Karanlık sokakların ve kaybolmuş hayatların yazarı: Patrick Modiano
Patrick Modiano’nun kaleme aldığı 'Karanlık Dükkânlar Sokağı', Ekin Özlü Akseki’nin çevirisiyle Can Yayınları tarafından yayımlandı. Modiano’nun diğer eserlerinde olduğu gibi burada da hep bir sis bulutu var, şehre pus çökmüş, sokaklar tozlu. Bir dedektif gibi kayıp insanların, karanlık geçmişlerin peşinde sürüklenen karakterler okuyucuya da sirayet ediyor.
Nobel Ödüllü Fransız yazar Patrick Modiano’nun 1978 senesinde kaleme aldığı 'Karanlık Dükkânlar Sokağı', Ekin Özlü Akseki’nin çevirisiyle Can Yayınları tarafından okuyucuya sunuldu. Roman, yayımlandığı sene Fransa’nın en prestijli ödüllerinden Prix Goncourt’un sahibi oldu. Modiano ismi Türkiyeli okuyucula çok tanıdık gelmeyebilir, ama kendi ülkesindeki önemini tarif etmek için, aynı yıl Goncourt adayları arasında Georges Perec’in de olduğunu hatırlatalım. Ödülü Modiano’ya kaptıran Perec, bu tarihten itibaren Goncourt sahibi olabilmek için 16 yıl beklemişti. Söz ödüllerden açılmışken, bugüne kadar 30’u aşkın roman, araştırma kitabı ve senaryo yazan Modiano’nun 2014 senesinde Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görüldüğünü belirtelim.
'Karanlık Dükkanlar Sokağı' dilimizde yayımlanan ilk Modiano eseri değil. Yazarın Türkçede, 1997’de 'Bir Gençlik' (Çeviren: İsmet Berkan), 1998’de 'En Uzağından Unutuşun' (Çeviren: Tahsin Yücel) ve 2019 senesinde basılan 'Mahallede Kaybolma Diye' (Çeviren: Nedret Öztokat) adlı kitapları yer alıyor. Aslında 1993 yılında Can Yayınları, Modiano’nun 'Yıkıntı Çiçekleri', Varlık Yayınları ise 'Bir Sirk Geçiyor' adlı romanını basmıştı. Bu iki kitabın da baskısı tükenmiş durumda.
KARANLIK DÜKKÂNLAR SOKAĞI
Patrick Modiano’nun eserlerinde hep bir sis bulutu var, şehre pus çökmüş, sokaklar tozlu. Bir dedektif gibi kayıp insanların, karanlık geçmişlerin peşinde sürüklenen karakterler okuyucuya da sirayet ediyor. Merak ediyorsunuz, okumadan edemiyorsunuz, ama biliyorsunuz ki sonunda yine bilinmezliklerle dolu bir tablo çıkacak karşınıza. Karanlık Dükkânlar Sokağı da bir çırpıda okunan klasik Modiano eserlerinden biri.
Hafızasını kaybeden Guy Roland, bir dedektiflik bürosunda çalışmaktadır. Sekiz senedir yanında çalıştığı Dedektif Hutte emekli olmaya karar verince, Guy de kendi geçmişinin peşine düşer. Hikâye bizi yine İkinci Dünya Savaşı senelerine ve işgal altındaki Paris’e götürür. Metal kutulara saklanmış eski fotoğraflardan ve onu hatırlayabilecek kişilerin anlattıklarından yola çıkan Guy Roland, adının Jimmy Pedro Stern ya da Pedro McEvoy olabileceğine karar verir. Bir Güney Amerika elçiliğinde çalışmaktadır. Muhtemelen adını birkaç kez değiştirmiştir. Hiçbir şey kesin değildir ama doğru izi sürüyorsa, Denise Coudreuse adlı bir sevgilisi, Freddie Howard Luz adında yakın bir arkadaşı vardır. Paris’ten kaçmak zorunda bırakılmış ve bir dağ evine yerleşmiş olma ihtimalleri yüksektir. Ya sonra?
Guy Rolan, Paris’in karanlık sokaklarından Bora Bora adalarına, kendini aramak için yolculuğa çıkar. Bora Bora adalarında, hayatta kalan tek arkadaşı Freddie’yi bulabilecek midir? Yoksa elinde kalan tek şey Roma’da bir dükkân adresi mi olacaktır?
AİLE HİKÂYESİ Mİ, ROMAN KONUSU MU?
Patrick Modiano’nun romanlarını okumak bir taraftan dili kullanımındaki ustalık nedeniyle büyük bir zevk, diğer taraftan da polisiye sevenler için bulunmaz bir kaynak. Nasıl ki Modiano’nun roman karakterleri kayıp insanların peşinde bir arayışa dalıyor, okuyucu da o satırlarda Modiano’nun aile geçmişinin izini sürüyor.
