Kılıçdaroğlu'na linç girişimi davası: 'Cumhurbaşkanına yapılsa dosya asliye cezada açılabilir miydi?'

CHP lideri Kılıçdaroğlu’na linç girişimi davasında Levent Gök, "Yere düşseydim şu an huzurunuzda değildim" dedi. Avukat Celal Çelik: Olay Cumhurbaşkanına yapılsa dosya asliye cezada açılır mıydı?

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na Ankara'nın Çubuk ilçesinde yapılan saldırıya ilişkin davaya Çubuk 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde devam edildi.

Duruşmada sanıklar Ömer Faruk Sarıgün, Gülbeyaz Onbaşı ile müşteki sıfatıyla dosyada yer alan CHP Ankara Milletvekili Levent Gök beyanda bulundu.

'ADAM ÖLDÜRMEYE TAHRİKTEN DAVA AÇIYOSUNUZ AMA ASLİYE CEZA DİYORSUNUZ'

Kılıçdaroğlu ve CHP’nin avukatı Celal Çelik, sanıkların suçlarının ağır cezalık olduğunu hatırlatarak; dosya üzerinde görevsizlik kararı verilip ağır ceza mahkemesine gönderilmesini istedi. Çelik, “Eninde sonunda ağır cezada görülecek ve bitirilecektir” dedi. Çelik; “Yakın bu evi, öldürün” diyen sanıklar hakkında “suç işlemeye tahrik” iddiasıyla dosya açıldığını anımsatarak, iddianameyi şöyle eleştirdi:

“Adam öldürmeye tahrikten dava açıyorsunuz; ama fiilen asliye cezada değerlendirilsin, diyorsunuz. ‘Evi yakın’ diyen bir hanımefendi vardı. ‘Öldürün’ diyen insanlar var. Devasa büyüklükteki taşların genel başkanın aracına atıldığını görüyoruz. Hangi nedenle biz burada sürünüyoruz. Ana muhalefet parti genel başkanına öldürmeye yönelik linç girişimi yaşandı. Olay başarılı olsaydı Türkiye şu anda ne halde olurdu? Olay olduğu gün İstanbul seçiminin kazanılmasından dolayı miting vardı. Bizim insanlarımız da tahrik olmuştu. Genel başkanımız ‘Sakın’ diye talimat verdi. Türkiye barışının korunmasını istedi.”

'KÖYLE ALAKASI OLMAYAN KİŞİLER DE SANIK'

Çelik, linç girişimine organize eden bir kitle olduğunu vurgulayarak, “Köyle alakası olmayan kişiler de sanık olarak karşımızda” diye vurguladı.

'NEDEN SAVCI HİÇBİR SANIĞI TUTUKLAMAYA DAHİ SEVK ETMEDİ'

Çelik, benzer bir olayın AKP Genel Başkanı sıfatıyla Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a yapılmış olsa davanın ağır ceza mahkemesinde görüleceğine dikkat çekerek; “Bu olay sayın genel başkana değil de Cumhurbaşkanımıza yönelik AKP genel başkanı sıfatıyla yapılmış olsaydı, bir savcı dosyayı asliye ceza mahkemesinde açabilir miydi? Bunu yapmış olsaydı ne suçlama ile karşılaşırdı. Biz adalet ve eşitlik bekliyoruz” diye konuştu.

Çelik, “Bir siyasiye yönelik küçük bir söz, tutuklamayı gerektirirken böylesine bir olayda ne için savcı hiçbir sanığı tutuklamaya dahi sevk etmedi?” diye sordu.

Sanık Sevim Gölyeri, Çelik’in beyanlarının andırandan söz alarak, “Adaletin verdiği karar karşı boynum kıldan ince. Benim, ‘evi yakın’ diye ağzımdan söz çıkmadı. Çıktıysa beni de o şekilde yaksınlar. ‘Kılıçdaroğlu’nu yakın’ demedim. Ben orada anaları yaktılar diye bağırdım” dedi.

