Kaslowski: İşsizlik ve hayat pahalılığı geleceğimizi de tehdit ediyor
TÜSİAD Başkanı Kaslowski, kısa çalışma ödeneğinin uzatılmasını olumlu karşıladıklarını belirterek, işsizlik ve hayat pahalılığı alanında 'çok ciddi' adımlara ve ilerlemeye ihtiyaç olduğunu söyledi.
DUVAR - Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu'nun (TÜRKONFED), 'Dönüşüm Zamanı' ana temasıyla düzenlediği 23. Girişim ve İş Dünyası Zirvesi, korona salgını nedeniyle online olarak yapıldı. Zirvenin açılışında konuşan Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği (TÜSİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, salgının iş dünyasına etkileri, Avrupa Yeşil Mutabakatı, işsizlik, pahalılık, enflasyon ve dijital dönüşüme ilişkin açıklamalar yaptı.
Kaslowski Başkanı Kaslowski'nin konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:
DÜNYADA ANA TEMA DEĞİŞİYOR: İçinden geçilen global süreç, ekonomide yepyeni dönüşümlere gebe. Dünyada ana tema değişiyor, dijital dönüşüm, yeşil sanayi devrimi ve farklılaşan bir ekonomik sisteme doğru yol alıyor. Türkiye’nin bu zaman zarfında, içeride yaşanan iktisadi sorunlardan dolayı ana global temadan kopmaması gerektiğine inanıyorum. İçeride halen tartışmakta olduğumuz enflasyon-faiz-döviz sarmalından bir an evvel çıkıp global gidişatı doğru okuyup yakalamamız gerekmekte.
GENİŞ TANIMLI İŞSİZLİK YÜZDE 28: İşsizlik rakamlarında artışın hızla devam ettiği ve geniş tanımlı işsizliğin yüzde 28’e kadar yükseldiği zor bir süreçten geçiyoruz. Geçtiğimiz hafta kısa çalışma ödeneğinin yeniden uzatılmasına dair çıkan kararı son derece olumlu karşılıyoruz. İstihdama yönelik desteklerin devam etmesi gerektiğine de inanıyoruz. İşsizlik ve hayat pahalılığı, sadece bugünümüzü değil, geleceğimizi de tehdit eder durumdadır. Bu alanlarda çok ciddi adımlara ve ilerlemeye ihtiyacımız var.
ORTA VADEDE DIŞ KAYNAK SORUNU ORTAYA ÇIKABİLİR: Masada çözmemiz gereken bir enflasyon problemimiz var. Bu temel sorunu çözmek için para politikasının öngörülebilir olması, disiplinli ve şeffaf bir şekilde yönetilmesi ve Merkez Bankamızın enflasyon hedeflemesi konusunda her türlü aracı bağımsız bir şekilde kullanmasını bekliyoruz. Enflasyon ile mücadelede başarılı olmazsak diğer makroekonomik sorunlarımızı da çözemeyiz. Bunu açık bir şekilde kabul edip bu yönde hareket etmek şart. Aksi durumda orta-uzun dönemde büyümenin finansmanı için gerekli olan dış kaynak ihtiyacına ulaşmak mümkün olmayacak, istihdam ve işsizlik sorunları daha da derinleşecektir.
AVRUPA YEŞİL MUTABAKATI KURALLARI DEĞİŞTİRİYOR: Yeni nesil üretim pratikleri hızla değişiyor. Avrupa Yeşil Mutabakatı perspektifinde yaşanan gelişmeler imalat sanayisinden lojistiğe ve tarıma, ekonominin tüm çarklarını ve aktörlerini ve rekabet kurallarını değiştiriyor. İklim değişikliği ile mücadele, salgının zorlu şartlarına rağmen gündemin üst sıralarına yerleşti. Kasım ayında yapılacak COP 26 toplantısı küresel ölçekte iklim değişikliği ile mücadele kararlılığının geldiği seviyeyi ve gücü ortaya koyacak. AB’nin Yeşil Mutabakat kapsamında açıkladığı 2050 yılında iklim nötr olma hedefi ve Döngüsel Ekonomi Eylem Planı özellikle AB ekonomisinin hacmi ve ticaret ortakları da düşünüldüğünde, iş dünyası olarak mutlak bir şekilde içselleştirmemiz gereken unsurlar içeriyor. Şirketler olarak daha sürdürülebilir, daha çevre ve iklim dostu üretim kalıplarını süreçlere katmak durumundayız.
EN ÖNEMLİ DÖNÜŞÜM ALANLARINDAN BİRİ FINTECH: Bulut bilişim, yapay zeka, siber güvenlik gibi konuları da kapsayan dijital dönüşümü hayata geçirmek, rekabet gücünü korumak açısından çok önemli. Bu alan eğitim, genişbant altyapısının güçlendirilmesi, bilgiye erişimin güvence altına alınması, kişisel verilerin korunması, KOBİ'lerin teknoloji kullanımının desteklenmesi gibi unsurları içeren geniş bir yelpazeyi kapsıyor. En önemli dijital dönüşüm alanlarından birisi de fintech.
KADIN-ERKEK EŞİTLİĞİNİN SAĞLANMASI EN TEMEL ÖNCELİK: Dönüşümlerin en önemlisi, hatta belki de en zor olanı, zihniyetlerdeki dönüşümdür. Bu olmadan hiçbir dönüşüm alanında arzu ettiğimiz seviyeyi yakalayamayız. Dönüşümün temeli insan ve hiçbir dönüşüm toplumun yarısını geride bırakarak gerçekleştirilemez. TÜSİAD olarak, ülkemizde kadın-erkek eşitliğinin sağlanmasını, demokratik gelişmişlik ve sürdürülebilir kalkınmanın vazgeçilmez bir unsuru olarak görüyoruz. Salgın yaşam ve çalışma koşullarını dönüştürürken kadınlar ve erkekler için ihtiyaçların farklılaştığını görebilmeliyiz. Bu ihtiyaçlara yönelik etkin çözümler üretilebilmek, cinsiyet uçurumunu kapatabilmemiz ve belki de bu süreci eşitlik yolunda bir fırsata çevirebilmemizin en önemli koşullarından birisi.
KADINA KARŞI ŞİDDETE TAHAMMÜL SINIRIMIZ KALMADI: Eğitime erişimden çalışma hayatına katılıma, çocuk bakım kurumlarının yaygınlaştırılmasından iletişim dilinde kalıp yargılarla mücadeleye, kadına yönelik şiddet ve cam tavan sorununa kadar pek çok alanda dönüşüm için daha çok çaba sarf edilmeli. Bu konuda hem TÜSİAD’ın hem de TÜRKONFED’in yoğun çalışma ve iş birliklerini son derece önemsiyoruz. Özellikle kadına karşı şiddet konusunda toplumumuzun ve bizlerin tahammül sınırı kalmamıştır. (EKONOMİ SERVİSİ)