Kemal Kılıçdaroğlu: Altılı Masa'nın kuruluş felsefesi budur
Kemal Kılıçdaroğlu, “Başı açık, başı kapalı dedik, bütün enerji onun üzerinden gitti. Bu gerçeği gören birisi olarak Türkiye'yi buradan çıkarmak istedim. Altılı Masa'nın kuruluş felsefesi budur” dedi.
DUVAR - Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Yükselen Türkiye Enstitüsü'nün Haziran ayı toplantısına katıldı.
DHA'nın haberine göre, "Yükselen Türkiye'nin Hedefleri" başlıklı toplantıya katılan Kılıçdaroğlu'na Süheyl Batum, Teyfik Altınok, eski Ankara Milletvekili Bülent Kuşoğlu, eski Aydın Milletvekili Metin Lütfü Baydar ve eski İstanbul Milletvekili Metin Işık eşlik etti.
İstanbul'un Üsküdar ilçesindeki bir otelde gerçekleştirilen toplantıda dernek üyelerinin konuşmalarının ardından kürsüye çıkan Kemal Kılıçdaroğlu konuşma yaptı.
"Rahmetli İnönü'nün güzel bir sözü vardır, 'Demokrasinin en zayıf noktası hangi koşullarda geldiysen, aynı koşullarda gitmeyi bilmemektir'. Kalmak için yasalar değiştirilirdi bu demokrasiye yapılan en büyük darbedir" diyen Kılıçdaroğlu, "Biz hep bunu yaşadık, Türkiye de hep bunu yaşadı. Türkiye'nin hızlı gelişmesi, büyümesi, savunma sanayinde, uçakta, gemide, cam sanayinde, her alanda elbette ki bu bölgede yıldızlaşan bir Türkiye'yi emperyaller istemezler. Onlar bizim enerjimizi farklı alanlarda harcamamızın yollarını aradılar" ifadelerini kullandı.
'Kimlik siyaseti'ni eleştiren Kılıçdaroğlu, "Kimlik üzerinden siyaset; düşünün yıllarca kimlik üzerinden siyaset yaptık ve binlerce genç evladımız hayatını kaybetti. Kürt'tü, Türk'tü, Laz'dı, Çerkez'di derken. Oysa biz Osmanlı'dan Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni kurmuştuk, dünyanın en zengin kimliğine sahip ülkeydik. Bunu zenginlik olarak değil, düşmanlık olarak bize dayattılar ve birbirimizi kırdık" dedi.
Türkiye'nin inanç üzerinden devam ettirilen siyaset nedeniyle asıl hedeflerine ilerleyemediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Kimin inançlı olup olmadığını sadece yüce yaradan bilir. Ama sen inançlısın, sen inançsızsın, sen Alevisin, sen Sünnisin, sen şusun, sen busun diye insanlar çatıştı. Enerjiler buraya gitti ve Türkiye beklenen büyümeyi sağlayamadı. Yaşam tarzı üzerinden siyaset... Yok başı açık, yok başı kapalı dedik, bütün enerji onun üzerinden gitti. Ülke nasıl büyür, nasıl kalkınır, üniversiteler nasıl bilgi üretir düşünmedik. Bu gerçeği gören birisi olarak Türkiye'yi buradan çıkarmak istedim. Altılı Masa'nın kuruluş nedeni, felsefesi budur. Kardeşim, bu ülkede mi yaşıyoruz? Evet. Beraber mi yaşıyoruz? Evet. Ben de huzur içinde olmalıyım, sen de huzur içinde ol. O zaman biz niye kavga ediyoruz?"
'SURİYE'YLE BİZİ BARIŞTIRACAKLAR'
"Geldiğimiz konum itibariyle göçmen ve insan deposu konumundayız" diyen Kemal Kılıçdaroğlu, "Bir kısmı savaşlardan kaçtı geldi. Bir kısmı da zaten Türkiye'ye gelip yerleşiyor, bir süre sonra fırsat bulursa Avrupa'ya gidecek. Biz niye bu konuma geldik? Biz neden Suriye ile kavga ettik? Bunların hiçbirisi tartışılmadı. Milliyetçilik damarlarımıza basıldı. 'Asarız, keseriz. 24 saat içinde gideriz, Emevi Camii'nde namazımızı kılarız ve Suriye'yi de tarihten sileriz' böyle bir anlayışla gittik. Şimdi Suriye ile barışmak için 'Acaba ne yapmalıyız, neler yapmalıyız' diye düşünüyoruz. Olur mu? Olacak, barışacağız. Çünkü bizi barıştıracaklar. Kavgayı da onlar kavga ettirecekler, barışsa onlar bizi barıştıracaklar. Hani biz milli kurtuluş savaşını veren bir devlettik. Hani biz bütün mazlum ülkelere örnek olan bir millettik. Neden bu konuma düştük" şeklinde konuştu.
'BU MECLİS, GAZİ MECLİS DEĞİL'
15 Temmuz darbe girişiminin ardından TBMM için "Gazi Meclis" ifadesinin kullanılmasını eleştiren Kemal Kılıçdaroğlu, "Dünyada herhangi bir parlamentoda ister az gelişmiş ülke olsun ister gelişmiş ülke olsun, yolsuzluk konusunda soruşturma ve kovuşturma yapılamaz diye bir kanun çıktı mı? Biz de çıktı. Yolsuzluk yapan hakkında soruşturma, kovuşturma yapılamaz diye kanun çıkaran bir meclisin itibarı olur mu? Meclise 'Gazi meclis' diyorlar. Bu meclis kimse kusura bakmasın gazi meclis değil. Gazi meclis, Milli Kurtuluş Savaşı'nı yöneten meclistir. Bu meclisin neresi gazi meclis? Yolsuzluklar konusunda duyarlı olmayan bir meclis olur mu?" dedi.
'VERGİLERİN HESABINI SORMADIĞINIZ SÜRECE DEMOKRASİ GELİŞMEZ
Türkiye'deki en büyük sorunun hesap sormamak olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Ödediğimiz vergilerin hesabını sormadığınız sürece Türkiye'de demokrasi gelişmez. Bu kadar vergi veriyoruz, nereye gidiyor bu paralar sorusunu sormuyoruz. Eğer ödediği verginin hesabını bir ülkenin halkı sormuyorsa egemen güçlerin baskısı altında kalır. Egemen güçler o zaman sizi yönetirler. Kaynaklarınızı el koyarlar. Sizlere borç verir, borçlandırır. Sonra da arkadan da emir vermeye kalkarlar. Türkiye'nin geldiği nokta budur. Tabii vergi ödeyeceğiz ama bu verginin iyi kullanılması lazım. Nasıl yapılacak? Planlama ile yapılacak. Her alanı planlayacaksınız. Planlama olmadığı zaman herkes kafasına göre bir yatırım yapar" ifadelerini kullandı.
Konuşmanın ardından basına kapalı devem eden toplantı sonrası Kılıçdaroğlu soruları yanıtsız bırakarak otelden ayrıldı.
(HABER MERKEZİ)