Kayseri raporu: Yakınlarından haber alamıyorlar
ÖHD, ÇHD ve İHD, ırkçı saldırının yaşandığı Kayseri’ye dair yaptıkları incelemeler üzerinden hazırladıkları raporu açıkladı. Rapora göre evlerinden çıkamayan Suriyeliler, yakınlarından haber alamıyor.
DUVAR - Kayseri'nin Melikgazi ilçesinde Suriyeli bir kişinin, 5 yaşındaki çocuğu istismar ettiği iddiası üzerine toplanan kalabalık araçları ters çevirirken, 'Suriyelilere ait iş yerlerini' ateşe verdi. Gece geç saatlere kadar ırkçı saldırılarda birçok iş yeri zarar gördü. Saldırıların ardından 67 kişi gözaltına alındı.
İnsan Hakları Derneği (İHD), Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) ve Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) Kayseri’de yaşanan ırkçı saldırıya ilişkin hazırladıkları raporu İHD Genel Merkez’inde açıkladı.
TALEPLERİ REDDEDİLDİ
Mezopotamya Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, ırkçı saldırı sonrası Kayseri’ye gittiklerini ve Başsavcılık dahil pek çok çok yetkili kuruma gözlem yapmak istediklerine ilişkin yazı yazdıklarına ancak sadece savcılığın geri dönüş yaptığını ve onun da olumsuz yanıt verdiğini paylaşan İHD Eş Genel Başkanı Hüseyin Küçükbalaban, randevu taleplerinin de reddedildiğini söyledi.
Irkçı saldırıların yaşandığı bölgelere yaptıkları ziyaretlere de değinen Balaban, Türkiye’nin geçmişinde yaşanan tablolara benzer bir tablo gördüklerini aktardı. Küçükbalaban, “Tabi ki bizim basında gördüğümüz bu olayların bize yansıması şöyle oldu; Türkiye’de tarihsel olarak çok sayıda böyle ırkçı saldırının olduğunu biliyoruz. İşte Kürtlere, Alevilere, Gazi’de, Maraş’ta ve Madımak’ta benzer saldırılar olduğunu biliyoruz, yine Romanlara yönelik bu tip saldırılar olduğunu biliyoruz. Bununda aynı saik ile yapıldığını düşünmüştük ve sahaya vardığımızda bu bilgiler bizi yanıltmadı” diye konuştu.
Küçükbalaban, “Gördüğümüz temel şey organize bir biçimde bir ırkçı saldırının gerçekleştirildiği. Bunun örgütlendiğini ve belli çevreler tarafından planlandığını gözlemlerimizle de tekrar görmüş olduk” dedi.
'POLİS MÜDAHALE ETMEMİŞ'
Raporu açıklayan ÖHD Ankara Şube Eşbaşkanı Çiğdem Kozan, saldırıların bulunduğu bölgelere giderek deliller topladığını söyledi. Ayrıca yetkililerin saldırının boyutuna ilişkin bilgi paylaşmadıklarını da aktaran Kozan, “Görüşülen Suriyeliler kendi mahallelerinde saldırıya uğrayan yerlerle ilgili tahmini bilgilerini iletmişlerdir” diye konuştu.
Kozan, saldırıya uğrayan işyeri ve evlerde hasar tespiti, yağma ve talan gibi ihlallerin tespitinin yapılmadığına vurgu yaparak şu ifadeleri kullandı:
"Tespitler yapılmamış olup yetkililer tarafından mağdur olan insanlara bu konuda ne yapılacağı, zararlarının tazmin edileceğine yönelik bir bilgi de verilmemiştir. İnceleme yaptığımız mahallelerde yabancı kişiler için verilen MA plakalı araç görmedik. Suriyelilerin araçlarını gizlediklerini ifade ettiler. Görüşülen tüm kişiler güvenlik güçlerinin ilk iki gün saldırgan gruba yönelik yeterli müdahale etmediklerini, saldırgan gruba sanki bir basın açıklaması yapan kişiler gibi yaklaşıldığını ifade etmişlerdi."
