KESK İzmir’den zamlara ve sürgünlere karşı 'Geççek Geççek' göndermesi

KESK İzmir Şubeler Platformu, Alsancak Gar önünde artan fahiş zamları ve BTS’li işçilerin sürgün edilmesine ilişkin oturma eylemi ve basın açıklaması düzenledi.

Google Haberlere Abone ol

Özlem Kara

İZMİR - KESK İzmir Şubeler Platformu, "Sürgün ve baskılara karşı" Alsancak Gar önünde 58’inci hafta oturuma eylemini düzenledi. Oturma eyleminin yanı sıra artan zamlara ilişkin basın açıklaması da yapıldı. "Zamlar geri alınsın özelleştirmeler iptal edilsin", "Sürgün ve baskılara karşı oturma eylemimiz 58 haftasında" pankartı taşınan açıklamada, "Direne direne kazanacağız", "Baskılar sürgünler bizi yıldıramaz" sloganları atıldı.

Düzenlenen açıklama öncesi, gerçekleştirilen oturma eylemi sırasında ocak ayından itibaren artan fahiş fiyatlara tepki göstermek amacıyla Tarkan’ın geçtiğimiz günlerde yayına çıkardığı "Geççek Geççek" şarkısı da dinletildi.

Öte yandan KESK İzmir Şubeler Platformu adına basın açıklaması yapan KESK Ege Bölge Dönem Sözcüsü Necip Vardal, “Ülkemiz uzun yıllar önce ‘serbest piyasa ekonomisine geçiş’ adı altında üretim ve tüketim faaliyetlerinin tamamını emek ve doğa sömürüsü üzerinden sermayenin, şirketlerin kârını artırmayı temel alan kapitalist sisteme göbekten bağlı bir ülke haline getirilmiştir" dedi.

'OCAK AYINDAKİ TARİHİ ZAM YAŞAMI ALT ÜST ETTİ'

Ocak ayı ile birlikte tüketici enflasyonun yüzde 48.69, gıda enflasyonun yıllık 56, ulaştırma enflasyonunun yüzde 69 arttığını vurgulayan Vardal, asıl artışın enerji kullanımı ile ilişkili olan petrol, elektrik ve doğalgaz gibi tüketim araçlarına yansıdığının altını çizdi. Vardal, "Merkez Bankası’na göre, üreticilerin elektrik, gaz üretimi ve dağıtımı fiyatları yüzde 138,5 artarken, tüketicilerin enerji kullanım fiyatları ise yüzde 76,4 artmıştır. Yılbaşı akşamı elektriğe yüzde 50 ile yüzde 127 arasında, ortalama yüzde 80 oranlı tarihi bir zam yapılmıştır. Doğalgaza ise yüzde 25 zam yapılmıştır. Otomatiğe bağlanan akaryakıt zamları toplu ulaşıma yılın ilk günlerinde yüzde 40 zam olarak yansımıştır. Sadece bu üç zam yoksullaştırılan halkın, emekçilerin gelirini eritmeye, yaşamını alt üst etmeye yetmektedir" dedi.



'TÜRKİYE KAPİTALİST SİSTEME BAĞLI BİR ÜLKE HALİNE GETİRİLMİŞTİR'

Vardal, kış aylarıyla birlikte artan elektrik ve doğalgaza yapılan fahiş zamlarının etkisinin arttığını, vatandaşa gelen faturaların üçe katlandığını ifade etti. Vardal, "Bu tabloya rağmen bugün 84 milyon; fahiş zam yapılan elektrikte kısmi indirim, gıda ürünlerinde fiyatlarına yansıyıp yansımayacağı dahi belirsiz olan KDV indirimi, gibi bataklığı kurutmak yerine tek tek sivrisinek avlamaya dayalı düzenlemelerle oyalanmak istenmektedir. Oysa bu yöntemlerin, düzenlemelerin bugün tek başına çözüm üretmesi mümkün değildir. Çünkü ülkemiz uzun yıllar önce 'serbest piyasa ekonomisine geçiş' adı altında üretim ve tüketim faaliyetlerinin tamamını emek ve doğa sömürüsü üzerinden sermayenin, şirketlerin karını artırmayı temel alan kapitalist sisteme göbekten bağlı bir ülke haline getirilmiştir. Son yirmi yıldır hayata geçirilen halkın değil, bir avuç mutlu azınlığın çıkarlarını temel alan özelleştirme soygunu ise ülkemizin her alanda dışarıya bağımlılığını artırarak içine sürüklendiği bataklığı daha fazla büyümüştür" diye konuştu.

'NEOLİBERAL POLİTİKALAR DEMİRYOLLARINA SALDIRIYOR'

Vardal, demiryolları ve demiryollarına ait arazilerin de özelleştirilmeye ve satılmaya devam ettiğini belirterek, "BTS’li emekçiler demiryolları TEDAŞ olmasın, demiryolları halkın gözünde saygın bir konumda olsun diye, liyakat sahibi ehli olan idareciler tarafından yönetilsin dedikleri için, demiryolu halkındır dedikleri için, demiryollarına sahip çıktıkları için soruşturmalar, sürgünler türlü baskılar gördüler. Direnen BTS’liler sürgünlerden döndü, aldıkları cezaların pek çoğu mahkemeler tarafından iptal edilirken sürgün edenler, ceza yağdıranlar, sendikal faaliyetleri engelleyenler yerlerinden, görevlerinden oldular. Bir buçuk asırdan fazla ülkemizde demiryolları ülkenin yolcusunu ve yükünü taşımış, milyonlarca insana istihdam yaratmıştır. Cumhuriyetin ilk döneminde zor şartlar altında kamulaştırılmış, halkın parasıyla bugüne kadar gelmiş ve halkın elinde halka hizmet etmiştir. Neoliberal politikalar bugün demiryollarına saldırıyor. Kurum rant uğruna, yandaş uğruna, ehli olmayan yöneticiler uğruna satılmak isteniyor. Demiryolları satıldığında daha pahalı ve emniyetsiz bir tren seyahati halkı bekliyor. Bunu önüne geçmek için bu meydanlardan yine haykırıyoruz. Demiryolları TEDAŞ olmasın" dedi.