Kıbrıs'ta demokrasi ve milliyetçilik tartışmaları
Kıbrıs'ın kuzeyinde, 1974 yılında ölen Akansoy ailesinden beş kişinin defnedilmesinin ardından demokrasi ve milliyetçilik tartışmaları gündeme geldi. KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın 'kayıplara devlet töreni' çıkışı, tepki çekti.
LEFKOŞA - Önümüzdeki ay İsviçre’nin Cenevre kentinde düzenlenecek olan kritik Kıbrıs zirvesi öncesinde adanın her iki yakasında da demokrasi ve milliyetçilik tartışmaları gündemde. Kıbrıs'ın kuzeyinde, 1974 yazında ölen ve uzun zamandır izleri kayıp olan insanların toprağa verilmesinin arından, milliyetçi ideolojiler ön planda. Adanın güneyinde de, benzer tartışmalar ve siyasi gerilim yaşanıyor.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, 14 Ağustos 1974 tarihinde Maratha-Muratağa’da ölen 36 yaşındaki Emine Rüstem Akansoy ve çocukları 15 yaşındaki Sezin Akansoy, 13 yaşındaki Mustafa Akansoy, 12 yaşındaki Erbay Akansoy ve sekiz yaşındaki Sibel Akansoy'un 47 yıl sonra kimliklerinin belirlenmesi sonrasında toprağa verilmesinin ardından bir açıklamada bulundu. Söz konusu, açıklama Kıbrıs Türk toplumunda yeni tartışmaları ve eleştirileri beraberinde getirdi.
Tatar, ilgili açıklamasında "Uğraşımız ve mücadelemiz, bir kez daha bu acıların yaşanmaması, annelerimiz ile çocuklarımızın katledilip, katliam çukurlarına gömülmemesi ve o karanlık, acı ve vahşet dolu günlere dönülmemesi içindir. Halkımızın ve tüm çocuklarımızın vatan bildiğimiz bu topraklarda özgür, başı dik ve güven içinde yaşaması ana hedefimiz olup, bu doğrultuda da Türk askerinin Kıbrıs’taki varlığı ile Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğünün devam etmesi Kıbrıs Türk halkı için vazgeçilemezdir" mesajını verdi.
Cumhurbaşkanı Tatar ayrıca, "Beş şehidimiz için düzenlenen sivil tören, ailenin isteği doğrultusunda gerçekleşmiş olup, yine aynı istek doğrultusunda devlet töreni düzenlenmemiştir. Geçmişte de yine bazı ailelerin isteği doğrultusunda bazı şehitlerimiz de devlet töreni ile defnedilmemişti. Ancak bu şehitlerimiz, bu ülkenin ve bu halkın da evlatlarıdır. Bizlere düşen görev, hassasiyetimiz ve büyük duyarlılığımız, şehitlerimizin, diğer şehitlerimiz gibi devlet töreni ile defnedilmesidir" ifadelerini kullandı.
TATAR'IN AÇIKLAMALARINA TEPKİ
Cumhurbaşkanı Tatar'ın 'kayıplara devlet töreni' çıkışı Kıbrıs'ın kuzeyinde 'acılar üzerinden milliyetçi ajitasyon temelinde siyaset' tartışmalarını gündeme getirdi. Defnedilen Akansoy ailesinin akrabası eski içişleri bakanı ve ana muhalefet mensubu Asım Akansoy, Tatar'ın açıklamasına sert bir çıkışla cevap verdi. Akansoy, "Acı ve gözyaşı üzerinden siyaset yapmaktan utanmıyor musun Tatar? Sen ve Güney'de senin gibi düşünenlerin yarattığı bu acı ve gözyaşları üzerinden de devletçilik mi oynayacaksınız? İş bu noktaya mı geldi? Seni insanlığa davet ederim" dedi. Tatar, Akansoy'un açıklamasını sosyal medyadan yanıtladı. Tatar'ın serzenişine Türkiye ve Kıbrıs'taki milliyetçi kesimlerden destek geldi.
AKTİVİSTE HAKARET DAVASI
Cumhurbaşkanı Tatar 'devlet töreni' çıkışı öncesinde, başka bir inisiyatifiyle de Kıbrıs'ın kuzeyinde gündeme damgasını vurdu. Tatar geçtiğimiz hafta 'Sol Hareket' aktivisti Abdullah Korkmazhan’ın gerçekleştirmiş olduğu bir konuşmadan rahatsız olduğu gerekçesiyle, yargıya başvurdu. 'Cumhurbaşkanına hakaret' gerekçesiyle açılan yeni davada, Korkmazhan için beş yıla kadar hapis cezası istendi.
RUM TARAFINDA 'GÜNEY' TARTIŞMASI
Kıbrıs'ın kuzeyindeki son gelişmeler muhalif kesimleri, demokrasi ve fikir özgürlüğü temelinde endişelendirdi. Söz konusu tartışmanın bir benzeri adanın güneyinde de yaşandı. Nikos Anastasiadis hükümetinin odağında olduğu yolsuzluk suçlamalarının ardından iktidarın takınmış olduğu yabancı karşıtı, milliyetçi çizgiye tepki gösteren binlerce yurttaş başkent Lefkoşa'da büyük mitingler düzenledi.
Cumartesi günü Lefkoşa'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nın önünde miting düzenleyenlerin verdiği mesaj, hükümet çevrelerinin tepkisini çekti. Söz konusu mesajda, Kıbrıs Cumhuriyeti'ne 'güney hükümeti' olarak seslenilmesi iktidardan eleştirileri beraberinde getirdi. Rum iktidar çevreleri aktivistleri son saatlerde milliyetçi argümanlarla ve "Türklerin amaçlarına hizmet ediyorsunuz" mesajıyla eleştirdi. Bazı milliyetçi kesimler ise yolsuzluk ve milliyetçilik karşısında sesini yükseltenleri 'Türkiye'de konuşlu cihatçı çetelerle işbirliğiyle' itham etti.