Karadeniz arkeolojisinde bir ilk: Kahintepe
Kahintepe'de üç yıldan beri devam eden kazılar bölgenin tarih öncesi dönemleri için çok önemli veriler sunuyor. Kastamonu’nun tarihini değiştiren Kahintepe nasıl ortaya çıktı? Kahintepe yerleşiminin Karadeniz Bölgesi için önemi nedir? Düzce Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Nurperi Ayengin ile Kahintepe'yi konuştuk.
İZMİR - Batı Karadeniz Arkeolojisi içerisinde büyük yer tutan Kastamonu, hem Karadeniz hem de İç Anadolu’yla olan bağlantısından dolayı birçok kültürün izlerini barındırıyor.
Kastamonu’nun Araç ilçesine bağlı Kahintepe’de üç yıldan beri sürdürülen kazılar, bölgenin erken yerleşimcilerinin dinsel ve sosyal yaşamları üzerine bilgiler sağlarken aynı zamanda bölgenin tarih öncesi dönemleri için çok önemli veriler sunuyor. Dr. Nurperi Ayengin danışmanlığında yürütülen kazılarda ele geçen bu bulguların Kastamonu’da olduğu kadar, Karadeniz Bölgesi'nde tespit edilmesi Anadolu arkeolojisi için çok önemli bir keşif.
Kastamonu’nun tarihini değiştiren Kahintepe nasıl ortaya çıktı? Kahintepe yerleşiminin Karadeniz Bölgesi için önemi nedir? Kastamonu’daki ilk yerleşimciler hangi hayvanlara tapındılar? Düzce Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Protohistorya ve Önasya Arkeolojisi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Nurperi Ayengin sorularımızı cevapladı.
‘BULDUĞUMUZ OBJE GÖBEKLİTEPE’DEKİ BOĞA BOYNUZUNA BENZİYOR’
Kahintepe’nin keşfediliş hikayesi nedir?
Filyos Barajı’nın yapımı sırasında tepenin 3. derece sit olması nedeniyle alanın Bilim Kurulu tarafından incelenmesine karar verilmişti ve ben de bu kurulda yer alıyordum. Böylece 2013 yılında alanı inceleme fırsatı bulduk. Arazi incelemeleri sırasında pek çok sürtme taş ve küçük bir dikme dikkatimi çekti. Boncuklu Tarla, Göbekli Tepe ve Gusir Höyük’teki dikmeler ile benzerdi. Bu beni o kadar heyecanlandırdı ki hocalarımla Kahintepe’nin önemini paylaştım. Sonrasında Kültür Bakanlığı ve Müzeler Genel Müdürlüğü’ne burada bir kazı yapılması yönünde rapor yazdık.
Öğrenciliğimden itibaren kazılarda yer almamdan dolayı o dönemin Kastamonu Müze Müdürü, kazı çalışmalarını benim yürütmemi istedi. Ben de severek kabul ettim. Çünkü buranın çok önemli bir yer olduğuna dair inancım sonsuzdu. Ve netice itibari ile 2018 yılında detaylı yüzey araştırmaları yaparak ilk sezon çalışmalarına başladık. Arkasından da arazide belirlediğimiz alanlarda açmalar açtık. Yüzeyde balta, yassı balta, taştan kırık bir sunak masası ve taştan işlenmiş stilize bir boğa boynuzu gözümüze çarptı. İkonografik olarak bu objeyi incelediğimizde Göbekli Tepe’deki “T” sütunlar üzerindeki boğa ve koçların boynuzlarına inanılmaz benzerlik gösteriyordu. Detaylı olarak incelediğimizde objenin özel olarak bu şekilde yontulduğunu gördük, bu tabii ki heyecanımızı arttırdı.
‘KARADENİZ BÖLGESİ’NDE BU KÜLTÜRÜ HİÇ BİLMİYORDUK’
Kahintepe yerleşiminin Karadeniz Bölgesi için önemi nedir?
Bölgede, Kahintepe yerleşimi dışında ne yazık ki bir neolitik yerleşim tespit edilemedi. Bu açıdan bu keşif çok önemli. Güneydoğu Anadolu’da Göbekli Tepe, NevaliÇori ve Çayönü gibi yerleşimler var fakat Karadeniz Bölgesi’nde bu kültürü hiç bilmiyorduk. Bu nedenle Karadeniz Bölgesi’nin Akeramik Neolitik Dönem kültürünü tanımamız açısından Kahintepe, dünya çapında önemli bir kazı. Bilimsel yayınlarda Anadolu arkeolojisinde, Karadeniz’de bölgenin Akeramik Neolitik Dönemi hakkında bir bilgi olmadığı için hep bir soru işareti ile gösteriliyordu. Biz bu bilgi yoksunluğunu ortadan kaldırmayı amaçlıyoruz.
