KHK ve Kod 37 kâbusu: İşveren duyunca kaçıyor
KHK'liler iş bulabilmek için işverenin kapısını çaldığında uyarı alıyor: "Sakıncalısınız..." Kapıların yüzlerine kapandığı KHK'liler artık Kod 37'nin anlamını çok iyi biliyor: "İşsizlik..."
DUVAR - Kod 37, yani kamu görevinden Kanun Hükmünde Kararname (KHK) yoluyla ihraç edilenler için Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından oluşturulan etiket. Bu kod, KHK’yle kamu görevinden ihraç edilen 125 bin kişiyi sivil ölüme mahkûm ediyor. Çalışma hakkı ihlal edilen ve toplumda ötekileştirilen KHK’lilerin yaşadıklarını, ilgili bakanlıkların aldığı kararları ve özel şirketlerin KHK’lileri işe almama nedenlerini araştırdık.
15 Temmuz Darbe Girişimi ardından yayımlanan OHAL kararnamelerin üzerinden tam altı yıl geçti. Bu süreçte yayımlanan KHK'lerle 125 bin 678 kişi görevinden ihraç edildi. Öğretmen, polis, savcı, hâkim ve diğer meslek gruplarından ihraç edilen binlerce insan aradan altı yıl geçmesine rağmen hâlâ iş bulamıyor ve toplumda ötekileştiriliyor.
Kod 37, yani kamu görevinden KHK yoluyla ihraç edilenler için Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) tarafından oluşturulan etiket. KHK’yle kamu görevinden ihraç edilenler bu kodun anlamını artık çok iyi biliyor. Bu kod KHK’liler için son aşamaya geldikleri iş görüşmelerinden hayal kırıklığıyla ayrılmak demek.
İşverenler de SGK sisteminde karşılaştıkları “KHK ile kamu görevinden çıkarıldı” yazısının, “Bu kişi devlet tarafından muteber bulunmuyor. Bu kişiyi işe almak istediğinden emin misin?” anlamına geldiğinin farkında. Kod 37’yle kamu görevinden ihraç edilen kişileri işe almalarının önünde aslında yasal bir engel yok. Ama işveren, işe alım aşamasında SGK kayıtlarını açıp KHK ibaresini karşısında görünce geri adım atıyor. İşveren, karşısındaki kişiyi işe almaktan son anda neden vazgeçtiğini yazılı olarak bildirmiyor; çoğunlukla, “Bizden yanıt bekleyin” ya da “Kamu görevinden ihraç edildiğiniz için sizi işe alamayız” yanıtını vermekle yetiniyor. Bunu sadece özel sektör değil, bakanlıklara bağlı özel eğitim kurumları da yapıyor.
YETKİLİ, KOD 37’Yİ GÖRÜNCE
672 sayılı KHK ile 1 Eylül 2016’da ihraç edilen eski bir kamu personeli olan Mesut, kamudan ihraç sonrası özel sektörde iş bulmanın o kadar da kolay olmadığını kısa sürede anlamıştı. Çok geçmeden belirli bir sektörde, kendine uygun bulduğu işlere başvurmaktan vazgeçti ve “ne iş olursa olsun yaparım” diyerek Mersin’de gözüne çarpan tüm iş ilanlarına başvuru yapmaya başladı.
Aylarca iş aradı ama kimse bir KHK’liyi işe almak istemiyordu. Nihayet, Trendyol’da kargolama bölümünde çalışmak üzere internetten yaptığı bir başvuruya olumlu dönüş yapıldı ve iş görüşmesine davet edildi. Üstelik görüşme de olumlu geçti.
İşveren, işe giriş evraklarını hazırlayan KHK’liye, “TC kimlik numaranızı verir misiniz?” diye sordu. İşveren, KHK’linin önceki iş yerinden neden işten ayrıldığını araştırınca karşısına Kod 37 uyarısı çıktı. Bu uyarıyı gören işveren, KHK’liye, “Biz seni ararız” dedi.
Bundan sonrasını Mesut şu sözlerle anlatıyor: “Görüşme bittikten sonra hemen işe almak istediler. SGK sistemi üzerinden sigorta başlangıcım yapılacakken yetkili bana, ‘Sen KHK’li misin?’ diye sordu. Dediklerine göre prosedür böyleymiş, bunu sormak zorundaymış! Beni bu yüzden işe almaktan vazgeçtiler. İnsan haklarını aykırı, ayrımcı bir uygulamada bulunduklarını anlattım. Beni dinlemediler, ‘Şirketin aldığı karar bu yönde’ deyiverdiler. Bu olaydan sonra iş aramaktan vazgeçtim.”
KHK’lileri neden işe almadıklarını sormak için aradığımız Trendyol’dan yanıt alamadık.
