Kayyımların yıldönümü: Kürt halkı iradesini teslim etmeyecek

Kayyım atamalarının yıldönümünde açıklama yapan Yeşil Sol Parti Eş Genel Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, “Dün kendi iradesini teslim etmeyen Kürt halkı bugün de etmeyecektir” dedi.

Fotoğraflar: Ardıl Batmaz
Google Haberlere Abone ol

DİYARBAKIR - Halkların Demokratik Partisi Demokratik Yerel Yönetimler Kadın Kurulu, kayyım atamalarının yıldönümü dolayısıyla Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünde, "Ne qeyum ne talan, dîsa jin dîsa jiyan” (Ne talan ne kayyım, yine kadın yine yaşam) sloganıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Özgür Kadın Hareketi (TJA), Barış Anneleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi (Yeşil Sol Parti) Eş Genel Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, milletvekilleri Meral Danış Beştaş, Halide Türkoğlu, Sebahat Erdoğan Sarıtaş, Newroz Uysal, Beritan Güneş katıldı.

Basın açıklamasının yapılacağı alana 1.5 saat önce konuşlanan polis, alanda bulunan park halindeki araçları kaldırdı. Alanı TOMA ve gözaltı araçlarıyla dolduran polis, Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünü de barikatlarla kapattı. Kadınlar, yerine kayyım atanan kadın eş başkanların fotoğraflarını ve “Eş başkanlık mor çizgimizdir”, “İrademe dokunma”, “Siyasi tutsaklar onurumuzdur” dövizleri ile alana girdi.



ÖNCÜ: UMUDUN, ÖZGÜRLÜĞÜN VE EŞİTLİĞİN ÇÖZÜM YOLU OLACAĞIZ

İlk olarak yerine kayyım atanan Savur Belediyesi Eş Başkanı Gülistan Öncü açıklama yaptı. AK Parti ve MHP ittifakının ‘faşizmin cephesini genişlettiğini’ belirten Öncü, “14 Mayıs ve akabinde gerçekleşen Cumhurbaşkanlığı seçiminde mevcudun yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesi, özellikle kadın düşmanı politikaların birincil hedefi olan biz kadınlar için meşru değildir" dedi.
Eş başkanlık sisteminin ‘suç’ olarak gösterilerek kayyım atamalarına gerekçe yapıldığını söyleyen Öncü, "Kadın özgürlükçü modeli baskılayarak kadınları özne olmaktan çıkarmak ve iradesiz kılmak istiyorlar. Kadınların kazanımlarını savunmaya devam edeceğiz. Kadının özne olduğu yeni bir yaşamı yeniden ve daha güçlü bir şekilde inşa edeceğiz. Bu kararlılıkla tüm tahribatlara karşı umudun, özgürlüğün ve eşitliğin çözüm yolu olacağız" diye konuştu.



UÇAR: GÖZ GÖRE GÖRE ÖLÜME GÖNDERİLEN İNSANLARIMIZ OLDU

Öncü’nün ardından konuşan Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü Çiğdem Kılıçgün Uçar, Marmara Depremi ve 6 Şubat depremlerine dikkat çekti. “Ne devletin kurumlarının ne de iktidarın kendisinin yaşam hakkını savunmaya dönük hiçbir çabası olmadığına tanıklık ettik” diyen Uçar, yerel yönetimlerin önemini şu sözlerle açıkladı: "Merkezi otoriteden ses çıkmadığı için parmağını dahi kıpırdatmayan yerel yönetimler, yani kayyımlar vardı. İnsanların hayatı kurtarılacakken göz göre göre ölüme gönderilen insanlarımız oldu.”



