YAZARLAR

Kar altında titreyen yazı

“Azrail gibi bir kış geldi,/ Yurdumuzda ne ararsan yok” diyor Cahit Külebi.  Her kış memleket hikâyesi... 1954 kışı da... Düne baksan kış, bugüne baksan kış...

Ahmet Rasim’den okumuştum. Galata civarlarından bir kumarbaz bütün yaz sırtında ne varsa, kışı da onunla geçirirmiş. 1924 yılının Ocak ayında, ayaz bir kış gecesi nam-ı diğer Donsuz Petro’yla karşılaşan Ahmet Rasim ona üşüyor musun diye sormuş ve cevabını tez elden almış: “Bana ‘Donsuz Petro’ diyorlar, ama Türkçe bilmiyorlar ki... Ben ‘Donmaz Petro’yum... Titremesini bilmeyenler donar, derler.”

Titremek de, Türkçe de bu yazıya dahil. Her ikisini süslemek, bu karlı günde benim elimde. “Azrail gibi bir kış geldi,/ Yurdumuzda ne ararsan yok” dizesini yazdığı için olsa gerek Cahit Külebi, Petro’dan sonra uğruyor yanıma. Ne de olsa mevsimleri yorumlamış bir şair Külebi. “Güz Yorumu”, “Kış Yorumu”, “Yaz Yorumu” şiirlerini kastediyorum. Sonbaharda şairlerin ve âşıkların ateşini bin dereceye çıkaran, yazın dostun dostu unutacağından emin şair Külebi, kışın kendini sokaklara bırakır. “Freni bozuk kamyonlar gibi.” Caddelerde dolaşırken sevda, umut, arkadaş, anı arar. Ama peşinde doğduğu günden bu yana ölüm vardır. Akşamüstünü ısıtanın bir gülüş mü, dükkânların ışığı mı yoksa tramvayların kıvılcımları mı olduğunu düşünür durur. Ve bir başınalık duygusunun ağırlığı çöker üzerine: “Bütün trenleri kaçırdın. /Acıklı bir roman gibisin şimdi. /İşte milyon insanda milyon yürek / Seninçin çarpar mı biri?” En sonunda karanlık kış gününde kendine şöyle söyler:  “Sevdalı kimsesiz, sarhoşlar gibi/Sarıl gizlice ağaçlara.”

Külebi, “Kış Yorumu”nu efsanevi bir yılda, unutulmaz 1954 kışında yazmış. Olağanüstü günlerin yaşandığı, Boğaz’a buz kütlelerinin geldiği, şehirlere kurtların indiği, onlarla karşılaşan çocukların korkudan bayıldığı, donarak ölenlerin haberlerinin eksik olmadığı, sadece İstanbul’un değil Avrupa’nın beyaza ve kar fırtınalarına teslim olduğu bir yıl... Küçük bir araştırmayla kara kışın bela olduğu insanların hikâyelerini, fotoğraflarını bulmak mümkün. Benim tavsiyem Cengiz Kahraman’ın muhteşem  kitabı İstanbul Kış Günlüğü 1929 ve 1954. Zaten internette bulduğunuz çoğu fotoğraf ve haber de bu kitaptan alınma ama hemen herkes kaynağı belirtmekten aciz.  

Bir ülkenin kışı nasıl geçirdiği geleceğine dair net bir fotoğraf. Külebi, gizlice ağaçlara sarılırken, yalnızlığı boşuna hissetmiyor elbette. 1954 kışının haberlerinin büyük çoğunluğu fahiş fiyatlar ya da yokluk üzerine. Odunu, kömürü ederinin iki katına satarak kendi kesesini sımsıcak tutan, nice haneyi donmaya mahkûm bırakan esnaf... Fırsatçılığın kitabına adını koşarak yazan yakacak nakliyecileri... Et fiyatlarına on kuruşluk zam koymakta gecikmeyen kasaplar... Ücretlerini yüzde elli artıran taksiciler... Hükümet mi belediye mi kabahatli tartışmaları... İşte bir memleket, bir kış hikâyesi...

Düne baksan kış, bugüne baksan kış... En iyisi Külebi’nin yaptığını yapmak. “Sevdalı kimsesiz, sarhoşlar gibi/Sarıl gizlice ağaçlara.” Tüm zorluğu karda yürümek olan kışları umut ederek... Yok edilmemiş dağları ve ormanları hatta oralardan şehre inecek kurtları bekleyen insanları düşleyerek...

Notlar

Cahit Külebi’nin yazıda geçen şiirlerini şairin Bilgi Yayınevi tarafından yayımlanan Bütün Şiirleri kitabında bulabilirsiniz. “Azrail gibi bir kış geldi,/ Yurdumuzda ne ararsan yok” dizesi şairin iki bölümlü “Acı Dönem” şiirinin birinci bölümündendir.

Cengiz Kahraman’ın hazırladığı İstanbul Kış Günlüğü 1929 ve 1954, bu iki efsanevi kışı anlatan arşiv niteliğinde bir kitap. 2015 yılında Yapı Kredi Yayınları tarafından yayımlanmıştı. Maalesef baskısı yok. Bulmak isteyenler için umut sahaflarda.

Çağdaş Yayınları tarafından yayımlanan Ahmet Rasim’in derleme yazılarından oluşan Anılar ve Söyleşiler kitabını da ancak sahaflarda bulmak mümkün.


Burcu Aktaş Kimdir?

Burcu Aktaş, 1980’de İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi’nde Antropoloji eğitimi aldı. Uzun yıllar Radikal gazetesinde çalıştı. Radikal Kitap’ın editörlüğünü yaptı. Selim İleri’nin iç dünyasını anlattığı Düşüşten Sonra adında bir anlatı kitabı ve Çarpık Ev, Durmayalım Düşeriz, İstasyonda Vals, Vahşi Şeyler isimli dört çocuk romanı var.