Kılıçdaroğlu: Haydi Erdoğan, er meydanında bekliyorum seni

CHP lideri Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında konuştu. Kılıçdaroğlu, Sedat Peker'in iddialarına değinerek hükümeti eleştirdi ve Erdoğan'a seçim çağrısında bulundu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında yaptığı konuşmada Sedat Peker'in videolarındaki iddialar ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun açıklamalarını ele aldı. Kılıçdaroğlu, "Erdoğan, 'Her şeyin sorumlusu benim' diyorsa, devleti mafyaya teslim eden de Erdoğan'dır" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkan başlıklar şöyle:

ÜNİVERSİTELER ÖZERK OLACAK: Sevgili gençler, istediğiniz özgürlüğü size vereceğim. Öyle bir özgürlüğe kavuşacaksınız ki, iktidara getirdiğiniz kişiyi gerekirse en sert şekilde eleştireceksiniz. Sabahın köründe kapınız çalışıyorsa onun polis değil, sütçü olduğunu anlayacaksınız. Böyle bir özgürlük vadediyorum size. KYK'dan kredi almışlar. Büyük bir kısmı işsiz. Erdoğan'ın iki eli onların yakasında. Onlara söz verdim. İktidara geldiğimizde faizlerin tamamını sıfırlayacağız. Sigortalı bir iş bulduktan sonra belli taksitler içinde onların kredi borçlarını ödemelerine imkân sağlayacağız. 19 yılda yurt sorununu çözemediler. Onlara söz verdim, en geç 1 yıl içinde Türkiye Cumhuriyeti devletinde, öğrenciler için yurt sorunu kalmayacak. 2 milyon 400 bin hanede internet yok. Peki burada eğitim nasıl olacak? En geç iki yıl içinde internetsiz hiçbir hane kalmayacak. Bu rezalete son vereceğiz. KPSS'de torpili bitireceğiz. Eğitim, sağlık, sosyal güvenlik, engelli kadrolarını tamamen dolduracağız. Dijital ticaretin önündeki bütün engelleri kaldıracağız. Bir Melih Bulu gibi dramatik bir tabloyla karşı karşıyayız. Orada öğretim üyesi olmayı bile hak etmeyen birini oraya rektör olarak atadınız. Üniversiteler de özerk olacak.

ZAMMIN BİR TEK SORUMLUSU VAR ERDOĞAN: Bir karar aldılar 1 milyon 150 bin esnafa bir defaya mahsus 3 bin lira, 235 bin esnafa da 5 bin lira hibe ödemesi yapılacak. Toplam 1 milyon 385 bin esnafa, bir sefere mahsus olmak üzere 4 milyar 625 milyon lira ödenecek. Parayı nereden karşılayacaklar? Bunun için oturdular düşündüler. Hazine tam takır, 128 milyar dolar da gitti. Yeni bir IBAN açtılar, Kılıçdaroğlu var, "Millete el avuç açtınız" diyecek. 'O zaman ne yapalım en çok tüketilen ürünlere insafsız zam yapalım' dediler. Kurşunsuz benzinde ÖTV'ye yüzde 54, motorinde yüzde 78, LPG'de yüzde 189 zam yaptılar. Zammın bir tek sorumlusu var Erdoğan şahsım hükümeti.

Mafyaya teslim olan bir siyasi iktidar. Mafyanın satın aldığı bir siyasi iktidar. Talimatın koşulsuz yerine getiren bir siyasi iktidar. Hukuk devletinden uzaklaşırsanız ne olur? 29 Ağustos 2018, parti meclisi toplantısında şu cümleyi kullanmışım; "Devleti demokratikleştirmezseniz, devlet süratle organize suç örgütü haline dönüşebilir" 16 Ekim 2018 grup toplantısında, "Hukukun üstünlüğü ilkesinin gereğini yerine getirmezseniz, devlet hukuk devleti olmaktan çıkar, organize suç örgütü niteliğine bürünür" geldiğimiz nokta budur. Zamanında söyledik. Ama onlar geleceği görmüyorlar.

Öyle bir noktaya geldik ki, bugüne kadar hiç karşılaşmadığımız olaylarla karşı karşıyayız. Mafya liderleri bildiri yayınlıyorlar. Cumhur İttifakı'na destek olup, Millet İttifakı'nı eleştiriyorlar. Bildiriyle yapıyorlar. Gizli kapaklı değil. Türkiye böyle bir duruma hiç düştü mü? Nasıl bir ülkede yaşıyoruz?

128 MİLYAR DOLAR NEREDE?: Merkez Bankası'nın 128 milyar doları arka kapıdan gitti. Kim çöktü 128 milyar doların üstüne? Bunların mafyadan ne farkı var? Yasa yok, kanun yok. Uydurma bir protokol. Merkez Bankası satmıyor. Arka kapıdan dolaşıyorsunuz, damada diyorsunuz ki; "Ver kardeşim 128 milyar doları" mafya da çöküyor, siz de çöküyorsunuz. Ne farkınız var mafyadan?

