Kıbrıs'taki darbenin 50'nci yılında Cumhurbaşkanı Hristodulidis'ten 'çözüm' mesajı
Kıbrıs Cumhurbaşkanı Hristodulidis, 1974 darbesinin yıldönümü dolayısıyla yaptığı açıklamada, yakın dönemde Kıbrıs meselesinde çözüm yönünde önemli adımların atılacağı öngörüsünde bulundu.
LEFKOŞA - Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, Kıbrıs'ın bölünmesine giden yolda önemli bir dönüm noktası olan 15 Temmuz 1974 darbesinin 50'nci yıldönümünde Kıbrıs sorununun çözümünde ilerleme kaydedileceğine dair umutlu mesajlar verdi.
Cumhurbaşkanı Hristodulidis, adadaki mevcut olumsuz koşullara rağmen yakın dönemde Kıbrıs meselesinde çözüm yönünde önemli adımların atılacağı öngörüsünde bulundu.
KANLI DARBENİN YILDÖNÜMÜ
Kıbrıs, 15 Temmuz 1974'te gerçekleşen ve adanın bölünmesine ve Türkiye'nin müdahalesine yol açan askeri darbenin 50'nci yıldönümünü anıyor. Yerel saatle 08:20'de adanın güneyinde çalan sirenler, darbenin gerçekleştiği anı simgeleyerek anma etkinliklerini başlattı. Cumhurbaşkanı Hristodulidis, bakanlarla birlikte saat 08:30'da Aziz Konstantin ve Helen Kilisesi'nde düzenlenen anma törenine katıldı. Tören, darbe sırasında demokrasiyi savunurken hayatını kaybedenleri anmak amacıyla düzenlendi.
Kıbrıs Temsilciler Meclisi de darbeyi ve ardından gelen olayları kınamak ve hayatını kaybedenleri onurlandırmak için bugün özel bir oturum düzenleyecek.
RUM LİDER ÇÖZÜM İÇİN UMUTLU
13 Temmuz Cumartesi akşamı Lefkoşa'da, 15 Temmuz 1974 darbesinde hayatını kaybedenler için düzenlenen anma töreninde konuşan Kıbrıs Cumhurbaşkanı Nikos Hristodulidis, 'olumsuz koşullara, zorluklara, anlaşmazlıklara ve Türk yetkililerin 20 Temmuz'da Kuzey Kıbrıs'a gerçekleştirdiği ziyarete rağmen, çözüm yolunda yakında yeni bir girişimin gündeme geleceği' öngörüsünde bulundu.
Kıbrıs Haber Ajansı'nda yer alan habere göre, Hristodulidis, "Başka seçeneğimiz yok. Mevcut durum vatanımızın geleceği olamaz" diyerek kararlılığını vurguladı. Kıbrıs Cumhurbaşkanı ayrıca çözümün temelinin üzerinde mutabık kalınan iki bölgeli, iki toplumlu federasyon çerçevesi ile Avrupa Birliği'nin (AB) ilke ve değerleri olduğunu ifade etti.
1974 DARBESİ VE SONRASI
21 Nisan 1967'de Yunanistan'da iktidarı ele geçiren askeri cunta, 15 Temmuz 1974'te Kıbrıs'ta aşırı milliyetçi örgüt EOKA-B ile demokratik olarak seçilmiş Cumhurbaşkanı Başpiskopos Makarios'a karşı bir darbe gerçekleştirdi. Darbe girişimi sırasında Trodos Dağı'ndaki haftasonu konutundan Lefkoşa'daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na yeni dönen Makarios, Mısırlı bir grup çocukla görüşüyordu. Lefkoşa'nın merkezinde darbe devam ederken ve Ulusal Muhafızlar Cumhurbaşkanlığı Sarayı'na saldırırken Makarios çocukları koruması altına aldı ve ardından sarayın batı tarafındaki korumasız bir geçitten kaçtı.
Önce Kykkos Manastırı'na, ardından Baf'a geçen Makarios, devlet radyosunun ölüm haberini duyurmasına rağmen hayatta olduğunu açıkladı. Yerel bir radyo istasyonundan halka seslenen Makarios, halkı askeri cuntaya direnmeye çağırdı ve darbeci güçler kontrolü ele geçirdikten sonra ülkeden ayrıldı. İngiltere'nin başkenti Londra ve ABD'ye giden Makarios, uluslararası topluluğu Kıbrıs'ın bağımsızlığını desteklemeye çağırdı.
15 Temmuz-20 Temmuz döneminde Kıbrıs'ta Helen Cumhuriyeti ilan etme girişiminde bulunan cunta, komünist hareketin öncüleri ile Kıbrıslı Türklere saldırdı. Darbenin ilk saatlerinde askeri kuvvetlere direnen, demokrasiden yana tavır alan polis, asker ve halk, demokrasiyi savunurken hayatını kaybetti. İlerleyen günlerdeyse cunta destekçileri Kıbrıslı Türklerin yaşadığı Sandallar (Σανταλάρης) ve Atlılar (Αλόδα) köylerine saldırdı. Saldırıda çok sayıda sivil Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşı hayatını kaybetti.
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BM) anayasal düzenin bir an önce sağlanması yönündeki çağrılarına (353 sayılı Karar) rağmen, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) temmuz ve ağustos aylarında iki aşamalı bir harekatla adaya çıktı. Darbe nedeniyle dağılma noktasında olan yerel silahlı kuvvetlerin TSK'ye direnememesi, Yunanistan'ın Trakya, Ege ve Kıbrıs'ta Türkiye ile bir savaşı göze alamaması neticesinde adanın yüzde 36,2'si Türk tarafının kontrolüne geçti. Bu gelişme sonrasında, yaklaşık 200 bin Kıbrıslı Rum evlerini terk etmek zorunda kaldı. Binlerce Kıbrıslı Türk de adanın kuzeyine gitti.
ÇÖZÜM ARAYIŞLARI DEVAM EDİYOR
1974'teki askeri darbe ve savaştan 50 yıl sonra Kıbrıs, hâlâ bölünmüş durumda. Uluslararası toplum tarafından tanınan, BM ve AB üyesi Kıbrıs Cumhuriyeti ada topraklarının yaklaşık yüzde 60'nı kontrol ediyor. Adanın kuzeyinde 1983'te ilan edilen Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni ise bugüne dek sadece Türkiye tanımaya devam ediyor.
BM öncülüğünde tekrarlanan barış görüşmeleri bugüne kadar sonuçsuz kaldı. Temmuz 2017'de İsviçre'nin Crans-Montana kentinde düzenlenen son tur görüşmeler başarısızlıkla sonuçlandı. Son aylarda, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Kıbrıs Özel Temsilcisi Kolombiyalı María Ángela Holguín Cuéllar, Kıbrıs sorununda ileriye dönük bir yol bulmak için iyi niyet misyonu üstlenmiş durumda. Holguín'in Kıbrıs meselesi ile ilgili değerlendirilmesini içeren rapor, bugünlerde BM ve uluslararası toplumla paylaşılıyor.