Kapanma dramı: Sait ek gelirinden, yüzlerce işsiz tek gelirinden oldu

Diyarbakır'da çiğ köfte ve meyan şerbeti satarak geçinen yüzlerce işsiz, kapanma kararı nedeniyle bir kez daha işsiz kaldı. Şerbetçi Sait onlara göre biraz daha şanslı çünkü onun sigortalı işi var.

Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - 5 yıldır aynı apartmanda oturuyorum ve bu arada iki apartman görevlisi sonradan öğrendiğime göre olaylı bir şekilde görevlerinden ayrıldılar. İlk gidenin adı Ahmet’ti ve ne Kürtçesi’nden ne de Türkçesi’nden bir şey anlamadığım için iletişimimiz sıfıra yakındı. Birkaç defa dalgınlıkla anahtarı evde unuttuğumda büyük yardımını gördüğümü söylemeliyim. Bıçakla ikiye böldüğü boş kola şişesiyle açıyordu kapıyı. Bir kez ben de denedim ama beceremedim.

Ahmet bir gün kapıya geldi, aidat istedi ve “Ben artık burada çalışmıyorum” dedi. Dediğine göre yeni yöneticiyle feci kavga etmiş, dayak yemişti. Ahmet’i bir daha göremedim, yeni bir iş buldu mu bilmiyorum.

Ahmet'in yerine Sait geldi. Sait beş altı ay kadar çalışabildi bizim apartmanda. İşten ayrıldığını tesadüfen öğrendim. Sait’i, yol üstünde bir tezgahta meyan şerbeti ve limonata satarken gördüm. Ayaküstü hal hatır sorarken işten ayrıldığını söyledi. Apartmanda biriyle tartışmış, iş hakaret boyutuna gelince istifa etmiş meğer.

İki, belki üç haftadır bizim apartmanda çalışan yeni görevliyle henüz tanışamadım. 

MEYAN ŞERBETİ SAİT’İN EK GELİRİ

Sait’in işsiz kaldığı için meyan şerbeti satmaya başladığını düşünmüştüm. Sait, “Ben sizin apartmana geldiğimde zaten başka bir apartmanda daha çalışıyordum” dedi. Diğer apartmandaki işi devam ediyormuş, sigortası zamanında yatıyormuş.

Peki, madem bir işi var, neden meyan şerbeti satıyor? “Ekmek parası” dedi Sait, biraz sıkılarak. Sonra, “Bu işi sürekli yapanlar var, ben sadece Ramazan’da satıyorum” diye devam etti. 

Bu cevaptan sonra Sait’le sohbet uzadı. Vakit iftara yakındı ve başı kalabalıktı Sait’in, yine de “Şerbeti nereden alıyorsun” soruma cevap verme nezaketinde bulundu.

Sait, meyan ağacının köklerini Dicle Nehri'nin kenarından buluyor.

YERİN ALTINDAN ÇIKAN ŞERBET

Dediğine göre Dicle Nehri'nin kenarında yetişen meyan ağacının köklerini kendisi bulup getiriyormuş. Ama elbette öyle söylendiği kadar kolay değilmiş bu. Bir, bir buçuk metre toprağı kazmak ve bulduğu kökleri kesip koparmak gerekiyor.

Sonra şerbet nasıl elde ediliyor peki?

“Kökleri yıkayarak çamurunu temizliyoruz” diyor Sait ve şöyle devam ediyor meyan ağacı kökünden şerbet elde etmenin yöntemini anlatmaya:

“Kuruttuğumuz kökleri çekiçle veya başka bir aletle dövüyoruz. Kökler lif haline gelinceye kadar. Lifleri bir kazana ya da leğene koyuyoruz. Kazandaki suya rengini ve tadını bırakıyor. Sonra bu şerbeti ağzını tülbentle kapattığımız başka bir kaba boşaltıyoruz. Tülbent liflerin kalıntısını ayıklamak için. Bütün bu işlemler beş-altı saat sürüyor.”

Daha sonra şerbet pet şişelere dolduruluyor ve satışa hazır hale geliyor. Bir buçuk litrelik pet şişelerde satılan meyan şerbetinin fiyatı ise 5 lira. Sait, “Biz Bağlar’dayız abê, bizde ucuz, başka yerde 7 buçuk liraya satıyorlar” diyor. 

Meyan şerbeti 1.5 litrelik pet şişelerde satılıyor.

PET ŞİŞELER YIKANIYOR

Hem limonata hem de meyan şerbeti daha önce kullanılmış pet şişelerde satılıyor. Sait, bunları lokantalardan topladığını söylüyor. Daha önce kullanıldığı için bunların temiz olup olmadığı sorulabilir elbette. Sait, lokantalardan aldığı şişeleri sabunlu suyla yıkayıp temizlediğini, bir güzel duruladığını söylüyor.

İftar saati iyice yaklaştığında Sait’in müşterileri de artıyor. Onu daha fazla meşgul etmek istemiyorum ama son bir soru sormadan da edemiyorum. “Sait, korona virüsü nedeniyle tam kapanma kararı alındı. Sen ne yapacaksın bu durumda?”

Sait, “Ne yapalım abê, ekmeğimizle oynuyorlar” diye karşılık veriyor.

EKMEĞİ ELLERİNDEN ALINANLAR

Diyarbakır’da Ramazan ayında her köşe başında bir çiğ köfteci ve meyan şerbeti satan ortaya çıkıyor. Meyan şerbeti neyse de oruçlu insanların çiğ köfte yiyerek iftar açmasını pek aklım almıyor doğrusu. Ama damak tadı, beslenme alışkanlığı diye bir şey var ve muhtemelen bu nedenle çiğ köftecilerin önünde kuyruk oluşuyor.

Mesleği çiğ köftecilik olanların dışında sokakta çiğ köfte satanların büyük çoğunluğu işsiz ve Ramazan ayında rağbet gördüğü için uygun buldukları yerde bir leğenin içinde çiğ köfte yoğuruyorlar. Meyan şerbeti satanların büyük çoğunluğu ekmek derdinde olan insanlar. Elbette çiğ köfte ya da meyan şerbeti satarak bir ayda zengin olmuyor, günlük kazandıklarını günlük tüketiyorlar muhtemelen. 

Sait, boşuna “Ekmeğimizle oynadılar” demiyor. Tam kapanma uygulaması en çok esnafı, işportacıları, gündelik işlerde çalışanları etkiledi. 

Tam kapanma nedeniyle caddeler boşaldı, mekanlar kapatıldı ama bu arada mülk sahibi, ev, dükkan kirasını istemeyi ihmal etmedi. Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğü (DİSKİ) su faturasını yatıramayan abonelere icra ihtarnamesi ve SMS göndermeye devam etti. Sait yine şanslı çünkü sigortalı bir işi var. Ama mesela işportacılık yaparak geçinen bir insan kapanma boyunca çocuklarıyla nasıl zaman geçirecek?