Modiano 30 Temmuz 1945’te Paris’in dış bölgelerinden Boulogne-Billancourt’da dünyaya geldi. Babası Albert Modiano (1912-1977) üst düzey bir yönetici, annesi Louisa Colpijn (1918-2015) ise aktristti. Belçika sinemasında Louisa Colpeyn adıyla tanınan yarı Belçikalı, yarı Macar annesi Parise’e İkinci Dünya Savaşı sırasında, 1942 senesinde yerleşmişti. Aynı yıl İtalyan Yahudisi Alberto Modiano ile tanıştı ve iki sene sonra, 1944’te güvenlik sebebiyle sahte bir isim kullanarak evlendiler. 1945’te doğan Partick’in ardından bir oğulları daha oldu ama Rudy henüz 10 yaşındayken lösemi nedeniyle yaşamını yitirdi.
İlgisiz babası ve turneler nedeniyle pek göremediği annesinin yokluğunda kardeşi Rudy ile büyük bir bağ kuran Modiano, onun ölümünden sonra uzun süre kendisine gelemedi. Romanlarında da görebileceğimiz gibi zaman sanki o yıllarda durmuştur. Eserlerinde sık sık kullandığı temalar olan kaybolmalar, ölümler, sahte kimlikler bir paragrafa sığdırdığımız çocukluğunun yansımalarıdır. 'Karanlık Sokaklar Dükkânı'nda karşımıza Selanik doğumlu bir antikacının İtalya’daki dükkânı çıktığında da, çok uzaklara bakmamıza gerek yoktur: Modiano’nun baba tarafından dedesi Selanik doğumlu bir İtalyandır.
BABASININ KARANLIK GEÇMİŞİ
Partick Modiano neredeyse takıntı derecesinde Paris’in işgal yıllarını kaleme alıyor, yıllardır. 30’u aşkın eserindeki ortak noktalardan biri bu. Modiano’yu biraz tanıyan, onu yazdıklarından takip edenlerin tahmin edeceği üzere, doğumundan önceki döneme duyduğu bu ilginin bir kaynağı olmalı…
Bu noktada karşımıza babası çıkıyor. Biraz geriye gidelim dilerseniz. Paris 1940-1944 yılları arasında Almanya tarafından işgal edilmiştir. 1942’de çıkan yasaya göre, Yahudiler kendilerini devlete bildirmek zorundadır. Bunun nedeni toplama kampları için liste oluşturmaktır. Modiano’nun babası Albert, kendini listelere yazdırmaz ve kaçak olarak yaşamaya başlar. Ama her şey bu kadar masum değildir. Tanıdıkları vasıtasıyla Schutzstaffel, ya da daha iyi bildiğimiz ismiyle SS’ler ile ilişkiye girer. SS’lerin bilgi alma teşkilatı SD’ler için çalışmaya başlayan baba Modiano, karısıyla birlikte zevki sefa içinde geçirir o yılları.
Bu süre zarfında Partick ve kardeşi Rudy ise ebeveynlerinden uzakta, büyükannesi ve büyükbabasıyla birlikte yaşamaktadır. Annesi, Patrick ve kardeşini, 1949’da tatil için Fransa’nın güneyindeki ünlü tatil kasabası Biarritz’e götürür ve iki çocuğunu da orada bırakıp Paris’e döner. Annesi, 11 yaşına kadar yaban ellerde, bir orada bir burada yaşayan Modiano’yu yatılı bir okula yazdırır. Askeri disiplinin işlediği bu yerde, başına gelmeyen kalmaz, üstüne üstlük de ağır bir uyuz geçirir.
ZARLAR YENİDEN ATILIYOR
Modiano 15 yaşına geldiğinde hayatı boyunca ona destek olacak Raymond Queneau ile tanışır. Oulipo hareketinin kurucularından olan yazar ve şair Queneau, Partick’e deslerinde yardım eder ve 1975’teki ölümüne dek Modiano’ya ahbaplık yapacaktır. Patrick Modiano derslerinde başarılı olsa da liseyi terk eder ve kütüphanelerden çalıp sahte ithaf ve imza attığı kitapları yüksek meblağlara satarak geçimini sağlar.
20 yaşına geldiğinde Sorbonne Edebiyat Fakültesi’ne yazılan Modiano’nun hayatı bu noktadan sonra değişir. Okul çevresinde tanıştığı edebiyat sevdalısı gençlere birlikte dergilere yazı yazmaya başlar. Raymond Queneau’nun evinde yazarlarla ve yayıncılarla tanışır. Ve 1967 senesinde, Queneau vesilesiyle tanıştığı Gallimard Yayınevi, ilk romanı La Place de L’Etoile/Etoile Meydanı’nı yayımlar. Bu tarihten itbaren Modiano kendini yazmaya verir. Bizlere de 30’u aşkın eserinin izinde keyifli saatler hediye etmiş olur.