Kanal İstanbul projesinde bilirkişi incelemesi: Duruşma başladı
Projenin iptali için açılan davada, taraf avukatları bilirkişi heyetine beyan sunuyor. Daha sonra bilirkişi heyeti, davalı Bakanlık ile davacılar inceleme için proje sahasını gezecek.
İSTANBUL – Kanal İstanbul projesine Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca verilen Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) olumlu kararının ardından açılan iptal davasında Danıştay 4’üncü Dairesi bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verdi.
2 gün sürecek incelemenin ilk gününde İstanbul Bölge İdare Mahkemesi'nde davacılar projeye ilişkin bilirkişilere beyan sunuyor. İncelemeye 14 davacı kurumla birlikte diğer davacı 190 kişi de katıldı.
Duruşma salonundaki beyan ve sunumlar başladı. Mahkeme başkanı, davanın teknik bilgi gerektirmesi nedeniyle "Mahkeme heyeti bir yıldır dosyayı inceliyor. Bu iş bizim hukuk bilgimizle çözülebilecek bir şey değil" dedi.
'KANALI YAPTIRMADIK, YAPTIRMAYACAĞIZ'
İstanbul İdare Mahkemesi önünde Ya Kanal Ya İstanbul Koordinasyonu tarafından yapılan açıklamada, "Bu dava artık idare ve Danıştay mahkemeleri arasında top çevirmeye döndü. Kanal İstanbul yapılamayacak. Proje güzergahında inşaatların yükseldiğini, arazi satışlarının arttığını görüyoruz. ÇED raporunun hiçbir bilimsel yanı yok. 5 yıldır yürütmeyi durdurma kararı bekliyoruz. Kanalı yaptırmadık, yaptırmayacağız" denildi.
Şahintepe halkı da bir konuşma gerçekleştirdi: "Kanal İstanbul davasında yeniden bilirkişi incelemesi için buradayız. Kanal İstanbul'un bilimsel olarak yapılamayacağı ortaya kondu. Marmara'dan Karadeniz'e ulaşacak biçimde tüm ülkeyi etkileyecek bir projedir. Ülkemizi, doğamızı savunacağız."
'HER YÖNDEN SORUNLU BİR PROJE'
Davacı Cem Tüzün sunuma yönelik şunları söyledi: "Şu an boğazlardan geçen gemi sayısı 30 binin altına düştü. Ancak rapor hazırlandığında 50 bin geçişten söz ediliyordu. Gelecekte de artış olacağı öngörülüyordu. Rusya-Ukrayna savaşı, yeni ticaret yolları ve ekonomik iş birliklerini sanırım öngöremediler."
Eski CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker de konuşmasında, "Sıkıntımız şu bir kişinin bize dayattığı proje var. Bilim insanları da buna kılıf arıyor. Onlar adına üzgünüm ama biz projenin karşısındayız. İstanbul'un suyunun yüzde 7'sini Sazlıdere Barajı karşılıyor. 'Son bir ay kaldı' dediklerinde aslında suyumuz olmayacak. Hatay'da yaşananlarda ders çıkarmıyoruz. Ulaşım kesilecek. Şu anda Çam Sakura Hastanesi'ne gitmek bile başlı başına bir sorun. İstanbul'dan yeteri kadar arıtma yapılmadan Marmara Denizi'ne atık bırakılıyor. Yani her yönden sorunlu bir projeden söz ediyoruz. Ekonomik olarak da Türkiye'ye etkisi var ve buna tahammülümüz yok" ifadelerini kullandı.
Ne olmuştu?
Kanal İstanbul ilk olarak 2011 yılında dönemin Başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan tarafından duyuruldu. Kanal, Marmara denizi ile Karadeniz’i birbirine bağlayan ikinci bir geçiş güzergahı olarak planlanmıştı. Geniş kesimler tarafından itiraza konu olan projenin yapımı mücadeleler sonucu durduruldu. Çeşitli davalar açıldı. Yenişehir Rezerv Yapı Alanı imar planları mahkeme tarafından iptal edildi. 2020 yılının başında verilen ÇED olumlu kararına karşı da ayrı bir dava açıldı. Aradan neredeyse 5 yıl geçmişken, yeniden bilirkişi incelemesine karar verildi.
Ancak daha öncesinde Danıştay 4’üncü Dairesi, mevcut bilirkişi raporuna rağmen, geçen yıl yürütmeyi durdurma istemiyle ilgili herhangi bir karar vermemişti. Bilirkişi incelemesi, Küçükçekmece Lagünü ile Arnavutköy/Yeniköy sahili arasında kalan geniş alanda yapılacak.