ÇELİŞKİLİ İFADELER

Duruşmada mahkeme hakiminin değiştiği görüldü. Daha önceki duruşmalara katılmayan sanıkların ifadesi alındı. Olay günü TBMM Başkanvekili olan CHP Ankara Milletvekili Levent Gök’e saldırdığı tespit edilen sanık Gülbeyaz Onbaşı, “Ben ifademi vermiştim. İfadem, aynı ifadem” dedi.

Onbaşı’nın daha önceki ifadesinde “Şehitler ölmez vatan bölünmez’ diye bağırırken görüntüm alınmış. Ben kimseye vurmadım” dediğini hakim tutanaktan okudu. Onbaşı, bu ifadesini onaylayarak, “Benim ifadem aynı, başka söyleyecek bir şeyim yok” dedi.

Olay günü Gök’e vurduğu anın görüntüsü izletilen Onbaşı, “Benim, tanıdım kendimi de ben vurmadım” diye görüntüdeki kişinin kendisi olduğunu onayladı. Gök’e vurduğu anın fotoğrafı da gösterilen Onbaşı, “Benim o da ben vurmadım. ‘Şahitler ölmez, vatan bölünmez’ diye bağırıyordum. Ben tanımam bile onu” diyerek, Gök’e varmadığını savundu.

CHP Avukatı Celal Çelik, Onbaşı’nın suçtan kurtulmaya yönelik beyanlarda bulunduğunu belirterek, “Kendisinin Levent Gök’e vurduğu sabittir. Cezalandırılmasını talep ediyoruz” diye konuştu.

Sanık Ömer Faruk Sarıgün, “Orada millet bir kalabalığa girmiş. Levent Gök küfredince ben de kaldırdım, vurdum. ‘Vurmayın anasını, avradını s…’ dedi. Levent Gök’ün milletvekili olduğunu bilmiyordum. Kalabalıkta bayanlar vuruyordu. Bayanlara küfretti” diye Gök’e vurduğunu kabul etti. Hakimin “Neresine vurdun?” sorusuna Sarıgün, “Neresine değdiğini bilmiyorum. O an salladım. Değip, değmediğini de bilmiyorum” dedi.

Hakimin, “Gök’e 2 defa vurduğun tespit edilmiş” sözüne Sarıgün, “Hatırlamıyorum kaç defa vurduğumu. Olabilir” diye Gök’e birden çok vurduğunu kabul etti. Sarıgün’ün olayın ardından verdiği ilk ifadede Gök’ün küfrettiğine ilişkin bir beyanı olmadığını kaydeden CHP avukatları, “Sanığın çelişkili ifadeleri. Gerçek dışı ifadesinin kanıtıdır” dedi.

KÜFÜR DÜŞÜNDÜKÇE AKLINA GELMİŞ

Kolluktaki ifadesinde Gök’ün ettiğini ileri sürdüğü küfürden bahsetmediği hatırlatılan Sarıgün, “O an aklıma gelmemişti. Düşündükçe insanın aklına geliyor” diye Gök’ün küfrettiği yönündeki iddiasını sürdürdü. Sarıgün, “Ne olduysa Kemal Kılıçdaroğlu geldikten sonra oldu. Millet bağırmaya başladı. Cenaze namazını nasıl kıldığımızı da bilmiyoruz” diye konuştu.

CHP Avukatı Çelik, Gök’ün TBMM Başkanvekilliği yaptığını, sanığın yalan söylediğini belirterek, “Müvekkilimin gerek kişiliği gerek hukukçu kimliği dikkate alındığında bir bayana s…. demesi mümkün değildir. Bir kadının avradı kimdir? Lezbiyen mi bunlar” ifadesini kullandı.

