Kılıçdaroğlu'ndan Baykal yanıtı: CHP'de genel başkanlık yapmış olan herkesin başımızın üzerinde yeri vardır
CHP lideri Kılıçdaroğlu, Sedat Peker'in iddialarıyla gündeme gelen Deniz Baykal'la ilgili parti içindeki tartışmalara tepki gösterdi: "Bu gereksiz tartışmadan herkesin süratle çıkmasını istiyorum."
DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada rüşvet aldığı idia edilen siyasetçiyi açıklamayan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Soylu'ya sahip çıkan MHP lideri Devlet Bahçeli'yi rüşvetin parçası olmakla suçladı. Sedat Peker'in eski Genel Başkanı Deniz Baykal'a yönelik iddialarına da değinen Kılıçdaroğlu, "CHP'de genel başkanlık yapmış olan herkesin başımızın üzerinde yeri vardır" ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, gündem değiştirmek için CHP'nin tartışmanın içine çekilmek istendiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu şu mesajları verdi:
CHP TERTEMİZ BİR PARTİDİR: Son günlerde garip bir tartışma var. Önce kendi ailemize seslenmek zorundayız. Mustafa Kemal Atatürk'ten bu yana CHP'de genel başkanlık yapmış olan herkesin başımızın üzerinde yeri vardır. Türkiye'nin bu kadar derdi varken, bu kadar büyük rezaletler yaşanırken olayı getirip başka bir tartışma atmosferine çekmek hem partiye hem Türkiye'ye ihanettir. "Efendim iktidar zaten simsiyah, kapkara, yozlaşmış bir yönetim var, oyu CHP'ye verelim. E CHP de onlar gibi" algısı yaratmak istiyorlar. Hayır efendim, CHP tertemiz partidir. Verilmeyecek hiçbir hesabımız yoktur. Bu gereksiz tartışmadan herkesin süratle çıkmasını istiyorum.
BU MUDUR ADALET? Herkes için adalet istiyoruz. Sadece kendiniz için isteyip diğerlerine 'Oh olsun' derseniz samimi olmazsınız. Ülke akılla yönetilir. Bilgi ile, liyakatle yönetilir. En önemlisi adaletle yönetilir. Ömer Faruk Gergerlioğlu bir tweeti paylaştı diye apar topar evinden gözaltına alındı, karakola götürüldü. Hastanede anjiyo oldu ve hapishaneye koyuldu. AYM oy birliği ile bir karar aldı. 'Seçilme ve siyasi faaliyetle bulunma hakkı ile kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı ihlal edilmiştir' dedi. Anayasa'nın maddesine göre, AYM kararları Resmi Gazete'de hemen yayınlanır, yasama, yürütme, yargı organları ve idari makamları bağlar diyor ama hala içeride. Bu mudur adalet?
RÜŞVET ALANLA ORTAKLAR: İçişleri Bakanlığı, Cumhuriyet gazetesine 1 milyonluk dava açıyor, beni eleştiriyor diye. Sen pürü pak olsaydın eleştirilmezdin. Hala rüşvet alan adamı saklıyorsun, ismini vermiyorsun. Rüşvet alan birisini koruyorsan sen de onun parçasısın zaten. Aynı şekilde Bahçeli de onun bir parçası. Kimlerin kirli olduğunu kimlerin temiz olduğunu gösteren bir mihenk taşıdır bu. Biz açıklayın, verin mahkeme diyoruz. Yapmıyorlar, çünkü ortaklar.
ADALETTEN ÖDÜN VERİLMEZ: Ordu'da BBP'nin kadın kolları başkanı. Haberi alınca şaşırdım. Ters kelepçe takıyorlar. Önce inanamadım, aradım konuştum. Her şeyi anlattı. Böyle bir rezaleti Türkiye hiç yaşamadı. Adalet derken nereden nereye geliyoruz. Gergerlioğlu için, BBP'nin kadın kolları başkanı için, AK Partili medya patronu için adalet istiyoruz. Bu ne demektir? Türkiye'yi adaletle en iyi biz yönetiriz anlamına geliyor. Adaletten ödün verilemez.
MELİH BULU'NUN HAPİSHANESİ: Yine bir adaletsizlik. Bir insan bir göreve atandıktan sonra orayı kendi özel hapishanesi haline getirir mi? Melih Bulu getirdi. Boğaziçi Üniversitesi sanki onun özel hapishanesi. Öğrenciler, akademisyenler, çalışanlar istemiyor. O bütün kapıları kapatmış, her taraf tel örgülerler çevrili, gelenlere cop, biber gazı. Bir kişinin talimatıyla hareket ediyor. Aklını bir yerlere kira vermiş insandır.