‘YENİ BİR OTORİTERLİĞİ, YENİ BİR HÜKÜMDARLIĞI KURMAYA ÇALIŞACAKLAR’

Kürt halkının mücadelesinin bütün kazanımlarına, Kürt kadınlarının bütün kazanımlarına mevcut iktidarların farklı biçimlerde müdahaleleri olduğunu belirten Uçar, “Kayyımın kendisi rejim haline gelmiş bu ülkede. Biliyoruz, bu iktidar kayyımı rejim olarak devam ettirmek istiyor. Güvenlik güçleri başta olmak üzere bütün devlet mekanizmaları bu rejimin kendisinden besleniyor. Kayyım rejimi sadece Kürdistan’da uygulanmıyor. Bu iktidar 100 yıllık devlet geleneği olan Kürt sorunu konusunda sorumluluk almak yerine çözümsüzlüğü derinleştiren pozisyonuyla aslında uzun süredir aynı yöntemlerine devam ediyor. Çözümsüzlük derinleşecek, Kürt halkının mücadele alanları daraltılacak ve yeri geldiğinde sadece Kürdistan’da değil batıda da belediyelere kayyım atama marifetiyle yeni bir otoriterliği, yeni bir hükümdarlığı kurmaya çalışacaklar” dedi.

Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi'ne kayyım atanmasının ardından yaşanan gelişmeleri anlatan Uçar, “Belediyeye gelir gelmez önce kendilerinin olduğu makamları tuvaletinden banyosuna kadar varaklı hale getirdiler. Bir ailenin neredeyse 10 yıllık gelirine tekabül eden kuruyemiş masrafları oldu. Altınlar aldılar, saatler aldılar, hediye ettiler yandaşlarına. Bu belediyenin mallarını sattılar. Bu halkın ürettiği bütün değerleri gasp ettiler, çaldılar. Bu coğrafyanın ana diliyle ilgili olan hem tabelaları indirdiler hem de bu dille ilgili yapılan bütün çalışmaları, bütün kurumları kapatmaktan geri durmadılar” diye konuştu.



‘KAYYIM REJİMİ BU COĞRAFYADA HIRSIZLIK DEMEKTİR’

Kayyım rejiminin ‘devlet eliyle yürütülen hırsızlık’ anlamına geldiğini söyleyen Uçar, “Kayyım rejimi Kürtlerin kendi coğrafyasında seçme ve seçilme hakkının gasp edilmesi, elinden alınması demektir. Devlet diyor ya ‘Kürdistan diye bir coğrafya yok.’ Aslında bütün uygulamalarıyla Kürdistan’ı gerçek kılıyor. Dolayısıyla ne yerel yönetimlerde ne genel yönetimlerde demokrasiye dair söz kuracaksa, mevcut devlet aklının ve iktidarın ilk adım atacağı konu başlığı Kürt sorunu konusunda sorumluluk alması, demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözüm iradesini açığa koymaktır. Koymayacak mı? Kürt halkının tarihsel mücadelesi yerelde demokrasi kurulmadığı müddetçe genelde de demokrasinin tesis edilemeyeceğini çoktan açığa çıkarmıştır. Dün kendi iradesini teslim etmeyen Kürt halkı bugün de etmeyecektir” ifadelerini kullandı.

İktidarın yerel seçimlere giderken ‘kayyım atayacağız’ propagandasını sürdüreceğini belirten Uçar, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim için kayyım devletin krizidir. Devletin yönetme krizidir. Bu iktidarın yaşadığı siyasi krizdir. Kürt sorununu çözmediği müddetçe bu kriz en başta iktidarı vurmaya devam edecektir. Her sıkıştığında başvurduğu bu yöntemi reddettik, reddediyoruz. Cezaevinde belediye başkanlarımız, dışarıda toplumcu ve halkçı belediyeciliği savunan yol arkadaşlarımız, mücadele arkadaşlarımız, halkımız ve bugün burada açıklama yapan bizler, demokratik yerel yönetimlerin hayat bulacağına inancımızla yeni dönemin yerel yöntemlerini, yerel seçimleri daha güçlü karşılamanın sözünü veriyoruz."

Uçar, açıklamasını "Tutuklu olan bütün seçilmişlerimize saygılarımızı, sevgilerimizi iletiyoruz” sözleriyle noktaladı.