Kalın: Bülent Arınç kendi görüşlerini ifade ediyor

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Bülent Arınç'ın "Osman Kavala'nın tutuklu kalmasına hayret ediyorum, Demirtaş'ın da tahliyesi olabilir" sözleri sorulan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, "Cumhurbaşkanı adına bir sözcü gibi konuşmuyorlar. Kendi görüşlerini ifade ediyorlar. Bunları Cumhurbaşkanımıza da ifade ediyorlar. Cumhurbaşkanımız da bunları Yüksek İstişare Kurulu toplantılarında dinliyor" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, NTV'de yayınında Ahmed Arpat'ın sorularını yanıtladı ve gündemdeki konuları değerlendirdi.

Türkiye'nin korona virüsü (Covid-19) salgını sürecini en iyi atlatan ülkelerden biri olduğunu söyleyen Kalın, "Avrupa'ya, Amerika'ya, Hindistan'a, Brezilya'ya, Meksika'ya bakın. Maalesef buralarda durum gerçekten çok çok kötü. Bütün bunlara baktığınız zaman virüs ve salgın hız kaybetmiyor. O yüzden tabi bu tedbirler sürecin akışına göre gözden geçirilecek. Farklı tedbirler gene gündeme gelebilir” dedi.

“Daha kapsamlı bir kapanmaya nasıl bakılıyor?” sorusu üzerine Kalın, “Bu hafta açıklanan tedbirlerin seyrine bakacağız. Bunlar yıl sonuna kadar ilan edildi. Bunların akışına bakacağız. Gidişata göre bu tedbirler arttırılabilir, hafifletilebilir, daha ağırlaştırılabilir, süresi uzatılabilir” diye konuştu.

'HUKUKTA İÇTİHAÇ KAPISI HİÇBİR ZAMAN KAPANMAZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın reformlar yapılacağı açıklaması hatırlatılan Kalın, şunları söyledi:

“Cumhurbaşkanımız bunu 'yeni bir atılım dönemi' olarak ifade etti. Türkiye gibi dinamik, dünyaya açık, demokratik bir ülkenin toplumsal, siyasal, ekonomik ihtiyaçları da değişerek dinamik bir süreklilik arz ediyor. Bunlara adapte olmak zorundasınız. Yeni ihtiyaçlar ortaya çıkacaktır. Hukukta içtihat kapısı hiçbir zaman kapanmaz. Yeni durumlar, sorunlar ortaya çıkar, yeni içtihatlar yapmanız gerekir. Burada Türkiye, özgürlük, güvenlik ve demokrasi dengesini oturtarak bu süreci uzun yıllardır yönetti. Bundan sonra da bu kararlıkla buna devam edecek tabii ki. Tabii ki AB kriterleri var. AB çıpası yıllarca konuşuldu. Türkiye'deki reform sürecini tetikleyen, diri tutan önemli bir çıpaydı o. Hala önemli, AB perspektifi bütünüyle kaybedilmiş değil.”

'BUNLAR CUMHURBAŞKANIMIZ ADINA YAPILAN AÇIKLAMALAR DEĞİL'

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu üyeleri Bülent Arınç ve Cemil Çiçek'in son dönemde adalet kavramı, uzun tutukluluk süreleri ve güvenlikçi yaklaşımlar hakkındaki söylemlerinin "Politika değişikliğine mi gidiliyor?" yorumlarına sebep olduğunun söylenmesi üzerine Kalın, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Yüksek İstişare Kurulu'yla, hükümet birimleriyle bütün bu konuları istişare ettiğini, son olarak politikayı belirleyen iradenin kendisi tarafından temsil edilerek, hayata geçirildiğini anlattı.

