Kemal Kılıçdaroğlu'ndan Fatih Altaylı'ya: Parayla işim olsa, seni satın alır, saraya karşı bağlardım

Fatih Altaylı'nın "AKP'ye çalışıyor, muhtemelen bilerek" sözlerine yanıt veren Kemal Kılıçdaroğlu "Parayla işim olsa, seni satın alır, saraya karşı bağlardım. Ama benim parayla, pulla işim yok" dedi.

Fotoğraf: Arşiv
Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, gazeteci Fatih Altaylı'nın kendisiyle ilgili yaptığı yorumlara ve öne sürdüğü iddialara hakaret içeren ifadelerle yanıt verdi. 

Fatih Altaylı, Youtube kanalındaki programında Kemal Kılıçdaroğlu için "Bilerek veya bilmeyerek AKP'ye çalışıyor, muhtemelen bilerek çalışıyor. Şuursuz bir adam. Bir siyasi bilinci yok, bir siyasi şuuru yok. Kimin ne yaptığını bilmiyor, çamur atıyor ona buna. Üzerinde konuşmaya değer birisi de değil. Kayda değer bir şahsiyet değil. Türkiye'de olan bitenden haberi yok. Bu şuursuzlukla Türkiye'yi yönetmeye aday. Sen git işine. Sen evini yönet ya yönetebiliyorsan" demişti.

Sosyal medya hesabından paylaşım yapan Kemal Kılıçdaroğlu, Altaylı'nın "AK Parti için çalıştığı" iddiasıyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

'PATRONLARIN SATILIK ELEMANI'

"Merkepler adam olur, sen adam olmazsın. Güç, FETÖ terör örgütündeyken her organizasyonlarına koşup yalakalık yapan kepaze. Doğan Grubunda çalışırken Ciner'e küfür eden, Ciner daha çok para verince oraya geçen, patronların satılık elemanı. İnsan Hakları Derneği Başkanı bir hanım için; 'Gördüğüm yerde cinsel tacizde bulunmazsam namerdim' diyen namert kadın düşmanı. Saray talimatıyla oynanmış anketler yayınlayan iş birlikçi. 'Eline sağlık' paylaşımından ötürü sadece ama sadece savcılığa çağrıldığın için, 'Ben anket yaptım' diyerek özür dileyen korkak."

'BELİNDE TABANCAYLA GAZETECİLERİN GREV ÇADIRINI BASAN BİR ÇUKURSUN'

"Muhalifmiş. 'Gocuklu celep kaldırınca sopasını, sürüye katılmaya koşan' besili bir koyundan farkın yok. Kalemin satılık. Ruhun satılık. Hatta küfür yuvası ağzın bile satılık. Belinde tabancayla gazetecilerin grev çadırını basan, çalıştığın kurumda gazeteci kıyımı yapılırken 'Ne yapabilirdim' diyen, yanında çalışan kadın gazeteciye beyzbol sopası gösteren, onurlu gazeteci düşmanı, paranın kölesi bir çukursun. Gezi'deki tutumunu da unutmadım! Ve daha niceleri."

'PARTİYİ SENİN GİBİ ALÇAKLARIN ELİNDEN ALDIM'

"Şimdi gelelim, senin 'AKP için çalışıyor-Dış devletlerin ajanı' iftiralarına ve vicdansızca söylediğin 'Ayağı asfalttan başka yere değmez' sözüne, Be gafil! Ben, bu partiyi senin gibi 'elinde viski kadehleriyle partime yön veren' alçakların elinden aldım ve halkın partisi yaptım. Bina görevlileri ile oturdum. Kağıt toplayıcıların arkadaşı oldum. Evlere temizliğe giden kadınlara yoldaş oldum. Çok fakir sofrasına oturdum. Emekliyle, işçiyle, garibanla hemhal oldum. Sarayın değil, yoksulun sofrasına oturdum. Be müptezel!"

'YAKIN O EVİ DEDİLER, SANTİM GERİ ADIM ATMADIM'

"'AKP işbirlikçisi-Dış devlet ajanı' diyorsun. Terör örgütü kurşunladı beni, kucağımda asker şehit verdim. İki polis kardeşim yaralandı, ölümden döndük. Acıları hala ağır geliyor yüreğime. Be paranın emrindeki tetikçi! Defalarca linçlere uğradım, ölümlerden döndüm. 'Yakın o evi' dediler, santim geri adım atmadım. Adalet için 70 yaşımda 500 km yol yürüdüm. Senin gibi kaç tane namerdin hakaretlerine uğradım. Hayatım tehditlerle ve saldırılarla geçti. Ne zaman korktum? Ajan veya işbirlikçi bir adamın parası olur, mal varlığı olur. Oğlunun Amerikalarda çiftliği, gemicikleri, vakıfları olur. Cevap ver! Namusum ve mücadelemden başka neyim var?"

'HODRİ MEYDAN'

"Ajan ve iş birlikçi olduğumu ispatlamaz isen, namussuz ve alçaksın! Beni daha fazla konuşturma! Bak Fatih! Bu güneşin altından, parayla işi olmayan çok adam geçmedi. Sen bu ruhu ve mücadeleyi anlayacak kapasitede değilsin. Parayla işim olsa, seni satın alır, saraya karşı bağlardım. Ama benim parayla-pulla işim yok. Müesses nizamın adamları ve sermayenin tetikçileri, çarkınız kırılacak, düzeniniz bozulacak. Hodri meydan! Bu memleketi ve partimi sizlerden kurtarıncaya kadar buradayım. Siz bir, ben bir. Rahmetli Levent Kırca'yı saygıyla ve özlemle anıyorum."

'BU LAFLARI DUYDUĞUNUZ İÇİN ÖZÜR DİLERİM'

"En başta sevgili gençlerimiz olmak üzere yukarıdaki yazımı okuyan bütün kardeşlerimden o lafları benden duydukları için özür diliyorum. İnanın bunlarla baş etmenin başka bir yolunu bulamadım. Affınıza sığınıyorum. Dostlar, bu yapılanmalar bir günde oluşmadı. Koca koca sermayeler ve milletimizi felakete sürüklemek, vatanımızı bölmek için kurulan koca bir düzen var ortada. Müesses nizam! Bunlar da bu yapının parçacıkları. Lütfen dikkat edin!"

'BUNLAR SURET-İ HAKTAN GÖRÜNEN İBLİSLER'

"Bu yapılar ne yapıyor? Sözde muhaliflermiş gibi hem partimizi hem de muhalefet bloğunu bölmeye uğraşıyorlar. İşimiz gerçekten kolay değil. Sadece daha net anlaşılabilmek için bir örnek vereyim. Yukarıda bahsettiğim zat şimdilerde çıkmış meydana, 'Şu ilçe belediye başkanı cumhurbaşkanı adayı olsun'. 'Bu belediye başkanı, şu başkandan daha iyi' gibi cümleler kuruyor. Partimizde ve muhalif seçmende kafa karışıklığı oluşturmak, saraya olan öfkeyi başka alanlara dağıtmak için operasyon yapıyorlar. Bunlar psikolojik harp uzmanları. Bunlar suret-i Haktan görünen iblisler. Hep birlikte başaracağız. Başarmak zorundayız. Tekrar herkesten özür diliyor, saygılarımı sunuyorum."

(SOSYAL MEDYA)