Karamollaoğlu: Asgari ücret 12 bin lira olursa 'tarihi bir rekor' ilan edecekler
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, asgari ücret görüşmelerine dair açıklamalarda bulunarak, "455 dolara tekabül eden asgari ücret, şimdilerde 360 dolar seviyelerine kadar indi" dedi.
DUVAR - Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, asgari ücretin 360 dolara gerilediğini belirterek, "Bugünkü kurla sadece yılbaşındaki 455 dolar seviyesini bulabilmek için net asgari ücretin 11 bin lira civarında olması gerekiyor" dedi.
ANKA'nın haberine göre Karamollaoğlu, partisinin genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, peş peşe gelen zamlar, asgari ücret görüşmeleri, fahiş kira zamları, kur yükselişleri gibi çözüm bekleyen birçok konunun olduğunu ifade etti.
Karamollaoğlu, “Bugünkü kurla, sadece yeniden yıl başındaki 455 dolar seviyelerini bulabilmek için net asgari ücretin 11 bin lira civarında olması gerekir. 6 ay önceki rakamı, 6 ay sonra yeniden vadetmek; büyük bir müjde midir, büyük bir başarısızlık mı? Seçimlerin hemen ardından sadece 2 haftada Türk Liramız, dolar karşısında yaklaşık yüzde 20 (yüzde 17,44) değer kaybetti. 1 kuruş, 5 kuruş, 25 kuruş artık piyasada yok, darphane de basmıyor zaten. Zira artık madeni 50 kuruş ve 1 liraların, kağıt 5 ve 10 liraların alım gücü karşılıkları kalmadı" dedi.
Karamollaoğlu'nun açıklamaları şöyle oldu:
BİR AN EVVEL GERÇEK GÜNDEMLERE ODAKLANILMALI: Seçimler artık geride kaldı, şimdi önümüzde çözüm bekleyen birçok konu başlığı var. Asgari ücret görüşmeleri, seçimlerin ardından peş peşe gelen zamlar, insanımızın canını her geçen gün daha çok yakan kiralar, bir türlü önlenemeyen kurdaki yükseliş. Buna benzer onlarca başlık ve her biri acil çözüm bekleyen problemler. Bu nedenle, artık bir an evvel gerçek gündemlere odaklanılmalı, koskoca bir yangına bir bardak su dökmekten ibaret kalan göstermelik tedbirler yerine, somut ve kalıcı adımlar atılmalıdır.
ASGARİ ÜCRET, ŞİMDİLERDE 360 DOLAR SEVİYELERİNE KADAR İNDİ: Muhterem arkadaşlar; milyonlarca vatandaşımızı ilgilendiren asgari ücret görüşmeleri bu hafta tekrar başladı. Bu nedenle, bazı rakamları tekrar hatırlatmak isterim, şu an net asgari ücret, 8 bin 500 lira. TÜRK-İŞ’in yıllardır düzenli olarak açıkladığı ve son olarak mayıs ayı için paylaştıkları verilerde; açlık sınırı: 10 bin 360 liraya, yoksulluk sınırı: 33 bin 750 liraya, bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ise; 13 bin 440 liraya yükselmiş durumda. Peki, TÜİK’in son açıkladığı aylık enflasyon kaçtı? Yüzde 0,04. Şimdi asgari ücrette yeni rakam neye göre, kime göre belirlenmeli veya belirlenecek? Genelde asgari ücret belirlenirken enflasyon dikkate alınır. Şimdi iş tersine dönmüş gibi; hükümetin açıklamak istediği asgari ücret kaç olacaksa, sanki TÜİK ona göre enflasyon rakamı açıklıyor. 2023’ün başında 'tarihi rakam' olarak duyurulan ve 455 dolara tekabül eden asgari ücret, şimdilerde 360 dolar seviyelerine kadar indi. Milyonlarca insanımızın cebinden bu 100 doları kimler aldı, sorumluları kimlerdir?
4 YIL ÖNCESİNE KADAR BİR KÜÇÜKBAŞ KURBANA VERİLEN PARAYLA, BUGÜN SADECE 2 KİLO ET ALINABİLİYOR: Bugünkü kurla, sadece yeniden yıl başındaki 455 dolar seviyelerini bulabilmek için net asgari ücretin 11 bin lira civarında olması gerekir. 6 ay önceki rakamı, 6 ay sonra yeniden vadetmek; büyük bir müjde midir, büyük bir başarısızlık mı? Seçimlerin hemen ardından sadece 2 haftada Türk Liramız, dolar karşısında yaklaşık yüzde 20 (yüzde 17,44) değer kaybetti. 1 kuruş, 5 kuruş, 25 kuruş artık piyasada yok, darphane de basmıyor zaten. Zira artık madeni 50 kuruş ve 1 liraların, kâğıt 5 ve 10 liraların alım gücü karşılıkları kalmadı. Seçim öncesi ertelenen 500 liralık banknotların önümüzdeki günlerde basılacağı konuşuluyor. Bu şartlarda değil 500, 1000’lik banknotlar dahi bir ihtiyaç haline gelir. Bir kilo kıyma bugün 400-500 lira oldu, 3-4 yıl öncesine kadar bir küçükbaş kurbana verilen parayla, bugün sadece 2 kilo et alınabiliyor. Ama TÜİK’e göre enflasyon yok denecek kadar az, iktidara göre ise 2000 liralık emekli ikramiyesi hâlâ büyük bir lütuf, asgari ücret 11-12 bin lira olursa da 'tarihi bir rekor' ilan edecekler.
