'Kanundan işçinin adı çıkarılınca işçinin ne sağlığı kaldı, ne de güvenliği'
CHP Ankara Milletvekili Umut Akdoğan, "2012'den beri 22 bin 38 işçimiz iş kazası kurbanı olmuş. Kanundan işçinin adı çıkarılınca işçinin ne sağlığı kaldı, ne de güvenliği kaldı" dedi.
DUVAR - CHP Ankara Milletvekili ve Anayasa Komisyonu Üyesi Umut Akdoğan, İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi tarafından yayınlanan iş cinayetleri raporlarını değerlendirdi. Akdoğan, “İSİG tarafından hazırlanan iş cinayetleri raporlarını inceledik. Bu raporlarda ortaya konulan rakamları yıllar bazında değerlendirdiğimizde gördük ki İş Sağlığı ve Güvenliği için bağımsız bir kanun çıkarttık diye övünen AK Partili yıllarda 2002’den bu yana 32 bin 773 işçimiz hayatını kaybetti. İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununun Resmi Gazete’de yayımlandığı 2012 yılından bugüne ise 22 bin 38 işçimiz iş kazası kurbanı olmuş. Bu Kanun TBMM’de görüşülürken iktidar vekilleri işçinin adını başlıktan çıkarmış iş sağlığı ve güvenliği demişti. Aradan geçen 12 yılda görüyoruz ki kanundan işçinin adı çıkarılınca işçinin ne sağlığı kaldı, ne de güvenliği kaldı. Sadece bu yılın ilk iki ayında hepi topu 60 günde 302 işçimiz öldü.”dedi.
'EKONOMİ İŞÇİNİN HAYATI ÜZERİNDEN BÜYÜMEYİ HEDEFLİYOR'
“Devletin, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları korumak ve çalışmayı desteklemek üzere gerekli tedbirleri almak gibi Anayasal görevleri var. İktidarın ise çalışanlar yönünden bir önceliği yok. Bu maaş yaklaşımında da böyle ama en çok da işçinin sağlığı ve güvenliği yönünden bir öncelikleri bulunmuyor. Bunu da ne yazık ki iş kazalarında hayatlarını kaybeden işçilerimizin, çalışanlarımızın sayısı açıkça ortaya koyuyor” diyerek iktidarı eleştiren Akdoğan sözlerine şöyle devam etti:
“Bu yasanın adı 'sakat'. İş Sağlığı ve Güvenliği olarak değil, 'işçi sağlığı ve iş güvenliği' olması gerekiyor. Çünkü her geçen gün artan ölümlerin nedeni tam da bu mantıktan kaynaklanıyor. “İş sağlığı” dediğinizde işçi yok, sermaye var, sermayenin çıkarlarını koruyan bir yasa var. İşin sağlığı ön planda olunca işçinin ölümü de kaçınılmaz oluyor. Görülüyor ki Türkiye ekonomisi işçinin hayatı üzerinden bir büyümeyi hedefliyor. O nedenle Soma’da 301 işçimiz madende hayatını kaybediyor, Amasra’da 42 işçimiz madende iş kazasına kurban gidiyor ve hiç ders alınmıyor. O yüzden İliç’te 9 işçimizin halen cenazelerine ulaşılamıyor. Siz istediğiniz kadar özel kanun yapın, o kanunu işçinin sağlığı ve güvenliği için yapmadıysanız işçi ölmeye devam ediyor. Yapılması gereken insan onuruna yakışır iş çerçevesinde üretim yapma koşullarının düzeltilmesidir.”