Karagümrük oynadı Beşiktaş kazandı
Sergen Yalçın, Karagümrük maçının çok ciddi bir şampiyonlar ligi provası olduğunu idrak ederse, belki bu oyunu, hakikatten bir oyuna dönüştürmek isteyebilir. Çünkü bu oyun bu haliyle sadece Süper Lig'de iş görecek bir doğaçlama.
Mao Zedung’un çok hoşlandığım bir lafı var; şöyle diyor "Bir elinize taş öteki elinize bir yumurta alın. İkisine de eşit miktarda ısı verin. Taştan bir şey çıkmayacağı kesindir ama yumurtadan civciv çıkma ihtimali yüksektir.’’ Beşiktaş Karagümrük maçında oyun aklı ve felsefesi açısından Beşiktaş taşı temsil ediyordu. Türkiye’de oynanan ve milyon kere tekrarlanan ve Türkiye’nin dışında hiçbir yerde sonuç alınamayan o mevkici, parselci oyunu oynadı. Oyuncuyu mevki ya da parseline bağlayan ve o oyuncunun yeteneklerinden medet uman, ezberci, doğaçlama oyun. Öte taraftan Karagümrük kesinlikle yumurtaydı. Mevki ve parsele itibar etmeyen, alan kat etmek için büyük bir sabırla pas yapıp pozisyonu olgunlaştıran, döngülü ve çok seçenekli oyun.
Farioli, De Zerbi’nin Sassolo temellerini attığı oyuna, Türkiye’de ve Türkiye oyun pratiği içinde yeni filizler eklemeye çalışıyor. Oyun, sahanının neresinde oynanırsa oynansın, dilimin o bölümünde iki şey vazgeçilmezleşiyor. Birincisi, o pozisyonun gereksindiği oyuncu sayısı tamamlanmadan, topu uzun oynamamak; ikincisi, geçiş için bir koridor oluşturulunca, o garanti koridoru kullanmak.
Bu bir oyun, bu bir fikir ve bu bir felsefe. Daha önce de yazmıştım, bir kez daha tekrarlamak istiyorum, bu oyunun amacı, rakibe alan boşaltmak ve boşalan alanlardan koridorlara doğru çoklu oyuncu ile akışkan bir oyun elde etmektir. Geride oyunun yavaşlatılması, rakibe ileride baskı için davetiyedir. Baskıya gelen her oyuncu doğal olarak kendi alanını boşaltır. Farioli, çok cesurca bu oyunu oynamaya kararlı olduğunu bir kez daha kanıtladı. Öyle ki, özellikle maçın ikinci yarısında elindeki Türk gençlerin neredeyse tümünü sahaya sürerek, bu oyunu Türkçe bile oynayabileceğinin, sinyallerini verdi.
Farioli ve Karagümrük’ü yakından takip edenler, Biglia’nın bu oyun için ne kadar gerekli hatta şimdilik ne kadar zorunlu olduğunu bilirler. Biglia’nın ilk yarıdaki sakatlığı, bütünüyle bir Farioli talihsizliği oldu.
Henüz sezon başı. İlerleyen zamanlarda Farioli bu oyunu daha da olgunlaştıracaktır. Nitekim, gerideki harika oyuna ilerisi eşlik edemiyor. Daha doğrusu, gerisiyle muhteşem iş birliği yapan orta saha, top kenar ya da göbeğe taşınınca henüz o büyük katkıyı sunamıyor.
Farioli, Karagümrük orta sahasına biraz vites artırmayı başarırsa, Hiçbir takım Karagümrük’ün arkaya sarmasına engel olamaz. Ama şimdi, eldeki orta saha alan geçişlerinde ileri ile oynamak yerine daha çok geriyle oynuyor ve bu durum takımın çok hızlı biçimde rakip yarı sahasına geçmesine engel oluşturuyor.
Sergen Yalçın, Karagümrük maçının çok ciddi bir şampiyonlar ligi provası olduğunu idrak ederse, belki bu oyunu, hakikatten bir oyuna dönüştürmek isteyebilir. Çünkü bu oyun bu haliyle sadece Süper Lig'de iş görecek bir doğaçlama. Söz gelimi siz bu maçta Beşiktaş’ın sürekli tekrar ettiği bir taktik plana şahit oldunuz mu? Topu ileri vurmak ve her ne pahasına olursa olsun orta kesmek artık oyun filan değil.
Kısaca Karagümrük oynadı Beşiktaş kazandı.