Kayıp yakınları Abdurrahman Coşkun'un akıbetini sordu

Batman’da kayıp yakınları, 552'nci hafta buluşmasında Mardin'de 1995 yılında gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Abdurrahman Coşkun'un akıbetini sordu.

Açıklamayı, İHD Batman Şube yöneticilerinden Ercan Başar okudu.
Google Haberlere Abone ol

BATMAN - Kayıp yakınları,  İnsan Hakları Derneği Batman Şubesi öncülüğünde 552'nci kez Gülistan Caddesi'nde İnsan Hakları Anıtı önünde bir araya geldi.

Bu haftaki açıklamada, Mardin'in Dargeçit İlçesine bağlı Ulaş Köyünde 29 Ekim 1995 tarihinde gözaltına alınan ve bir daha kendisinden haber alınamayan Abdurrahman Coşkun'un akıbeti soruldu. İHD Batman Şube yöneticilerinden Ercan Başar'ın gerçekleştirdiği açıklamada, Coşkun başta olmak üzere tüm kayıpların akıbetinin açıklanması ve faillerin yargılanması talebinde bulunuldu.

'BİR GÖZÜNÜ KAYBETTİ'

Abdurrahman Coşkun'un 1974 doğumlu olduğuna ve lise öğrencisi iken gözaltına alındığına dikkat çeken Başar, kaybedilmeden iki yıl önce askerlerin neden olduğu olay sebebiyle Coşkun'un bir gözünü kaybettiğini anlattı. Meydana gelen olayı Başar şu sözlerle açıkladı: Abdurrahman Coşkun hem çobanlık yapıyordu, hem de okuyordu.  Ortaokul öğrencisiydi. 1993 yılıydı. Bir grup asker Abdurrahman ve iki arkadaşını alarak bir mağaraya götürdü, 'gidin içine bir bakın, ne var orda' dediler. Mağaranın kapısına mayın döşenmişti. PKK militanlarına tuzak kurulmuştu. Abdurrahman ve arkadaşları kendilerine kurulan tuzaktan habersiz içeri girdiler ve içeri girer girmez mayın patladı. Patlama sonucu Abdurrahman bir gözünü kaybetti, vücudunun birçok yerinde derin yaralanmalar oluştu. İki arkadaşı ise yaşamını yitirdi. Vücudunun birçok yeri parçalanan Abdurrahman, dört ay hastanede tedavi gördü.”

'9 GÜNDÜR HİÇBİRİNİ GÖRMEDİK'

Meydana gelen olayın ardından Coşkun'un okula devam ettiğini vurgulayan Başar, 29 Ekim 1995 tarihinde evlerine baskın yapıldığını ve Coşkun'un gözaltına alındığını anlattı. Başar, "Ertesi günü aile, Dargeçit Savcılığı’na ve askeri tabura Abdurrahman’ı sordu. ‘Abdurrahman bizde’ dediler. İkinci günü ailesi hem savcıya hem de taburdakilere Abdurrahman’ı tekrar sordu. '5 kişiyi bıraktık, iki öğrenciyi de Mardin'e gönderdik' dediler. Aile dokuz gün boyunca hep aynı cevabı aldı” ifadelerini kullandı. Başar, ailenin daha sonra Mardin’e gittiğini belirterek şöyle devam etti: “Mardin’deki savcı, 'sizin Dargeçit’te savcınız var, niye buraya geliyorsunuz' dedi ve bağırarak tersledi. Tekrar Dargeçit savcısına gelen aile, Abdurrahman’ı sordu.  Bu kez Dargeçit savcısı 'Bana kâğıt geldi, serbest bırakmışlar sizinkileri' dedi. Abdurrahman’ın yakınları ‘Daha ilk günden 5 kişiyi serbest bıraktığınızı söylediniz, 9 gündür hiçbirini göremedik. Şimdi de iki kişiyi bıraktığınızı söylüyorsunuz, peki bu çocuklarımız neredeler' diye sordu.

'BABA COŞKUN DA ÖLDÜRÜLDÜ'

Daha sonra Abdurrahman Coşkun'dan bir daha haber alınamadığını anlatan Başar, baba Coşkun'un da daha sonraki yıllarda köy ortasında işkence edilerek öldürüldüğünü söyledi. Gözaltında kaybedilmenin insanlığa karşı işlenmiş suç olduğuna dikkat çekerek sözlerini sürdüren Başar, "İnsan hakları savunucularının adalet ve hakikat arayışının asla bitmeyeceğinin de altını çiziyoruz. Acılı anaların ve ailelerin yüreklerini bir nebze de olsa rahatlatma adına, gözaltında kaybedilen insanların akıbetlerinin araştırılmasını, faillerinin bulunup yargılanmasını ülke tarihinin karanlık sayfalarına ışık tutulmasını ve bu kara lekenin bir an önce temizlenmesi için gerekli adımların atılmasını istiyoruz" dedi.