‘SENİ İŞE ALIRSAK BAŞIMIZA İŞ AÇARIZ’
Bünyamin Karataş eski bir polis memuru. 2016’da çıkarılan bir KHK’yle ihraç edildi. Malatya’da yaşayan Karataş iş bulabilmek için kentteki marketlere ve halı fabrikalarına başvurdu. Hatta araya tanıdık bile koydu ancak buna rağmen ihraç bir polise kimse iş vermek istemedi.
Karataş, “Patronların neredeyse yüzde 99’u kapıları yüzüme kapattı” diyor. Peki, Karataş’ın iş arama süreci nasıl geçti? Karataş, korona virüsü pandemisinden bir ay önce Malatya’da Meltem Mobilya adındaki bir firmada nihayet iş bulabildi. Ancak Karataş’ın buradaki çalışma hayatı çok kısa sürdü.
Karataş şöyle konuşuyor: “Meltem Mobilya’nın Malatya’daki müdürü KHK’li olduğumu bilerek işe aldı. Ancak firmanın büyük patronu İstanbul’da yaşıyordu. Malatya’ya geldiğinde beni işe alan kişiyi, ‘Ben size demedim mi? 20 gün sonra bunu gönderin’ diye azarladı. Korona virüsü pandemisi sırasında bu kişi yanıma gelerek, ‘Seni ücretsiz izne gönderiyorum’ dedi. İlk gözden çıkarılan ben oldum çünkü beni gözden çıkarmak çok kolaydı. ‘Yapmayın, etmeyin. Ailemi geçindiriyorum. Evim kira, çoluk çocuk sahibiyim’ dedim ama ‘Burası hayır kurumu değil’ cevabını aldım. Hiçbir sözümü dinlemediler ve işime son verdiler.”
Kod 37 yüzünden işe başlayamayan ya da başladıkları işlerden kısa sürede çıkartılan KHK’lilerin ümitsizliğe kapılıp iş aramayı bıraktığı çok oluyor. Ama bir tarafta da geçim sıkıntısı var.
Karataş, işsiz kaldıktan sonra şansını bir de ŞOK Market’te denemeye karar verdi. İş başvurusundan kısa süre sonra telefonla arandı ve mülakata çağrıldı. Büyük umutla girilen mülakat da başarılı geçti. Karataş tüm belgelerini hazırladı ve ailesine iş bulduğu müjdesini verdi. Karataş belgelerini alıp müdürün yanına gitti. Market müdürü Karataş’ın işe girişini yapmak için TC kimlik numarasını istedi. Müdür bir anda Karataş’a dönüp, ‘Seni işe alamayız’ deyiverdi: “SGK kayıtlarında KHK’li olduğun görünüyor.”
Karataş’ın müdürü ikna çabaları başarısız oldu: “Müdür bana, ‘Seni işe başlatırsak başımıza iş alırız. Hükümetle aramız kötü olur’ dedi. Yazılı tebligat istedim, vermedi. Bu yüzden de hukuk yoluna gidemiyorum. ŞOK Market kayıtlarına baksın. Beni KHK’li olduğum için işe almadılar. İki üniversite bitirmek, deneyimli olmak işe girmek için yetmiyor. Bir kere yere düşmüşüz, kimse elimizden tutmaz artık. Giden tekme atar, gelen takma atar…”
ŞOK MARKET NE DİYOR?
ŞOK Market Genel Müdürlüğü’nden bir yetkiliye, KHK’lileri işe almamalarının sebeplerini sorduk. Yetkili, “Bilgiler gizli tutulur” yanıtını vererek şu açıklamalarda bulundu: “İş kanunuyla ilgili bilgiler sadece kişiye verilir. Hangi birimde çalışacağı, işe neden alınmadığı, iş prosedürü, sorumlulukları kendisine sözlü anlatılır. Bu prosedürlerle ilgili bilgi dışardan herhangi birine verilmez.”
İŞVEREN: KHK’Lİ İFADESİ ‘DUR VE İYİ DÜŞÜN’ DEMEK
İşveren bir KHK’liyi işe alırken nelere dikkat ediyor, bir insanın önceki iş yerinden hangi gerekçelerle işten ayrıldığını hangi aşamalardan sonra görüyor, ‘KHK’yle işten çıkartılmıştır’ yazısını görünce nasıl bir yol izliyor? Bu soruların yanıtlarını alabilmek için işverenle görüşüyoruz.