Serik Belediyesi'nde bir rüşvet olayı. İki bakan, vali, AK Parti ve MHP vekilleri. 500 bin liralık rüşvet tartışılıyor. Kim çöktü bu paraya? İki bakan, sessiz kalan AK Parti ve MHP vekilleri çökmedi mi? Bu mafya düzeni değil de ne?

Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, çöktü bakanlığa. Oturdular kocası ile birlikte şirket kurdular. Dezenfektan aldı, ortaya çıkınca da ucuza aldık dediler. Gerçek ortaya çıktı, pahalıya almış. Hesabını soran var mı? CHP dışında yok. Mafya düzeni ile arasında ne farkı var? Hırsızlığın araştırılmadığı bir Meclis olabilir mi? 

SİZİ DE Mİ BİRİLERİ 'KEKLİYOR' ACABA?: Türkiye'nin İçişleri Bakanı açıklama yapıyor, devletin televizyonunda. Siyasetçiyi keklemişler... Mafya ağzı bu. "Ben ne yapayım kim keklemişse hesabını ondan sorsun. Ayda 10 bin dolar hangi siyasetçiye gönderiyorsa ondan sorsun" diyor. Yani bir siyasetçiyi ayda 10 bin dolarla keklemişler diyor... Bilgim var diyor... İyi dedik 'araştıralım'. Buna da 'hayır' dediler. 'Araştırmayın' dediler. TBMM Başkanı'na dilekçe verdik. Meclis Başkanlığı Türkiye'nin itibarını koruma görevi vardır. Meclis'te reddedildi, kimin oylarıyla, AKP ve MHP milletvekilleri... Sizi de mi birileri kekliyor acaba? Birileri size de mi avantaj sağlıyor. Meclis Başkanı'nın bu olay karşısında aciz olmaması lazım. Sessiz olma hakkı yoktur. Kim her ay 10 bin dolar rüşvet alıyorsa onu kamuoyu önünde açıklamak zorundadır. Şentop çağırmak zorundadır Süleyman Soylu'yu, eğer bir siyasetçi her ay 10 bin dolar rüşvet alıyorsa adını ver kardeşim. İçişleri Bakanı'nı çağıracaksın. Efendim savcı çağırırsa hesabını verecekmiş. Savcı mı kaldı? Mafya bir siyasetçiyi besliyorsa 10 bin dolar ile, yılda en az 100 bin dolar kazanıyordur. Hırsızlığın ayyuka çıktığı, rüşvetlerin sıradanlaştığı dönemi yaşıyoruz. Saray'da Bizans entrikaları yaşanıyor. Tam bir rezalet.

TÜRKİYE'Yİ UYUŞTURUCU CENNETİNE ÇEVİRDİLER: Mafya, yeraltı örgütleri oturuyorlar, çarşaf çarşaf açıklamalar. Herkes dikkatle dinliyor, niçin dikkatle dinliyor? Devlet saydam olmadığı için. Bir yeraltı çetesinin lideri dikkatle dinleniyorsa iktidarda sorun var demektir. Devleti yönetemiyor, devlete de çöreklenmiş bunlar, mafya gibi. Mafyayla siyasetçi el ele kol kola yürürse kaybeden Türkiye'nin itibarıdır.

Para için satmayacakları hiçbir şey yoktur. Türkiye'yi uyuşturucu cennetine çevirdiler. Büyük miktarda yakalanan uyuşturucular var. Kişiler belli, kurumlar belli bir cumhuriyet savcısı bile dava açamıyor. Milyar dolarlık uyuşturucu ticareti yapıyorsun, el üstünde tutuluyorsun iktidar sahipleri tarafından. Çünkü onların deyimiyle 'kekleniyorlar'. Para veriyorlar. Memleket yangın yeri, Saray'a bak, sanki memlekette hiçbir şey yok. Ağzını açıp tek bir kelime etmiyor. E mafyadan izin alacak. 'Bunu şimdi konuşmayayım, benim sırlarım da açığa çıkar mı çıkmaz mı...'

ERDOĞAN BİR MİLLİ GÜVENLİK SORUNUDUR: Bu ülkede bir barolar birliği vardı değil mi... Savunmayı temsil ediyor değil mi... Nerede? 128 milyar dolar gibi o da arazi. Eğer Erdoğan, her şeyin sorumlusu benim diyorsa devleti mafyaya teslim eden de Erdoğan'dır. Recep Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir milli güvenlik sorunudur.