‘TAPINIM ALANI BİLİNÇLİ OLARAK SEÇİLDİ’
M.Ö. 10 binlerde Kahintepe ve çevresi nasıldı? Yerleşik avcıların burayı tercih etmesi bilinçli bir seçim mi?
Karadeniz Bölgesi, büyük ihtimalle çok daha yoğun bir bitki örtüsü ile kaplıydı. Özellikle tepenin önünden akan Araç ve Başköy Çayı o dönemde daha derin bir debiye sahip olmalı. Çünkü bugün Araç Çayı’nın yatağına baktığımız zaman geçmişte çok daha yüksek bir debiye sahip olduğunu görüyoruz. 3 yıldır yaptığımız çalışmaların sonucunda dönem insanlarının buraya bilinçli bir şekilde gelip bir tapınım alanı olarak seçtiğini, buluntulardan ve tepenin konumundan anlıyoruz.
Özellikle Araç Vadisi’ni incelediğimizde 10,5 km bir koridor oluşturduğunu ve bu koridorda yaz sezonunda bile çok ciddi bir hava akımının olduğunu biliyoruz. Kış aylarında ise bu bölgenin yoğun kar yağışlı olmasından dolayı tepede yaşamın çok daha zor olduğu kanaatindeyiz. Bu nedenle Akeramik Neolitik Dönem’de burasının mevsimsel olarak kullanılan bir tapınım alanı olduğunu ve tepeye yakın bir yerde kaya sığınağı, mağara ya da yerleşimin olabileceğini düşünmekteyiz. Bu amaçla önümüzdeki sezonda Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nden Araç Vadisi’nde bir yüzey araştırması talebinde bulanacağız.
‘KAHİNTEPE’DEKİ BULUNTULARDAN AYIYA TAPINILDIĞINI ANLIYORUZ’
Kahintepe’de dinsel yaşama ilişkin ne tür sonuçlara ulaştınız?
Akeramik Neolitik Dönem için en önemli şey biliyorsunuz ki din anlayışı. Göbekli Tepe ve NevaliÇori tasvirleri, Gusir Höyük, Boncuklu Tarla’daki yerleşimlerde dinin insan hayatında ne kadar önemli olduğu görülür. Yine aynı şekilde bizim çalışmalarımızda da bu dönemde Kahintepe’de yaşayan insanların çevrelerinde gördüğü güçlü hayvanlara tapındığını görüyoruz. Hangi hayvanlar diyecek olursak, Kastamonu sözü ile “ayı çıkabilir, taş düşebilir” buna örnektir. Kastamonu halkı ayıya tepkili ve ben bunu yanlış buluyorum. Kastamonu’da bu bilinç için ayrıca bir çalışma yapacağım.
Dünya’daki örneklere bakacak olursak, Rusya ve Fransa’da ayı tasviri, Madrid’de ayı bayrağının olması bize ayının insan üzerindeki etkisini gösterir. Esasında ayı hem güçlü, hem temiz hem de yavrularına düşkün bir hayvandır. Bugün bile dere kenarında yavrusunu yıkayan anne ayının saydığımız özelliklerini insanoğlu hala gözlemlemektedir. Bunun için ayı asla ve asla kültürümüzdeki yerini kaybetmemelidir. Çünkü binlerce yıldır ayının tapınım gördüğünü biz Nevali Çori ve Kahintepe’deki buluntulardan da anlıyoruz.
‘TEK TANRI FİKRİ BELKİ DE İLK DEFA KAHİNTEPE’DE OLUŞTU’
Sorumun devamı olarak Kahintepe’de dönemin inanç sistemi hakkında neler söyleyebilirsiniz?
