Kedili kadınlar Trump’a karşı

ABD seçimlerinin galibi henüz belli olmasa da, gelecekte uzun süreli ve sürdürülebilir bir iktidar hayal edenlerin kadın haklarıyla uzlaşmadan bu başarıyı elde edemeyeceklerini daha sık göreceğiz.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

Ülkemizde son zamanlarda yaşanan incel(1) suçlarını düşündüğümüzde kadınlara karşı artan sistematik şiddetin yalnızca sosyal ağlar, dijital oyunlarla ilgili olduğunu söylemek oldukça yüzeysel kalacaktır. Özellikle siyasi liderlerin "erkeklerin öfkesi"ne seslenerek arkalarına aldıkları patriyarkal güç ile iktidarlarını güçlendirme çabaları, incel gruplarının kadınları suçlayıcı söylemleriyle örtüşmektedir. Bu nedenle, incel suçlarının arka planını sorgularken ABD'nin 2024 seçim adayı Trump’ın pop ikonu Taylor Swift’e açtığı savaş üzerinden siyasetteki erkek şiddetinin izlerini sürmek yerinde olacaktır. Dünyanın en güçlü ülkelerinden birinde, en etkili sanatçılardan birinin maruz kaldığı şiddet, tüm dünyada kadına yönelik şiddetin boyutlarını gözler önüne serecektir.

KAMALA HARRİS’İN YÜKSELİŞİ

2020 ABD seçimlerinde Joe Biden, Donald Trump’a karşı seçimi kazanarak 46. ABD Başkan’ı oldu ve başkan yardımcısı olarak da Kamala Harris’i seçti. Harris, ilk siyah ve Güney Asya kökenli kadın başkan yardımcısı olarak tarihe geçti. Harris’in bu pozisyona gelmesi, kapsayıcı ve çeşitlilik yanlısı bir sembol olarak değerlendirilse de, Trump ve destekçileri onu “radikal” ve “Amerikan değerlerinden uzak” olarak eleştirdi. Harris’in çocuk sahibi olmaması ve evlenmeden önce güçlü bir kariyer inşa etmesi de muhafazakâr çevrelerin gündemindeydi. Bu saldırıların en büyük sebebi; Biden’ın göreve geldiği ilk günden itibaren Harris’in bir gün başkanlık yarışına gireceği ihtimaliydi şüphesiz.

'BİR GRUP PERİŞAN ÇOCUKSUZ KEDİLİ KADINLAR'

2021 yılında Fox News’teki bir röportajında, Trump’ın mevcut başkan yardımcısı adaylarından JD Vance, ABD’nin “bir grup perişan çocuksuz kedili kadınlar” tarafından yönetildiğini iddia ederek kadınları hedef alan bir ifade kullandı. "Kendileri gibi ülkenin geri kalanını da perişan etmek istiyorlar" diyerek de ABD’de büyük bir tartışmanın fitilini ateşlemiş oldu. Daha sonrasında gelen tepkiler üzerine, "Medya, ABD Senatosu'na aday olmadan önce yaptığım alaycı bir yorumdan dolayı alınmak istiyor” diyerek esasında sarkastik bir söylemin abartıldığını vurgulasa da, “çaresiz çocuksuz kedili kadınlar” tanımlaması, kürtaj karşıtlığı ile bilinen Trump ve taraftarlarının kadın düşmanı tavırlarının görünürlüğünü keskinleştirdi.

TAYLOR SWİFT VE ETKİSİ

Taylor Swift, biyografik şarkılarıyla dünyaca ün kazanmış; hatta Billboard 200 albüm listesinde son 60 yılda en iyi 10 albümün tamamında ilk 10'da kalarak The Beatles'ı geride bırakmıştır. 2023 yılında başladığı ve 2024’te 149 gösteri ile bitirmeyi planladığı altıncı konser turu olan Eras Tour, tarihte 1 milyar ABD dolarını aşan gelire sahip ilk konser turudur. Özellikle Y ve Z kuşağına hitap eden şovlarıyla dünya çapında kültürel ve ekonomik bir etkiye sahip olan Taylor Swift’in, sadece Seattle’daki iki konserinin yerel ekonomiye 30 milyon dolar katkıda bulunduğu tahmin edilmektedir. Toplum ve gençler üzerindeki etkisi bu denli fazla olan ünlü bir şarkıcının, ABD başkanlık seçimlerindeki tutumu ise oldukça merak edilmektedir.

