Karadaş: Sosyalistler Demirtaş'ın çağrısını yanıtsız bırakmamalı
Demirtaş’tan ‘sol-sosyalist güçler’in nasıl ortak tutum alacağına ilişkin çağrısını değerlendiren Yusuf Karadaş: "Sol-sosyalist güçler devrimci-demokratik seçeneği yaratmak için yanıtsız bırakmamalı."
DUVAR - Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunan eski HDP eş genel başkanı Selahattin Demirtaş'ın Diken’e yazdığı “Umut olmadan yaşanır mı?” başlıklı yazısını değerlendiren Evrensel Gazetesi yazarı Yusuf Karadaş, "Demirtaş’ın önerisi HDP’nin tutum belgesinde yanıtsız bıraktığı halk güçlerinin devrimci-demokratik seçeneğinin nasıl oluşturulabileceği sorusunun yanıtını bulmak bakımından önemli bir çağrı olmuştur" yorumunu yaptı.
"HDP’nin geçen hafta ‘tutum belgesi’ni açıklamasının ardından Eski Eş Genel Başkan Selahattin Demirtaş’tan ‘sol-sosyalist güçler’in nasıl ortak tutum alabileceklerini tartışmak üzere bir konferans düzenlemesi önerisi geldi. En sonda söylenecek olanı başta söylemek gerekirse, Demirtaş’ın önerisi HDP’nin tutum belgesinde yanıtsız bıraktığı halk güçlerinin devrimci-demokratik seçeneğinin nasıl oluşturulabileceği sorusunun yanıtını bulmak bakımından önemli bir çağrı olmuştur" diyen Karataş'ın "HDP’nin tutum belgesi ve Demirtaş’ın önerisi" başlıklı yazısından bir bölüm şöyle:
"Ancak bu tutum belgesi, bir ‘restorasyon’ programı/anayasası üzerinde çalışan burjuva muhalefet karşısında nerede durulduğu ya da durulacağı sorusuna açık bir yanıt vermiyor. Çünkü bir yandan HDP’nin parlamento seçimlerinde ittifak arayışı içinde olmadığı söylenirken öte yandan da ‘demokrasi ittifakı’ vurgusu yapılıyor. Elbette ‘demokrasi ittifakı’, seçimlerle sınırlanmıyor. Fakat sınırları (programı) ve muhatapları belirlenmemiş ve başka bir deyişle tek adam iktidarı ve burjuva muhalefet karşısında yeni bir seçenek (üçüncü seçenek) biçiminde ortaya konmamış bir ‘demokrasi ittifakı’ vurgusu, yeri geldiğinde muhatabı sadece HDP bileşenleriyle sınırlanmış ve yeri geldiğinde de burjuva muhalefeti de kapsayacak biçimde esnetilebilecek bir tutuma işaret ediyor.
Özetle tutum belgesi, tek adam iktidarından kurtulmanın ötesinde burjuva muhalefete yedeklenmeyecek, dolayısıyla eski parlamenter sistemin restore edilmesine hizmet etmeyecek ve ayrıca halklarımızın emek ve demokrasiye dair talep ve mücadelesinin dayanağı olacak bir seçeneğin nasıl yaratılabileceği sorusunu yanıtsız bırakıyor. Daha doğrusu bu soruya ‘demokrasi ittifakı’ vurgusu üzerinden belirsiz bir yanıt veriyor.
Tam bu noktada Selahattin Demirtaş, önceki gün Diken’e yazdığı “Umut olmadan yaşanır mı?” yazısında bu konuda önemli bir çağrı yapıyor. Demirtaş, yazısında AKP sonrasında yeni rejimin ‘sol’ ve emek güçleri olmadan inşa edilmesi tehlikesine dikkat çekerek “Sol ve sosyalist güçler, hem seçimlerin ardından demokrasinin inşasında nasıl roller alabileceklerini ve hem de emek mücadelesini yeni dönemde nasıl başat hale getirebileceklerini tartışıp netleştirmek ve emekçilerin huzuruna ortak bir tutum belgesi, bir yol haritasıyla çıkmayı başarmak zorundadır” diyor. Bunun için de parti, grup, kişi ayrımı yapmadan bütün ‘sol-sosyalist güçler’in bir konferansta bir araya gelmesi önerisini yapıyor.
İşçi sınıfı ve halklarımızın tek adam iktidarından kurtulmak için kendilerinin söz sahibi olacakları bir anayasa ve yönetim ile insanca yaşam taleplerinden vazgeçip (En azından bugün için erteleyip) burjuva muhalefeti desteklemeye zorlandıkları bir süreçte, yeni bir seçenek/blok için konferans yapma önerisi önemli ve anlamlıdır. Bu önerinin muhatapları belirsiz değildir; HDP, EMEP, TKP, TİP, Sol Parti ve diğer sol-sosyalist güçler halk güçlerinin devrimci-demokratik seçeneğini yaratmak için bu çağrıyı yanıtsız bırakmamalıdır."