Kenanoğlu’ndan cemevleri teklifi: İbadethane statüsü tanınmalıdır

HDP İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, 19 kanunda değişiklik öngören 34 maddelik teklifle, cemevlerinin ibadethane statüsünde sayılmasını istedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Halkların Demokratik Partisi (HDP) İstanbul Milletvekili Ali Kenanoğlu, Cemevlerinin ibadethane statüsünün tanınması için Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanlığı’na kanun teklifi verdiğini açıkladı.

Kenanoğlu, devletin bütün inançlara ve dinlere eşit mesafede yaklaşmasını gerektiğini hatırlattı ve Cemevlerinin ibadethane statüsünün tanınmasının kaçınılmaz bir hak olduğunu ifade etti. Kenanoğlu, 19 maddede değişiklik öngören 34 maddelik bir kanun teklifi sunduklarını açıkladı. Değişiklik istenen kanunlar arasında Köy Kanunu, Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu, Orman Kanunu, Gelir Vergisi Kanunu ve Emlak Vergisi Kanunu gibi kanunlar bulunuyor. Sözkonusu kanunlarda 'ibadethane' ifadesi geçtiğini ve cemevlerinin bu haklardan mahrum kaldığını belirten Kenanoğlu, teklife dair yaptığı açıklamaları YouTube kanalından yayınladı.

Kenanoğlu'nun kişisel web sitesinde yayınladığı teklifte gerekçe kısmında şu ifadeler yer aldı:

"Devletin laiklik ilkesi doğrultusunda ülkemizde yaşayan tüm dinlerin ve mezheplerin ibadet yerlerinin kanun önünde açık olarak tanımlanması gerekmektedir. Böylece kanun hükümlerinde geçen ‘ibadet yeri’ kavramına açıklık getirilerek, yaşanan tartışmaların sona erdirilmesi amaçlanmıştır.

Alevilerin ibadet yeri Cemevi’dir.

Devlet, laiklik ilkesi doğrultusunda ülkemizde yaşayan tüm dinlerin ve mezheplerin ibadet yerlerine eşit yaklaşması gerekmektedir. Bu nedenle muhtelif kanunlarda geçen “ibadet yeri” tanımı arasına “Cemevi” ifadesi eklenerek Alevilerin ibadet yeri net bir biçimde ortaya konulmalıdır.

Alevilerin Türkiye’de yaşayan diğer inanç grupları gibi ibadetlerini serbestçe yapabilmeleri, ayrımcılığa maruz kalmamaları ve toplumsal uzlaşmanın gereği olarak Anayasa’nın eşitlik ilkesi yönünden Cemevlerinin ibadethane olarak tanınması kaçınılmaz bir haktır.

Fiili olarak Türkiye’nin hemen hemen her ilinde açılan yüzlerce Cemevi kanun önünde resmi olarak ibadethane olarak tanımlanmadığından, büyük ölçekte belediyelerin inisiyatifine bırakılmış, birçok yerde elektrik, su gibi giderleri nedeniyle ayrımcılığa ve baskılarla karşı karşıya kalarak, bir açmazın içinde çözümsüzlüğe terkedilmiş bir sorun olarak yerini korumaktadır.

Özellikle ve öncelikle 3194 sayılı İmar Kanunu’nda geçen “ibadet yeri” ifadesine tanım anlamında açıklık getirilmeli, hangi yerlerin “ibadet yeri” olduğu isimlendirilerek düzenlenmelidir. Bu düzenleme diğer kanunlarda geçen tüm “ibadet yeri” tanımlarına teşmil edilmelidir.

Muhtelif kanunlarda geçen “ibadet yeri” kavramı içerisinde Alevilerin ibadet yeri olan “Cemevi” ifadesi geçmediğinden, birçok tartışmayı beraberinde getirmektedir. Bu tartışmaların son bulması ve devletin tüm inançlara ve mezheplere eşit mesafede yaklaşması adına ‘ibadet yeri’ ibaresinin geçtiği kanun metinlerinin ‘cami, cemevi, mescit, kilise, havra, sinagog’ olarak değiştirilmesi sorunu çözmüş olacaktır."

(HABER MERKEZİ)