TAYLOR SWİFT TRUMPÇI MI?

Taylor Swift, 2020 yılında Biden’ı desteklediğini açıklasa da, Trump ve Kamala yarışında sessizliğini korumaktaydı. Fakat erkek arkadaşı Travis Kelce ile Trump destekçisi ABD NFL oyun kurucusu Patrick Mahomes'in eşi Brittany Mahomes'e sarıldığı fotoğraflar gündem yaratınca, sosyal medyada Swift’in örtülü şekilde “beyaz erkek” arkadaşı ile Trump’ı desteklediği eleştirileri yayıldı. Öyle ki Trump, Taylor Swift ve hayranlarının başkanlık kampanyasını desteklediğini gösteren yapay zeka tarafından oluşturulmuş bir dizi görsel bile paylaştı.

Fakat 10 Eylül 2024’te, Harris ile Trump arasında canlı yayında gerçekleşen tartışma sonrasında, Swift hangi adayın tarafında olduğunu bir Instagram gönderisi ile dikkat çekici bir şekilde duyurdu. Swift, Trump’ın yapay zeka ile kendisini Trump’çı gibi gösteren içeriklerini hedef göstererek 2024 Başkanlık Seçiminde oyunu Kamala Harris ve Tim Walz'a vereceğini açıkladı. Yayınladığı metinde, yapay zeka ile insanların manipüle edilmesinin ve kadın/LGBTQ+ düşmanlığının da tehlikelerine değinen Swift, aynı zamanda oy vermek için kayıt olmanın önemini de vurgulayarak insanları kayıt sistemine yönlendiren bir link paylaştı. Swift’in bu çağırısından sonra paylaştığı federal oylama bilgi sitesine ise 400.000’e yakın erişim olduğu belirtilirken Swift’in Instagram paylaşımını Trump’ın Başkan Yardımcısı adaylarından JD Vance’e gönderme yaparak noktalaması ise tüm dünyada geniş bir gündem yarattı: “Sevgi ve umutla, Taylor Swift Çocuksuz Kedili Kadın”

KEDİLİ KADINLAR TRUMP’A VE PATRİYARKAYA KARŞI

Pop ikonu Swift’in bu basmakalıp ve cinsiyetçi ifadeyi eleştiren duruşu feminist bir perspektiften önemli bir mesaj taşıyor: Kadınların değerleri ve güçleri, annelik veya evlilik durumlarıyla sınırlı değildir ve kadınlar toplumsal rollerden daha fazlasıdır. Bu ifade, kadınların toplumsal olarak dayatılan rollere göre değil, bireysel kimlikleri ve başarılarıyla tanımlanması gerektiğinin altını çiziyor. Bir “kedili kadın” olmak da, çocuk sahibi olmamak da bireysel tercihlerdir; bu tercihler, kadınların kamusal rollerini veya politik ya da ekonomik sahadaki etkilerini küçümsemek için birer araç haline getirilemez. Harris gibi liderlerin bu tür ifadelerle küçümsenmesi, yalnızca bireysel değil, toplumsal olarak da kadınların ilerleyişine ve bireysel özgürlüklerine ket vurmayı hedeflemektedir. Aynı zamanda benzer bir eleştiri ile siyaset yapan erkeklerin karşılaşmaması da bu açıdan patriyarkanın işleyişini göstermektedir. Evliyken pornografik bir film oyuncusu ile yaşadığı ilişkiyi örtbas etmek için rüşvet ve tehdit gibi suçlardan yargı süreçlerine maruz kalan Trump’ın rakibi Harris’i sadece kadınlığı üzerinden güçsüzleştirmeye çalışmaktan çekinmemesi Trump’ın cinsiyetçi ve ataerkil bakış açısını bir silah olarak kullanmaktan kaçınmadığını ve kadınların güçlü kimliklerini zayıflatmaya yönelik çabalarının altını çiziyor. Öyleki Swift’in Kamala’yı destekleyen açıklamalarından sonra da Trump “Taylor Swift’ten nefret ediyorum.” şeklinde bir gönderi paylaşırken Swift’in bu çıkışının bedelleri olacağı konusunda da uyarılarda bulunmuştur. Trump destekçisi Elon Musk da “sana bir çocuk vereceğim” imasında bir tweet atarak Swift’in çocuksuz kedili kadın imzasına oldukça tepki çeken gönderme yapmıştır. Dahası Harris’in seçim toplantılarına katılan özellikle kadın sanatçıları sosyal ağlardaki paylaşımları ile hedef haline getirmiştir.