GÖK: YERE DÜŞSEYDİM ŞU AN HUZURUNUZDA DEĞİLDİM

CHP Ankara Milletvekili avukat Levent Gök, “Araçtan indiğimiz anda provokasyon oldu. Genel Başkanımız cenazenin olduğu yere gidere kadar büyük hakaretlerle karşılaştık” dedi. Gök şehidin cenazesinin top arabasına konulduktan sonra aracın arkasından gittiklerini söyleyerek şunları anlattı:

“Biz top arabasının arkasından giderken diğer devlet erkanı gitmediler. Ben anlayamıyorum. Biz arabanın arkasından giderken binlerce kişilik kalabalık bizi kuşatmaya başladı. Hakaret ve protestolar fiziki saldırıya dönüştü. Biz genel başkanımızı korumaya çalışıyoruz. O kalabalık içerisinde genel başkanın yanından savruldum. Bir el beni çekti, genel başkanımızın bulunduğu gruptan bir anda kendimi savrulmuş buldum. Kafama, ayaklarıma, sağıma, soluma onlarca darbe aldım. Ne yapacağınızı da bilemiyorsunuz, yapayalnız kalmıştım. Emniyet güçleri de yardımcı olmuyor. Yüzlerce kişinin arasında yapayalnız kaldım. Olay esnasında zannımca emniyet güçleri de çekindi ve müdahalede bulunmadılar. Gerçekten de o kadınlarımızın, mülayim gördüğümüz insanlarımızın böylesine gözleri dönmüş şekilde, bir insanı öldürme pahasına gözlerinin kararmış olmasını anlayabilmiş değilim. O esnada yere düşseydim, huzurunuzda değildim. Davanın seyri başka şekilde devam ediyordu.”

Sanık Sarıgün, küfür iddiasına ilişkin Gök, “Ağzımızı açacak halimiz mi vardı. Üzüldüğüm şey sanık özür dileyeceği yerde, bu şekilde savunmada bulunuyor. Verdiği ifade bende olayı yönlendirenlerden biri olduğu çağrışımını uyandırıyor” diye konuştu.

'İKİ JANDARMA ARACI GÖRDÜK, KILLARINI DAHİ KIPIRDATMADILAR'

Gök, darp edildikten sonra CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya ve kendisini bir grubun “Bu Levent Gök” diye işaret edildikten sonra kovaladığını belirterek, “İki tane jandarmaya ait aracı gördük. ‘Bizi çıkarın buradan’ dedik. Kıllarını dahi kıpırdatmadılar. Araçlarına dahi almadılar. ‘Niye almıyorsunuz bizi’ dedik. Artık yapacak başka çaremiz kalmadı. Olaydan 15 gün önce torunum olmuştu, o aklıma geldi. Buradan çıkamayacağız dedik. Biz yol ayrımındayken tanımadığımız bir araç durdu. Araçtaki kişi ‘Vekillerim araca binin’ diyerek, bizi uzaklaştırdı. Hayatımızı kurtaran kişi de o kişidir” diye konuştu.

Mahkeme sanıklar hakkında adli kontrol kararının devamına, dosyanın ağır cezaya gönderilmesi talebinin reddine, bir sonraki duruşmanın 27 Ocak 2022 tarihinde görülmesini karar verildi.

NE OLMUŞTU?

Kılıçdaroğlu, 21 Nisan 2019 tarihinde Er Yener Kırıkçı'nın Çubuk'taki cenaze törenine katılmıştı. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Ankara Valisi, Ankara İl Emniyet Müdürü, Ankara İl Jandarma Alay Komutanı ve Çubuk Kaymakamı’nın bulunduğu köyde linç girişimine uğrayan Kılıçdaroğlu ve yanındaki milletvekilleri önce bir eve sığınmış, daha sonra zırhlı araçla köyden çıkarılmıştı. İlk duruşması 30 Kasım 2020'de yapılan davada, 1 Mart 2021 ve 21 Haziran 2021’de sonraki duruşmalar yapıldı. Davada toplam 68 sanık yargılanıyor. (ANKA)