Kayyımları protesto eden avukatlar beraat etti

Cihan Başakçıoğlu

İZMİR – İzmir'de 2019 yılında Çağdaş Hukukçular Derneği (ÇHD) ile Özgürlük için Hukukçular Derneği'nin (ÖHD) çağrısıyla bir araya gelen avukatlar, Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir belediye başkanlarının görevden uzaklaştırılarak yerlerine kayyım atanmasını protesto etmek istemiş, polisin sert müdahalesi sonucu 25 avukat ve bir gazeteci gözaltına alınmıştı.

Gözaltına alınanlar hakkında “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet” suçlamasıyla açılan davanın ikinci duruşması bugün İzmir Adliyesi 8'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Duruşmada sanıklar hazır bulunurken, İzmir Barosu Başkanı avukat Özkan Yücel'de duruşmaya katıldı.

MAHKEME BERAAT KARARI VERDİ

Davanın ilk duruşmasında hakimin, sanıkların herhangi bir örgütle irtibatlı olup olmadığının araştırılması için iddianame iadesi üzerine, avukatlar hakimin tarafsız ve bağımsız olmadığı noktasında reddi hakim talebinde bulunmuştu. Avukatların bu talebi reddedildi. Bugün görülen ikinci duruşmada ise davadaki eksik ifadeler tamamlandı.

Duruşmada ifade veren avukatlar, 2911 sayılı kanun kapsamında herhangi bir suç unsurunun oluşmadığını ifade ederek, yapılan eylemin anayasal bir hak olduğunu belirtti. Polisin düşünce ve ifade özgürlüğüne müdahalesinin söz konusu olduğunu ifade eden avukatlar, polisin hiçbir anons ve ihtar yapmadan darp ederek gözaltı işlemi yaptığını dile getirdi. Duruşmada mahkemenin beraat kararı vermesi talep edildi.

Duruşma savcısı ise sanıkların “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet” suçundan cezalandırılmasını istedi. Kararını açıklayan mahkeme, suç unsuru oluşmadığı gerekçesiyle tüm sanıkların beraatine karar verdi.

'BİZLER ÜZERİNDEN TOPLUMA MESAJ VERİLMEK İSTENDİ'

Davanın sanıklarından avukat Zafer İncin, yargılamayı Gazeteduvar'a değerlendirdi. Davaya konu olan basın açıklamasının üç büyükşehir belediyesine kayyum atanmasıyla ilgili olduğunu hatırlatan İncin, “Hukuk örgütleri ve insan hakları savunucuları olarak yapılan uygulamanın hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı, seçme ve seçilme hakkının çok açıktan ihlal edildiği noktasında bir basın açıklaması yapmak istedik. Çok keyfi bir şekilde ve çok pervasızca kolluk şiddetine maruz kaldık. Daha bir araya gelmemize bile müsaade edilmeden müdahale edildi” dedi.

2911 sayılı kanun kapsamında bir suç unsuru oluşmadığını en başından beri bildiklerini söyleyen İncin, şiddet uygulayan polislerin yargılanması noktasında suç duyurusunda bulunduklarını ancak takipsizlikle sonuçlandığını belirtti. Söz konusu uygulama ve yargılama ile topluma mesaj verilmek istendiğini dile getiren İncin, “Bizler üzerinden topluma bir mesaj verilmek istendiği, hiçbir şekilde insanların düşünce ve ifadelerini açıklama özgürlüğünün olmadığını resmi olarak görüyoruz. Günümüz Türkiye koşullarında herhangi bir basın açıklaması, tamamen kolluğun keyfi taktirine bırakılmış durumda. Dolayısıyla burada da bizler üzerinden topluma bir mesaj verilmek istendiğini, yargının da bu duruma alet edilmesi gibi bir çabanın içerisinde olunduğunu gözlemledik” diye konuştu.