Kahintepe’de Akeramik Neolitik Dönem’de totamik ve şamanik izleri bütün açıklığı ile gördük. Klauss Schmidt’in tapınak ekonomisi dediği olayı Kahintepe’de de görüyoruz. Bazı taşlar üzerinde aşı boyası ile tasvir edilmiş şaman tasvirleri bu dönemde toplumda çok önem verilen bir ruhban sınıfının olduğunu göstermektedir. Benim tespitim, Kahintepe’nin en önemli tanrıları diyebileceğim şahin ile kartal, arkasından ayıya ve daha pek çok hayvana ve kuşa tapınım yapmışlar. Sadece bununla kalmayıp bu tasvirlerin stilize bir şekilde birleştirilerek, “sarılır biçimde” tasvir edildiği eserler de gördük.
Dolayısıyla bu dönem insanı, gökyüzünün hakimi olarak şahini yada kartalı, yeryüzünün hakimi olarak güçlü gördüğü ayıyı tasvir etmiştir. Ve bu sayede yerin ve göğün hakimlerini birleştirmişlerdir. Bazı tasvirlerde ise tapınım yapılan bütün hayvanların en belirgin özelliklerinin bir arada olduğu hibrit tasvirler bulundu. Tek tanrı fikri belki de ilk defa burada, Kahintepe’de oluştu. Bu da inancın o dönemde ne kadar kuvvetli olduğunu bize gösteriyor. Tek tanrıya tapınımın o dönem insanı içinde ne kadar önemli olduğunu göstermesi açısından Kahintepe kazıları Anadolu ve Dünya arkeolojisi açısından çok önem taşıyor.
‘KAHİNTEPELİLER HAYVANLARI EN DOĞAL HALLERİYLE BETİMLEMİŞLER’
Mevcut veriler ışığında Kahintepe’de yaşayan erken toplulukların sosyal yaşamı nasıldı?
Kahintepe’de yaşayan dönemin insanları avcılık toplayıcılık yapıyorlar, doğada çok fazla zaman geçiriyorlardı. Bunu zaten biliyorduk ama Kahintepe’de tasvir edilen hayvanların en doğal halleriyle betimlendiklerini görüyoruz. Bu gözlemleri yapmak için olasılıkla günlerce pusuda yatıp hayvanları izliyorlardı. Biz onların burada geride bıraktıkları eserlerde canlıları ne kadar iyi gözlemlediklerini de anlayabiliyoruz.
Peki, Kahintepe’de bulunan oval planlı yapının fonksiyonu hakkında yorumunuz nedir?
Oval yapı ne bir konut ne de bir tapınak. Bu yapı ilk kamusal yapılardan olmalı. Çünkü bu yapının içinde sadece sürtme taş eser üretiminde kullandıklarını anladık. Ayrıca içinde binlerce taş kırıklarının yanı sıra üretim yaparken kullandıkları taş aletlerin kırıklarına da rastladık.
‘TAPINIM ALANI OLDUĞU YÖNÜNDE KUVVETLİ BULGULARA SAHİBİZ’
Önümüzdeki yıllarda yapılacak kazılar sonucunda Kahintepe’den beklentileriniz neler?
Yaptığımız çalışmalar sonucunda alanın bir tapınım alanı olduğu yönünde çok kuvvetli bulgulara sahibiz. Özellikle boyutları 5 cm ve 80 cm arasında değişen dikmeler, tepenin bir tarafında tapınakların da var olduğunu düşündürüyor. Bu dikmelerin üst kısımları, tapınım yaptıkları hayvanların baş kısımlarının stilize betimlemeleri, bazıları ise stilize “T” şeklinde. Dolayısıyla tarihin belki de ilk sütun altlıklarını da burada keşfettik. Dikmelerdeki yüksek sanat anlayışı aynı şekilde ileride yapılacak kazılarda açığa çıkartılacak tapınakların da çok yüksek bir bilinç ile inşa edildiğini bize gösterecektir diye düşünüyoruz.
Burada ortaya çıkması olası tapınakların mimari planının nasıl olacağını, elimizdeki mimari parçaların nasıl kullanıldığını inanın ben sizden daha çok merak ediyorum. İleriki yıllarda yapacağımız kazılarda bu sorunun cevabını hep birlikte öğreneceğiz diye düşünüyorum. Gazete Duvar’a, Kahintepe’nin önemini anladığı ve yer verdiği için ben ve ekibim adına teşekkür ediyorum. Umarım çok daha heyecanlı keşiflerde yeniden bir araya geliriz. Ayrıca bu kazının finansını sağlayan Kastamonu Devlet Su İşleri Müdürlüğü, Kastamonu Müze Müdürlüğü ve personeline de içten teşekkürlerimizi sunuyoruz.