Arınç ve Çiçek'in tecrübeli siyasetçiler olarak bu konularda farklı görüşler ifade etmelerinin mümkün olduğunu belirten Kalın şöyle devam etti:

“Bunların hepsi birebir Cumhurbaşkanımızın adına yapılmış açıklamalar dersek hata yaparız. Onlar Cumhurbaşkanı adına bir sözcü gibi konuşmuyorlar. Kendi görüşlerini ifade ediyorlar. Bunları Cumhurbaşkanımıza da ifade ediyorlar. Cumhurbaşkanımız da bunları Yüksek İstişare Kurulu toplantılarında dinliyor. Ama son tahlilde büyük fotoğraf içerisinde bütün bunların istişareleri yapıldıktan sonra politika haline gelmesi Cumhurbaşkanımızın iradesiyle şekillenen bir şey. Dışarıdan bilmeyenler şöyle düşünüyorlar; 'Bir kişi, tek adam kendi başına karar veriyor.' Biraz bilseler Cumhurbaşkanımızın çalışma tarzını, inanın böyle cümleler kurmaktan sarfınazar ederler. Gerçekten çok dinleyen, istişare eden, not alan bir liderden bahsediyoruz. Adalet Bakanını da dinler, İçişleri Bakanını da dinler, Milli Savunma Bakanını da dinler, Dışişleri Bakanını da dinler, danışmanını da dinler ilgili kurumları da dinler.”

'BUNLAR YARGI REFORMU İÇERİSİNDE KONUŞULAN KONULAR'

İbrahim Kalın, iş insanı Osman Kavala ve eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın tutukluluk süreleriyle ilgili düşüncelerinin sorulması üzerine, “bunun bir hukuki süreç, son tahlilde yargının uhdesinde bir konu olduğunu” söyledi.

Kendisinin bir şey söylemesinin doğru olmayacağını dile getiren Kalın, “Bu iki isim üzerinden tartışmak istemem. Meseleyi sadece bu iki kişinin davasına indirgemek doğru olmaz. Bunlar zaten yargı reformu içerisinde konuşulan konular. Hukukun kendi sistematiği içerisinde de değerlendirmeleri var” diye konuştu.

“Toplumdaki bazı hassasiyetleri de göz ardı etmemek lazım” diyen Kalın, “Yani, diyelim ki Demirtaş meselesini Sayın Arınç bu şekilde konuştuğunda belki kendisi tamamen hukuki açıdan bir mülahazada bulunuyor ama bunu yaşanan siyasi olaylardan bağımsız ele almak mümkün değil. Kobani Olayları, Çukur Olayları, Yasin Börü ve diğer bütün olaylarla birlikte düşündüğünüzde o dönemde HDP'nin ve Demirtaş'ın aldığı tavırları, pozisyonları dikkate aldığınızda toplumun bir kesiminde de başka bir tepki oluşuyor. Burada güvenliği ve toplumun o hassasiyetlerini de dikkate alan bir bakış açısının daha sağlıklı şekilde ortaya konması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

'KİMSENİN KİMSEYİ TEHDİT ETMESİ KABUL EDİLEBİLİR DEĞİL'

Kalın, suç örgütü lideri Alaattin Çakıcı'nın CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'na yönelik tehdit ve hakaret içeren paylaşımı ile MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin konuya ilişkin açıklamalarına Cumhurbaşkanlığının yaklaşımının sorulması üzerine şöyle konuştu:

“Savcılık bir soruşturma başlattı. Hukuki süreç ilerliyor. Türkiye'de kimsenin kimseyi bu şekilde tehdit etmesi hukuk devleti normları açısından kabul edilebilir bir şey değil. Sayın Kılıçdaroğlu şikayette bulundu. Hukukun kuralları içerisinde ne gerekiyorsa mahkemeler gereğini yapacaklardır. Sayın Bahçeli'nin Çakıcı'yla eskiye giden tanışıklığının, dostluğunun olması da onun belki bir vefa duygusuyla söylediği bir şey. Orada kişisel hukuk ile hukukun ortaya koyduğu normlar arasında bir çatışma olmaması gerekir.”