KADINLAR DÜNYAYI DEĞİŞTİREBİLİR!

Türkiye, iki tane genç kadının “incel nefreti” ile korkunç şekilde katledilmesini konuşurken; dünyanın başka bir kıtasında da dünyanın en güçlü sermaye sahibi erkeklerinin en az onlar kadar güçlü bir pop ikonuna ve siyasi bir lidere yalnızca kadınlıkları üzerinden sistematik bir saldırı girişiminde bulunması sadece bu kadınların bireysel tercihleri veya siyasi duruşlarına yönelik değil, aynı zamanda kadınlara dayatılan toplumsal rollere dair baskıcı bir söylemin yansıması olarak düşünülmelidir. Siyasi açıklamalarından önce Musk’ın ve Trump’ın Swift’in müziğini destekleyici açıklamalarına rağmen onlar için bir tehdit haline geldiğinde ise “incel” diliyle cinsiyetçi kodlara döndüklerini de görebilmekteyiz. Kadınları toplumsal rollerle sınırlandırarak "çocuk sahibi olmaları gereken" veya "eş olarak tanımlanması gereken" bireyler olarak görmek isteyen bu zihniyet kadınların başarılarını yalnızca kendi iktidarlarını sarsmadıkları sürece kabul edebilmektedirler.

Yüzyıllardır ataerkil düzenin hâkimiyetinde yönetilen iktidarlar, eğitimli ve başarılı kadınların artışıyla kendilerini tehdit altında hissediyor. Patriyarkanın, bu cesur kadınlarla ve onların yanında durarak güçlenen queer topluluklarla olan mücadelesinin uzun bir süre daha süreceği ise maalesef aşikâr. Ancak dünyada kadınlara karşı şiddetin giderek tırmandığı bir dönemde, kadınlar ve queer bireyler hiç olmadığı kadar güçlü bir dayanışma sergiliyor ve ses çıkarıyorlar. Öyleki ülkemizde son yaşanan incel cinayetlerinde kadınların sosyal ağlarda yarattıkları farkındalık ile gündemi belirlemeleri de bu bağlamda oldukça önemli bir örnek. Nevşin Mengü’nün, Harris’in 30 Ekim’deki mitingini ABD’de takip ederken konuştuğu kadınların da Trump’a karşı en büyük eleştirilerinin kadın düşmanlığı olduğunu görebilmekteyiz. Harris ise eşleri Cumhuriyetçi olan kadınlardan “kocanızın kime oy verdiğinizi bilmesine gerek yok” sloganları ile oy istediğini ve eğer bu kampanya başarılı olursa ABD seçimlerinin kaderini kadınların belirleyebileceğini de söylemek mümkün. O nedenle ABD seçimlerinin galibi henüz belli olmasa da, gelecekte uzun süreli ve sürdürülebilir bir iktidar hayal edenlerin kadın haklarıyla uzlaşmadan bu başarıyı elde edemeyeceklerini daha sık göreceğiz. Çünkü gelecek, artık özgürleşen seslerin gücünü yok sayanlara ve kadınları toplumsal cinsiyet rollerine hapis edenlere yer bırakmayacak gibi duruyor.

(1) "İncel," İngilizce "involuntary celibate" (istemsiz bekâr) ifadesinin kısaltmasıdır.