali... Bir fener için beklemeye lüzum yok.’

İşte, Lu Xun’u şimdi anlıyorum diyordu bir genç, o doktorun son nefesini verdiği gecede...

*Gazeteci