'GÖRMEZDEN GELMİŞLERDİR'
Kozan, sözlerini şöyle sürdürdü: “Güvenlik güçleri, Suriyelilerin evlerini, işyerlerini yakan saldırganların nefret söylemi ile başkalarının can ve mal güvenliğini tehdit eden bir saikle saldırdığı gerçeğini görmezden gelmişlerdir. Valiliğin insanların gıda, ilaç vb. gibi ihtiyaçlarına yönelik bir çalışma yaptığına yönelik bir bilgiye ulaşılamamış. Suriyeliler bu konuda kendilerine herhangi bir yardım yapılmadığını ifade etmişlerdir” diye kaydetti.
Savcılığın nasıl bir soruşturma yürüttüğü ve soruşturmanın etkin bir soruşturma olup olmadığı bilgisine ulaşamadıklarının da altını çizen Kozan, devamla şunları söyledi:
“Ancak İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yaptığı basın açıklamasında, ‘Saldırganların meczup, küçük yaşta ve adli sicilleri temiz olmayan kişilerden oluştuğu’ belirtilmiştir. Bu açıklama ışığında böylesi kişileri ırkçı saldırıya azmettiren ve bu kaostan menfaati olan kişi ve gruplar hakkında bir bilgi verilmemesinin isabetsiz olduğunu düşünüyor ve ırkçı iradeyi ortaya koyarak meczupları maşa olarak kullananların geçmişteki örnekleri ile sabit olduğu üzere, yine cezasızlık ödülü ile ödüllendirilebilecekleri endişesi taşıyoruz.
Suriyelilerin çalıştığı işyerlerine gidemedikleri, ne zaman gidebileceklerine dair de kendilerinin bilgilendirilmediği anlaşılmaktadır. Kayseri’deki yerel medyanın haberine göre Suriyelilerin işlerine gidememesi nedeniyle birçok sektörde üretim ciddi olarak aksamıştır."
'İHTİYAÇLARI KARŞILANMALI'
Kozan, “Bazı medya organlarından yer alan habere göre 8 Temmuz’a kadar fabrikalarda üretime ara verildiği belirtilmektedir. Bu durumda zaten kırılgan bir grup olan ve başka gelirleri olmayan ve yaklaşık bir hafta işlerine gidemeyen Suriyeli işçilerin ücretleri ve sosyal hakları ödenmelidir. Psikososyal yardım alanların, hastaların sağlık kuruluşlarına ulaşmalarında ne gibi önlemler alındığı bilinmemektedir. Yetkililerin başta Baro olmak üzere sivil toplum kuruluşlarıyla yeterince iletişim kurmadığı, bilgilendirme yapmadığı anlaşılmaktadır” dedi.
'YAKINLARINDAN HABER ALAMIYORLAR'
Kozan devamla şu ifadelere yer verdi:
“Türkiye’de geçmiş yıllarda yaşanan benzer olaylarda (Maraş, Madımak, Gazi katliamı, Romanlara ve Kürtlere yönelik saldırılar) olduğu gibi Kayseri’de Suriyelilere yönelik gerçekleştirilen saldırılarda da linç, yakma, yıkma, yağma, korkutma, ırkçı ve nefret söyleminin yaygın olarak yaşandığı gözlenmiştir. Saldırının çok sayıda mahallede süreğen şekilde devam etmesi, sosyal medya platformları üzerinden hangi mahallede saldırıların yapılacağının açıkça yazılması, iddialara göre araçlarla saldırganların taşınması, saldırganların organize hareket ettiğini göstermektedir.
Türkiye’nin birçok ilinde demokratik haklarını kullanmak isteyenler ve barışçıl gösteriler bile valilik kararlarıyla yasaklanırken; Kayseri’de Suriyelilere yönelik şiddet içerikli eylemler ve insanların can ve mal güvenliğine yönelik saldırılar olmasına rağmen Valilik eylem ve etkinlik yasağı getirmemiş, eylemin içeriğine uygun önleyici tedbirlere başvurmamıştır. Heyetimizin Kayseri’de inceleme yaptığı 3 Temmuz’da gün boyunca sosyal medya platformlarının kısıtlandığına şahit olmuştur. Güvenlik güçlerinin telkiniyle evlerinden çıkamayan Suriyeliler, sosyal medya platformlarının kısıtlanmasıyla yakınlarından haber alamadıklarını, korku ve kaygılarının arttığını ifade edilmiştir.”
(HABER MERKEZİ)