RÜZGARLAR FIRTINAYA DÖNMEK ÜZERE: Özel bir sunuş yapmak isterim size; sevgili halkımıza, yol arkadaşlarıma özel bir sunuş yapmak isterim. Milyonlarca aile geçimini sağlayamıyor, bir gerçek. Çok sayıda öğrencimiz yoksulluk içinde okulunu bitirmeye çalışıyor.  Kadınların hakları bir gece yarısı kararname ile ellerinden alınıyor. İktidar, ne kadar kadınının ölümü tolere edilebilir hesabı içinde. Çeteler gençlerimizin geleceğini çalmak istiyor.  Cumhuriyetimizin ruhunu tüketmenin hesabı içindeler hepsi. Ülkemiz derin bir karanlığa saplandı.  Hep birlikte, yol arkadaşlarımızla birlikte sokaklardayız, insanlarımızın yanındayız. Farkındaysanız o sokaklarda değişim rüzgarları esiyor.  Sırça köşklerden konuşan bir Cumhuriyet Halk Partisi uzun süredir yok.  İnsanlarımızı dinliyoruz. Endişelerini diniyoruz. Korkularını dinliyoruz. Güvenlerine ihanet eden bu iktidarı dinliyoruz.  Hayal kırıklıklarını dinliyoruz. Rüzgarlar fırtınaya dönüşmek üzere. Halkımız eski statükocu tartışmaları yeterince yaşadı, gördü ve dinledi. Açık konuşalım. Samimi olalım. Yıllarca biz de buna bir parça da olsa katkıda bulunduk. Bu halk daha iyisini hak ediyor sevgili dostlarım, hep hak etti. Bu yüzden değişiklik yapmaya, değişimi yönetmeye cesaret etmeliyiz. Cesareti olmayan şimdi söylesin ve aramızdan ayrılsın. Sizden halkımız için önemli olan konuları ele almanızı istiyorum.

HERKESİN MİDESİ KALKIYOR ORTAYA DÖKÜLEN PİSLİKLERDEN: Bu ülke artık bu iktidarı taşıyamıyor.  Bu ülkenin namuslu, onurlu, çalışkan insanları, bu iktidarın yalanlarını ve çarpıtmalarını artık taşıyamıyor. Herkesin midesi kalkıyor ortaya dökülen pisliklerden.
Görevde geçirdikleri 19 yılın sonunda, her ay bir rezilliği bir diğer rezillikle unutturdular. Namuslu halkımız artık bunlara tahammül edemiyor. Ama soru şu. Biz hazır mıyız halkımızın taleplerine? Değişmeye ve değiştirmeye hazır mıyız?

SEFERE ÇIKMAYA HAZIR MIYIZ?: Artık bu ülke AK Parti ile vedalaşmaktadır. Bizim için de kiri temizleme zamanıdır. Beni tanıyorsunuz sevgili dostlarım. Sırtıma koymaya çalıştıkları tüm iftiralara, pisliklere ve saldırılara rağmen, hiç geri adım atmadım. Nerede durduğumu biliyorsunuz ve nasıl savaşacağımı da biliyorsunuz. Bu bir seferdir dostlar. Sefere çıkmaya hazır mıyız?  Cumhuriyetin ikinci yüzyılı için yeni seferimiz. Yeni bir siyasete, yeni fırsatlara, yeni ekonomiye, namusa, Allah’a bir seferdir bizim seferimiz.  Bu değişikliği Türkiye’ye getirmeye hazırım. Mücadeleye hazırım.  Siz de hazır mısınız bu sefere?

BARIŞMAYA HAZIR MISINIZ? : Eski tartışmalara ve olumsuz siyasete dur demeye hazır mısınız? İnsanlarımızı birleştirmeye hazır mısınız? Sarılmaya hazır mısınız? Barışmaya hazır mısınız? Anlamaya ve anlatmaya hazır mısınız? Daha çok demokrasiye, hoşgörüye, şefkate, farklı fikirlere, fikirlerle gurur duymaya hazır mısınız? Yol bulmak kolay imiş, mesele gönül bulmakta. Hazır mısınız gönül bulmaya?

HAYDİ ERDOĞAN, ER MEYDANINA: Vakit veda vaktidir, artık tamam. Tertemiz insanların güvenine ihanet etmiş bu iktidara veda etme vaktidir.  Haydi Erdoğan, vakit tamam; seçim zamanıdır şimdi bu zaman.  Allah’ını seversen seçimden kaçma, artık kaçma kardeşim. Korkunun ecele faydası yok, sen de farkındasın bu durumun.  Haydi Erdoğan, er meydanında bekliyorum seni. Zaman sandık zamanıdır.  Milletten korkma. Yakışmaz bize korkaklık, gel kardeşim seçimi yap, sandığı koy; Türkiye’yi, milleti, devleti namusuyla beraber aydınlığa çıkaralım.  Sözüm sözdür, bunu yapacağız. (HABER MERKEZİ)