Karabük Üniversitesi Dina'yı yok saydı

Bir üniversite kendisine emanet bir canı yok sayıyor. Bu öğrenciler yokmuş gibi suskun ve sessiz. O öğrenciler Afrikalı ve evet ırkçılık burada başlıyor...

Google Haberlere Abone ol

Ayşe Çelik*

Karabük Üniversitesi Rektörlüğü 8 Eylül 2023 tarihinde "üniversite ile ilgili iddialar" hakkında bir açıklama yayınladı. Şaşkınlık içerisinde okudum bu açıklamayı. Nedenini açıklayayım...

Karabük Üniversitesi öğrencisi, Gabon Cumhuriyeti uyruklu ‘Dina’ olarak hitap edilen Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga, 26 Mart’ta Karabük’teki Filyos Çayı’nda ölü olarak bulunmuştu. 17 yaşındaydı, üniversiteye üç dört ay önce başlamıştı. Gabon’dan Karabük’e gelmişti, arkadaşlarıyla tuttukları evde kalıyordu. Bir gece ansızın ırkçı bir kadın cinayeti onu aramızdan aldı götürdü. Karabük Üniversitesi Dina’nın öldürülmesi hakkında bir açıklama yayınlamadı. Gencecik bir üniversite öğrencisinin neden öldürüldüğünü herhangi bir şekilde sorgulamadı. Öğrencilerinin bedeninin Filyos Çayı'nda ne aradığını sorgulamadı. Üniversite olarak kendilerine emanet edilen öğrencilerini hiç merak etmediler, üzüntülerini dile getirmediler, başsağlığı mesajı yayınlamadılar.

İşte buna çok şaşkınım...

Jeannah Danys Dinabongho Ibouanga’nın ailesi savcılığa şikayette bulunmak ve ifade vermek için Karabük'e gitti. Karabük Adliyesi önünde, aile ile görüşmek veya destek olmak için, Karabük Üniversitesi'nden gelen kimse yoktu. İyi biliyorum çünkü ailenin yanındaydım. Başsağlığı dileyip üzüntülerini dile getiren hiç kimse olmadı. Bir kadın öğrenci bu dünyadan kayıp gitmişti. Neden ve nasıl diye soran bir üniversite yetkilisi yoktu. Dina o üniversitenin öğrencisi değilmiş gibi, hiç yokmuş gibi sessizlik içinde kaldı üniversite.

İşte bu yüzden bu açıklamaya bu kadar şaşkınım. 

Soruşturma esnasında Afrikalı öğrencilerin yaşadığı semte ve sokağa "eskort sokağı" denildiğini öğrendim. Ben beş saat kaldım Karabük'te ve bunu duydum. Tüm basın, emniyet yetkilileri, hatta savcılık ofisi bile rahatlıkla dile getiriyordu bunu. Ama Üniversite, öğrencilerini koruyup kollamak adına hiçbir şey yapmamıştı. Bu konuda da hiçbir bildiri yayınlamamış, güvenlik kuvvetlerinden yardım talep etmemiş ve Cumhuriyet Savcılığı'ndan bu konuda araştırma talep etmemişti. Öğrencileri ile hiç ilgilenmemiş, yardım etme konusunda herhangi bir adım atmamıştı. İşte bu nedenle, Üniversitenin bildirisini okuyunca çok şaşırdım.

ÜNİVERSİTE, ÖĞRENCİLERİ İÇİN NE YAPIYOR?

18 bin yabancı uyruklu öğrencileri olduğunu beyan ediyorlar. Ama bu öğrencileri için herhangi bir entegrasyon çalışmasından bahsetmiyorlar. Öğrencilerine sağladıkları sosyal uyum projelerinden bahsetmiyorlar. Öğrencilerinin Karabük’te rahat bir yaşamları olması için ne yaptıklarından bahsetmiyorlar. Hatta öğrencilerinin bir tanesinin ırkçı bir kadın cinayetine kurban gitmesinden dolayı "ne kadar üzgün olduklarından" bile hiç bahsetmiyorlar. Bu cinayetin diğer öğrenciler üzerinde ne kadar etkisi olduğundan da hiç bahsetmiyorlar. Öğrencilerden bazıları da soruşturma kapsamında gözaltına alındı ve haklarında takipsizlik kararları verildi. Bu öğrencilerine hukuki destek sunup sunmadıklarından da bahsetmiyorlar. Bu öğrencilere psiko-sosyal yardım sunup sunmadıklarından da bahsetmiyorlar.

Çok şaşkınım işte bütün bunlar yüzünden.

Bu öğrenciler hiç yokmuş gibi davranıyorlar. Bu öğrenciler gerçek değilmiş gibi suskun ve sessizler. Bir koca şehir ve üniversite kendilerine emanet bir canı yok sayıyor. Neden diye defalarca sordum kendime. Cevabı şurada gizli: Bu 18 bin öğrencinin büyük çoğunluğu Afrikalı ve evet işte ırkçılık burada başlıyor. Afrikalı bir kadın göz göre göre bu şehirde öldürüldü ama üniversite için bunun bir önemi yok. Afrikalı 17 yaşında bir kadın seks yapmayı reddettiği için öldürülüyor ve bu dünyadan göçüp gidiyor ama üniversite bununla hiç ilgilenmiyor.

Şaşkınlığım bunlara işte!

'Siyah-beyaz ırkçılığı var mı?' diye sordular bana Gabon'dan canlı yayınlanan bir programda. Cevabı bu açıklamada belli zaten. Ben "evet var" demiştim. Dina siyah genç bir kadındı ve öldürüldü. Kimse öldürüldüğünden dolayı üzüntü duymadı. Üniversitesi üzülmedi. Onun anısına bir açıklama bile yayınlamadı. Dina ırkçı bir kadın cinayetine kurban gitti.

Ama "ne kadar bilimsel çalışan bir üniversite olduklarını" açıkladılar. Ne kadar iyi bir üniversite olduklarını açıkladılar. Ne kadar önemli olduklarını açıkladılar. "FETÖ ile ne kadar iyi mücadele ettiklerini" açıkladılar. Böylece ırkçılığa çok yeni bir terminoloji kazandırdılar.

Şaşkınım.

Şaşkınım hem de çok şaşkınım. Ve Dina için adalet isteyen ailesinin avukatlarından biriyim sadece...

*Avukat