Bir şirkette 7 işçi çalıştıran bir işveren, işe alım sürecinde adayla önce mülakat yaptıklarını söylüyor. Bu süreç olumlu geçtiğinde kişinin işe alım süreci için belgeler istediklerini ve sigorta girişinin yapılması için hazırlık aşamasının yapıldığını beliriyor. İşveren, işe alımlar için bir insanı işe alırken sigorta geçmişine baktıklarını ve burada hangi nedenlerle kişinin işten ayrıldığını gördüklerini söylüyor: “Kamuda çalışıp sonrasında KHK’yle işten çıkartılanların çalışma geçmişleri SGK Tescil ve Hizmetleri Dökümünde görebiliyoruz. Zaten burada kişi eğer KHK’liyse ‘kamu görevinden çıkarıldı’ yazısını görüyoruz. Bu yazı işveren için ‘dur ve iyi düşün' demek. Çünkü bu kişiyi işe alırsan başına iş alabilirsin hissiyatı oluşuyor. Eğer KHK’liyi işe alırsan denetleme esnasında başka şeyleri bahane ederek ceza verebilirler. Bu nedenle bu uyarıyı ne yazık ki dikkate alan çok işveren bulunuyor.”
Dijital reklam ve organizasyon şirketi olan başka bir işveren ise şu an yanında 4 işçi çalıştırıyor. Bu işveren ise ‘KHK’yle işten çıkarıldı’ yazısını gördüğünde bunun kendisi için işe alma sürecinde bir sorun olmadığını ifade ediyor. Ancak bu işveren de KHK’liyi işe aldığı an kafasında birçok soru işareti oluştuğunu söylüyor: “Birini işe almak için önce gerekli görüşmeleri yapıyorum. Görüşmelerde bir işçinin önceki deneyimlerini elbette bilmek istiyoruz fakat bunu yine firmanın beklentilerini karşılayıp karşılamayacağını anlayabilmek adına yetenekler ve iş deneyimleri üzerine yapıyoruz. Birinin KHK’li olması benim için işe almamak anlamına gelmiyor. Elbette kişinin çalıştığı yerlerde neden işten ayrıldığı önemli. Eğer önceki iş yerinde ‘Kamu görevinden KHK ile çıkarıldı’ yazısını görürsem tabii ki tedirginlik yaşarım. Çünkü yaptırımlara maruz kalabilirim diye düşünürüm. Ancak bu kişinin firmamıza uyum sağlaması ve nitelikli olması durumunda KHK’li de olsa işe alırım.”
İLGİLİ BAKANLIK NE DİYOR?
Peki, KHK’lilerin özel sektörde çalışmasına engel olan bir yasa var mı? Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na, "Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilmek özel sektörde çalışmaya engel mi? Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen bir kişinin işe alınmaması için özel sektöre bir talimat verilmiş midir?" sorularını yönelttik.
Bakanlığa bağlı Türkiye İş Kurumu Genel Müdürlüğü (İŞKUR) İstihdam Hizmetleri Dairesi Başkanlığı, KHK’lilerin özel sektörde çalışmasının önünde bir engel olmadığını söylüyor. Verilen yanıt şöyle: “Kurumumuz kayıtlarında, işe yerleştirme hizmetlerinden yararlanmayı engelleyici herhangi bir kod bulunmamaktadır.”
MEB ÇALIŞMA İZİNLERİNİ İPTAL EDİYOR
KHK’ler bazı kurumlara diğerlerine kıyasla daha büyük etki yaptı. İhraçlar eğitim camiasını ve okulları çok yoğun etkiledi.
KHK yoluyla ihraçların ardından çalışma izinleri de iptal edilen öğretmenler, özel sektörde de iş bulamıyor. Milli Eğitim Bakanlığı verilerine göre çalışma izni iptal edilen öğretmen sayısı 13 bin 187. Çalışma izni iptal edilen öğretmenlerin 1993’ü göreve tekrar başlamış.
Ramazan Tekin de önüne engel koyulan ve çalışma izni iptal edilen binlerce KHK’li öğretmenden biri. Tekin’in iş arama süreci diğer KHK’lilerinkinden biraz farklı. Mersin’de kafe açan Tekin’e, dört ay boyunca ruhsat verilmedi. Anamur Belediyesi’ndeki yetkililerle görüşen Tekin, “Sakıncalısınız. Bu nedenle ruhsat alamazsınız” yanıtını aldı. Tekin’e nihayet Anamur Belediyesi tarafından kafeyi açmaya engel bir tebligat verildi. Belediye, yazılı bildiriminde güvenlik soruşturması nedeniyle Tekin’e ruhsat verilemeyeceğini bildirdi. Tekin bir türlü ruhsat alamayınca kafenin kapılarına kilit vurdu.