BİR ŞEYLER EPEY TERS GİDİYOR DEMEK: Bir 5 yıl daha 'aynı tas, aynı hamam' gitmez, gidemez. Ücretleri yukarıda birbirine yakınlaştırmak gerek, aşağılarda değil. İşçi ve memur maaşlarını asgari ücretin ve açlık sınırının biraz üzerinde, asgari ücreti de sürekli olarak açlık sınırında, hatta altında tutmak insanımızın derdine derman olmaz. Her zaman söylediğimiz gibi, 5-10 yıllık bir hedef koyup, asgari ücreti kademe kademe açlık sınırından yoksulluk sınırına çıkarmak gerekir. Ayrıca alım gücünü arttıracak tedbirler alınmadığı takdirde, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da belirlenecek her yeni ücret, 6 ay bile gitmeyecek; 2-3 ay içerisinde eriyecektir. Büyükşehirlerde ortalama bir evin kirası 10-20 bin lira arasında, diğer şehirlerimizde ise 5-10 bin lira arasında değişiyor. Hâl böyleyken, bugün asgari ücrette 10-12 bin liralar, işçi ve memur maaşlarında da 20-25 bin liralar konuşuluyorsa; bir şeyler epey ters gidiyor demektir. Yüz binlerce aile için artık ev almak değil kirayı ödeyebilmek hayal olmuşsa, çocuğunu özel okula göndermek değil kırtasiye ve kantin giderlerini karşılayabilmek zorlaşmışsa; burada durup, etraflıca düşünmek gerekir.
ÜCRETLER BELİRLENİRKEN; BU KEZ ADİL PAYLAŞIM TESİS EDİLECEK Mİ: Adil devlet, adil paylaşım ve insanca yaşam bizim şiarımızdır. Devlet adil olmalı, paylaşımda adalet tesis edilmeli ki, 85 milyon vatandaşımızın her biri insanca yaşam standartlarına kavuşabilsin. Zira adalet, sadece mahkemelerde aranacak ve konuşulacak bir kavram değildir. İş hayatında, eğitimde, sağlıkta, kalkınmada ve hayatın her alanında adalet mutlaka sağlanmalıdır. Bunun için biz diyoruz ki, önce adalet, herkese adalet ve her daim adalet. Ücretler belirlenirken; bu kez adil paylaşım tesis edilecek mi, yoksa bugüne kadar olduğu gibi yine edilmeyecek mi, bunu yakından takip edecek, insanımızın hakkını her zaman ve her zeminde koruyacağız.
İSVEÇ’İN, NATO KAPSAMINDA BİR GÖREV ALMASINA BİZ İZİN VERMEMELİYİZ: Değerli arkadaşlar; bugünkü basın toplantımızda bir konuya daha temas etmek istiyorum. Dün İsveç’te alınan bir karar bizi derinden yaraladı. Bu Avrupalılarda ahlaki ve manevi değer kavramı yok desek, zannederim haksızlık yapmış olmayız. Daha önce birileri Kuran-ı Kerîm’i yakmaya teşebbüs etmişti, İsveç polisi de buna engel oldu; bir inanca hakaret edildiğinden dolayı değil, toplumda kargaşa çıkar diye buna karşı bir tedbir aldılar. Kuran-ı Kerîm yakılmasını yasakladı ama Yüksek Mahkeme dün bu kararı iptal etti. Hakikaten aklıma gelenlerin hepsini burada söylesem, biraz fazla gelir belki. Ama bunlarda insanlık yok, insaf yok. Adalet mefhumu hiç yok. Şimdi İsveç’in NATO’ya dahil edilip edilmemesi gündemde. Sözde birtakım adımlar attıkları için ülkemiz yumuşak bir temayül içine girdi gibi görünüyor. Aldıkları bu son karar değişmeden İsveç’in, NATO kapsamında bir görev almasına biz izin vermemeliyiz, kesinlikle buna rıza göstermemeliyiz. Kimse bundan bahsetmiyor, özellikle iktidar yanlısı medyaya bir bakın; böyle bir haber yok, sanki böyle bir şey olmamış gibi. Biz buna rıza gösteremeyiz. Biz bütün dünyada sadece kendi inancımıza değil, tüm inançlara ve özellikle semavi dinlere karşı saygısızlık yapılmasına rıza göstermeyiz. Osmanlı’da gayrimüslimler asırlarca yaşadılar ne inançlarına, ne kiliselerine ne de ibadetlerine kimse engel olmadı. (HABER MERKEZİ)