Kıbrıs'ta yeni kriz: Güney'den Kuzey'e turistik tur sınırlaması
Kıbrıs Cumhuriyeti'nin Kuzey Kıbrıs'a düzenlenen turistik gezileri sınırlandıracağı yönündeki haberlerin ardından konuşan Cumhurbaşkanı Tatar, bu adımı 'abluka politikası' olarak nitelendirdi.
LEFKOŞA - Kıbrıs Cumhuriyeti hükümetinin tur operatörleri ile vardığı ve adanın kuzeyine düzenlenen turistik gezileri kısıtlamayı amaçlayan yeni anlaşma, Türk tarafının tepkisine neden oldu. Kuzey Kıbrıs, anlaşmanın ekonomisini ve turizm sektörünü olumsuz etkileyeceğinden endişe ediyor.
Kıbrıs Rum tarafının yeni adımı mülkiyet meselesinde yaşanan son gelişmelerin gölgesinde gündeme yansıyor. Kıbrıs makamları, son aylarda adanın kuzeyinde Rumlara ait mülkleri değerlendiren biri Kıbrıslı Türk hukukçu olmak üzere bir dizi yabancı vatandaşı tutuklamıştı.
KUZEY'E TURLAR SONLANDIRILIYOR
Kıbrıs Rum kesimi ile tur operatörü Tui arasında imzalandığı iddia edilen anlaşma, Güney Kıbrıs'tan Kuzey Kıbrıs'a düzenlenen turistik gezilerin sınırlandırılmasını öngörüyor. Anlaşmanın bir sonucu olarak, Tui'nin 31 Ağustos'tan itibaren Kuzey Kıbrıs'a yönelik tur ve gezi programlarını tanıtmayı ve satmayı durduracağı belirtiliyor.
Cyprus Mail gazetesinde yer alan habere göre, Kıbrıs hükümeti ve Tui, iddia edilen anlaşmayı henüz resmi olarak doğrulamadı. Ancak Tui'nin internet sitesinde 'Mağusa, Salamis ve Girne ile Kuzey Kıbrıs Turu' günlük gezi paketi 'tükendi' olarak listeleniyor.
Öte yandan, Kıbrıs gazetesi, Tui'nin ada genelindeki operasyon müdürünün yerel rehberlere gönderdiği bir e-postanın ekran görüntüsünü yayımladı. E-postada, "Tui, Kıbrıs hükümeti ile Kıbrıs'ın kuzeyindeki işgal altındaki bölgeye yapılan gezilerin tanıtımını ve satışını durdurmak için bir anlaşmaya vardı. Bu, şu anda sınırı kuzeye geçtiğimiz tüm diller ve tüm geziler için geçerlidir" ifadelerinin yer aldığı görüldü.
KUZEY KIBRIS'TAN TEPKİ: 'BARIŞ VE GÜVENİ SARSAN BİR EYLEM'
Anlaşmanın varlığı henüz resmi olarak doğrulanmamış olsa da iddialar Kuzey Kıbrıs'ta büyük tepki yarattı. Adanın kuzeyinde Rum tarafının yeni adımı 'ekonomik savaş' yorumlarına neden oldu. Kuzey Kıbrıs Restorancılar Birliği (Res-Bir) Yönetim Kurulu Üyesi Cemal Gülercan, Kıbrıs gazetesine yaptığı açıklamada, iddia edilen anlaşmayı 'kötü niyetli' olarak nitelendirdi. Gülercan, "Bu karar, Kuzey Kıbrıs'taki turizm faaliyetlerini sınırlamayı amaçlıyor ve iki toplum arasındaki barış ve güveni sarsan bir eylemdir" dedi.
Gülercan, anlaşmanın adadaki iki toplum arasındaki siyasi gerilimi artıracağını belirterek, bunun 'Kuzey Kıbrıs'ı ekonomik olarak izole etme stratejisinin bir parçası olarak görülebileceğini' sözlerine ekledi. "Bu, bizim için asla kabul edilebilir bir yaklaşım olamaz. Bu karar, hizmet sektörünü ve restoranları olumsuz etkileyecektir" diyen Gülercan, "Bu adada ihtiyaç duyulan şey iyi niyet ve barıştır, gerilim değil" ifadelerini kullandı.