Aradan aylar geçti ve Tekin bu kez de Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı özel eğitim kurumlarında çalışmak istedi. Mersin’deki özel bir kolej Tekin’i işe almaya karar verdi. Ancak TC kimlik numarası sisteme girilince, Tekin’le yapılması planlanan iş sözleşmesi imzalanmadı. Tekin özel kolejle arasında geçen diyaloğu şöyle anlatıyor: “Beni işe almaya karar veren kurum, ilçe milli eğitim müdürlüğünü aradı. Bu telefon görüşmesinin ardından kurum sözlü olarak bana, ‘Seni işe alamayız’ dedi.”
Tekin şu an iş bulamadığı için özel ders veriyor: “Devlete bağlı kurumlar kimlik numaramı görünce işe almıyor. İŞKUR’a başvurdum. Maalesef oradan da yanıt alamadım. Bize yardımcı olmuyorlar. Yardımcı olmak isteyen de ‘başıma bir şey gelir’ korkusuyla geri adım atıyor.”
İŞKUR DA KHK’LİLERİN İŞ AKDİNİ FESHEDİYOR
Milli Eğitim Bakanlığı’nın ardından KHK’lilere çalışma izni engeli koyan başka bir kurum ise Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına bağlı Türkiye İş Kurumu (İŞKUR). Özel sektörde iş bulmak için çırpınan ancak hiçbir şekilde işe alınmayan birçok KHK’li İŞKUR’a başvuruyor. İŞKUR ise işe şimdiye kadar aldığı ve KHK’li olduğu anlaşılan çalışanları tek tek işten çıkardı.
701 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile Ekim 2018 tarihinde kamu görevinden ihraç edilen Erkan Özdemir adlı bir KHK’li geçen Mayıs 2021’de İŞKUR Adana İl Müdürlüğü üzerinden Sasa Fabrikası’nda işe girmek için başvuru yaptı. KHK’li olduğu anlaşılınca, fabrikada bir hafta çalışabilen Özdemir’in işine son verildi.
KHK’lilerin özel sektörde çalışmasına engel olan ve bir türlü resmi belgelere dökülemeyen bu durumu daha önce HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu defalarca Meclis gündemine taşıdı.
Tunceli İl ve Tarım Müdürlüğü’ndeki seracılık kursunda bir hafta çalıştıktan sonra işine son verilen KHK’li Nebi Toylak’ın yaşadıkları hakkında ilgili bakanlıklara soru önergesi veren Gergerlioğlu’na İŞKUR ise 11 Kasım 2020’de şu yanıtı verdi: “İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından açılan seracı kursuna Aktif İşgücü Hizmetleri Yönetmeliğimizin 32. Maddesine belirtilen kursa katılım şartlarını taşımamanız nedeniyle kursiyer olarak katılmanız uygun değerlendirilmemiştir.”
İŞKUR’un kursa katılım şartlarının yer aldığı 32. Maddesi’nde ise, ‘İstihdam edilmeye engel durum’ ibaresi yer alıyor.
OHAL KOMİSYONU’NDA SONA DOĞRU
OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu Faaliyet Raporu’na göre darbe girişiminden sonra 125 bin 678 kamu görevlisi ihraç edildi. OHAL sürecinde çıkartılan 35 KHK en çok eğitim camiasını vurdu. KHK’lerle toplam 33 bin 597 öğretmen ve 5 bin 925 akademisyen görevlerinden ihraç edildi. Diğer kurumlardan ihraç edilenlerin sayısı ise şöyle: İçişleri Bakanlığı 41 bin 77, Milli Savunma Bakanlığı 13 bin 410, YÖK/üniversite 7 bin 323, Sağlık Bakanlığı 7 bin 299, Adalet Bakanlığı 6 bin 994, Başbakanlık 4 bin 384, Maliye Bakanlığı 2 bin 491.
Varlığı ve verdiği kararlarla eleştiri konusu olan OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu bugüne kadar 126 bin 758 başvuruyu karara bağladı. Komisyon sadece 15 bin 50 KHK’liyi işe iade ederken 103 bin 365 kişinin başvurusunu reddetti. İnceleme bekleyen KHK’li sayısı ise 8 bin 343. OHAL Komisyonu’nun en dikkat çeken kararlarından biri de Barış Akademisyenleriyle ilgili oldu. Anayasa Mahkemesi’nin ‘Bu suça ortak olmayacağız’ bildirisine imza atan akademisyenlerle ilgili verdiği hak ihlali kararına rağmen OHAL Komisyonu, ret kararları vermeye başladı. Görevlerinden ihraç edilen 406 akademisyenden hiçbiri işine iade edilmedi.
* Bu haber Medya Araştırmaları Derneği'nin ICFJ (International Center for Journalists-Uluslararası Gazeteciler Merkezi) işbirliğiyle yürüttüğü "Yeni Nesil Araştırmacı Gazetecilik Eğitimleri Projesi" kapsamında hazırlanmıştır.