Kazdağları'nın yardım çığlığı: Bizim gidecek başka yerimiz yok

Cengiz Holding'in bakır madeni projesi için 1 milyona yakın ağacın kesilmesinin planlandığı Kazdağları'nda yaşayanlar seslerini duyurmaya çalışıyor: "Ağacımızı, suyumuzu, toprağımızı talan etmeyin."

Google Haberlere Abone ol

ÇANAKKALE - Milyonlarca yılda oluşan doğal yaşam alanı Kazdağları, Cengiz Holding’in taşeron firması olan Truva Bakır Madencilik’in Halilağa Bakır Madeni projesi için talan ediliyor.

30’a yakın endemik bitkisi, Kızılçamları, Göknarı, ayısı, tilkisi, karacası, kuş çeşitliliği ile büyük bir doğal yaşam alanı olan, Homeros’un deyimiyle 'Bin Pınarlı İda', maden şirketlerinin dev makineleri tarafından yavaş yavaş yok ediliyor. 6 bin dönümlük ruhsat alanı ile 1 milyon ağacın kesileceğinin tahmin edildiği maden projesi, Bayramiç’in Hacıbekirler, ve Muratlar ile Çan’ın Halilağa köylerinin arasında bulunuyor. Bu üç köyü doğrudan etkileyecek Cengiz Holding projesi ile bölgenin sadece yer üstü varlıkları değil, su kaynakları da maden şirketi için kullanılacak.

SU KAYNAKLARI VE TARIMSAL ÜRETİM TEHLİKEDE

Madenin bulunduğu alandaki yer altı suları, Ezine ve Çanakkale’nin Kumkale ovalarını besliyor. Madenin ayrıca su kullanacağı Kocabaş Çayı ise Çan ve Bayramiç’in 60’a yakın köyünün su ihtiyacını karşılıyor.

Bölgede yapılan hayvancılıkla elde edilen süt ürünleri, Ezine peyniri gibi bir markayı yaratırken, yine bölge; 'Bayramiç beyaz’ı, elması, şeftalisi, kirazı, zeytin ve zeytinyağı, domatesi ve biberi gibi marka ürünlerin de merkezi konumunda.

Maden faaliyetinin tarımsal zenginliğe büyük bir darbe vuracağını belirten bilim insanları, 19 yıl süreceği açıklanan maden faaliyetinden elde edilecek 100 milyon dolarlık ekonomik kazancı, bu bölgenin birkaç senede tarımsal üründen kazanılacağını ifade ediyorlar. Aradaki fark, madenden elde edilecek kar tek bir şirketin kasasına girecekken tarımsal faaliyet binlerce insanın geçinmesini sağlayacak. 

Çanakkale ve Balıkesir illerini birbirine bağlayan Kazdağları, sadece Çanakkale’nin ve Bayramiç’in değil, bir ekosistem olarak çok daha büyük bir alanı kapsıyor. Bilim insanları, Kazdağları eteklerindeki Halilağa Bakır Madeni'nin, bu geniş alandaki ekosistemi ve yer altı ile yerüstü kaynaklarını tümüyle tahrip edeceğini söylüyor.

'MADENE VERECEK SUYUMUZ YOK' 

Bölgede yaşayanlar ise madene karşı. Bir bölümünün arazilerini satarak gelir elde ettiği, bir bölümünün ise iş kapısı olarak gördüğü maden şirketi, büyük bir kesimin ise tepkisini çekiyor. Halkın geniş kesimi,  “Bizim suyumuz zaten bize yetmiyor. Madene verecek suyumuz yok. Madeni istemiyoruz” diyor.

Her gün alana giderek eylem yapan ve çalışmaları yavaşlatmaya çalışan köylüler bir yandan da Danıştay'daki davanın sonucunu bekliyor. Hepsinin dileği ise aynı: Sesimizi herkes duysun, doğanın talan edilmemesi için buraya gelip bize destek olsun.