CUMHURBAŞKANI TATAR: ABLUKA POLİTİKASI
Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Tatar da iddia edilen anlaşmaya tepki gösterdi. Tatar, "Kıbrıs Rum liderliği, bu kez de ekonomimizi çökertmeyi amaçlayan 'abluka politikasının' merkezine turizm sektörümüzü yerleştirdi. Buna göre, Avrupa Birliği vatandaşları da dahil olmak üzere ülkemizde tatil yapmak isteyen ve önceden rezervasyon yaptıran kişilerin geçişini tamamen yasa dışı bir şekilde engellemek için adımlar atıyor" dedi.
Tatar, Kıbrıs Rum tarafının tur operatörlerine 'şantaj' yaptığını ve 'bu durumun, Kıbrıs Rum lideri Nikos Hristodulidis'in ve dolayısıyla Kıbrıs Rum yönetiminin Kıbrıs'ın geleceğine ilişkin gerçek niyetlerini bir kez daha ortaya koyduğunu' belirtti.
Tatar, "Kıbrıs adasında bugün en çok ihtiyaç duyulan şey, iki taraf arasında işbirliğinin tesis edilmesidir. Kıbrıs Rum liderini bu ilkel politikadan vazgeçmeye ve bundan sonra yeni bir iş birliğinin kurulması için adım atmaya çağırıyorum" ifadelerini kullandı.
'GERİLİMİ ARTIRAN ADIM'
Kuzey Kıbrıs Başbakanı Ünal Üstel de Rum Yönetimi'nin Güney Kıbrıs'tan KKTC'ye gelecek turistleri engelleme girişimine tepki gösterdi. Üstel, Rum Yönetimi’nin Kuzey Kıbrıs'a geçen turistlere uyguladığı engellemelerin uluslararası hukukun seyahat özgürlüğü ve devletlerin egemenlik hakları açısından karmaşık bir durum yarattığını belirterek, bu tür uygulamaların iki halk arasındaki gerilimi artırarak ayrımcılığa yol açtığını ve seyahat özgürlüğü gibi uluslararası hukukta korunması gereken hakları ihlal ettiğini vurguladı.
Üstel, "Rum Yönetimi, bu engellemelerle Kıbrıs sorununun çözümüne katkı sağlamak yerine çözümden uzak bir tutum sergilemektedir. Başlı başına, insan hak ve özgürlükleri ile bağdaşmayan, düşmanca düşüncenin tezahürü bu uygulamayı şiddetle kınıyorum" dedi.
Üstel, "Rum Yönetimi bilmelidir ki, ekonomik kuşatma ve sindirme politikalarına Kıbrıs Türk Halkı asla izin vermeyecektir. Her fırsatta, Kıbrıs’ta çözüm istediğini söyleyen Rum Yönetimi’nin aklı ile bir uzlaşıya varmak mümkün olmayacaktır" diye konuştu.
MÜLKİYET KONUSUNDA DA 'TANSİYON YÜKSEK'
Turizm sektöründeki son gelişme Kıbrıs'ta iki tarafı karşı karşıya getirirken mülkiyet meselesinde de 'yüksek tansiyon' gündemdeki yerini koruyor. Rum tarafı geçtiğimiz günlerde Baf Havalimanı'nda bir İsrail vatandaşını alıkoydu. İsrail yurttaşı kuzeydeki Rum mallarını yasa dışı olarak değerlendirmek (satmak, satışına aracı olmak) suçuyla itham ediyor. Söz konusu kişi çıkarıldığı mahkemede kefaletle serbest bırakıldı.
Lefkoşa, geçtiğimiz aylarda kuzeydeki Rum malları ile ilgili bir dizi ismi tutuklamıştı. Bu adım kuzeyde tepkilere neden olmuştu.