GERÇEKLERDEN KAÇIYORLAR: Hep beraber çalışıyoruz. Vekillerimiz Sakarya’ya ve Diyarbakır’a gitti arkadaşlarımız. Esnaf; ‘Sizlere her zamankinden çok görev düşüyor. Masaya yumruğunuzu vurun’ diyor. Vuracağız da kaçıyorlar. Gerçeklerden kaçıyorlar. Sokak sokak Türkiye’yi gezeceğiz. Diyarbakır'da pazarda sebze satan bir kadın 'pahalılığın nedeni belli, 10 yaşındaki çocuğa sorsan hemen nedenini anlatır. Nedeni sistem. Biz kendi ülkemizde mülteci bile olamadık' diyor. Adıyaman’da tütün üreticileri yolu kestiler. Adalet istiyorlar. Sarmalık tütün bölgede yetişiyor. Bizim hakkımızı arayın diyorlar. Sonuna kadar haklarını arayacağız. Siyasi iktidar uluslararası sigara tekellerine teslim oldu. Tütün üreticisi 'tütün kızımızın çeyizidir, askerimizin harçlığıdır, öğrencilerimizin dershane harçlığıdır, evimizin geçimidir' diyor. Bu rezalete son vereceğiz, yeter ki destek verin.
GÜNAH İŞLİYORSUN: 2003 yılından bu yana 6 kez tasarruf genelgesi çıkardılar. Sonunda yeni tasarruf genelgesi çıktı. Genelgede yeni bir saray var. Genelge çıkarıyor, 'ben hariç' diyor. Sen hariçsen vatandaş neden uysun Lüks hayat, şatafatı yolsuzluk, rüşvet, yolsuzluk var, lağım patlamış hâlâ ve hâlâ israfa devam ediyorlar. İsraf haram mı? Haram. Günah mı? Günah, ama 'ben haramı ,işlemeye devam edeceğim' diyor. Eğer israf haramsa, günahsa ve sen de hala bunlara oy veriyorsan sen de günah işliyorsun.
BİZ TEDAVİ ETTİRECEĞİZ: Doğuştan işitme engelli çocuklarımız var 40 çocuk. 4 yaşına kadar bir implantın takılması lazım. 4 yaşına kadar takılırsa duyabilecekler. Bu 40 çocuğa devlette sahip çıkan kimse yok ya! Dünyanın harcamalarını yapıyorlar, yazlık, kışlık, uçan sarayları var. 40 çocuğu Türkiye Cumhuriyeti tedavi edemez mi ya? 5 çocuğu Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanımız tedavi edecek. Bunlar tedavi etmezse söz veriyorum 40 çocuğu biz tedavi ettireceğiz.
ENFLASYON SARMALI: Türk Lirası, döviz karşısında eriyor. Faizler sürekli artıyor. İşsizlik 10 milyonu buldu. Yoksulluk, yolsuzluklar artıyor. Fiyatlar da artıyor. En ağır vergi enflasyon vergisidir. Türkiye bir enflasyon sarmalı içine girdi. Her yazın normalde fiyatlar düşer, şimdi fiyatlar artıyor. Kışın ne olacak? Millet açlıktan ölmüş umrunda değil adam kendisine yazlık saray yapıyor. 19 yıldır ülkeyi yönetiyorlar. Getirdikleri tablo bu. Sorduk 128 milyar doları ne yaptınız diye? Kime satıldı belli değil. 15 Temmuz şehit ve gazilerinin paralarına çöktüler. Fabrikaları sattılar, arazileri sattılar. Cumhuriyetin bütün birikimlerini sattılar. Şimdi sıra geldi TEİAŞ’a. En kârlı şirketlerinden."
ERDOĞAN TANK YAPTIRMAK İSTEMİYOR: Ne demek Tank Palet Fabrikası? Türkiye’nin tank yapma kapasitesi var. 2007 yılında Türkiye tank yapmak için düğmeye basıyor ve ihaleye açıyor. 2007 yılında 495 milyon dolara bir firma tank yapmak için sözleşmeyi imzalıyor. 495 milyon doları tank üretirken program yapıyor. MKE’nin kapısını çalıyor, top yapabilir misin? İmzalar tamam. Zırh için Roketsan'a gidiyor, anlaşma tamam. Atış kontrol sistemleri için ASELSAN'a gidiyor. Tankın palet ve askı donanımları var onu da Arifiye’deki tank palet fabrikasındaki yapacağız diyorlar. Tankın motorunun da anlaşması yapılıyor. 2007’de ilk ihale yapılıyor. 6,5 yıl sonra 5 tane altay tankı üretiliyor. Şereflikoçhisar’da hedefler konuyor, tanklar hedefleri vuruyor, Türkiye artık tank seri üretimine başlayacak noktaya geliyor 2014 yılında. Ama Erdoğan tank üretilmesini istemiyor. Ne yapıyor, yeni ihale açıyor. BMC’ye vereceğim diyor. Ethem Sancak,’Benim tankla ne işim var, param yok, arsam yok, fabrikam yok’ diyor. Talip Öztürk’le ihaleyi alıyorlar. Para Katarlılarda var diyor. Katarlılar 5 kuruş bile para vermiyorlar. Sayın Bahçeli sen de dinle.- 2018’de BMC’ye sen kazandın ihaleye diyorlar. Dönemin Milli Savunma Bakanı, ‘Tank seri üretimine 2019 son u ya da 2020 yılı başında geçeceğiz’ diyor. Ortada tank yok. Bu temel bir milli güvenlik sorunudur. TC devletine tank yaptırmamak için yapılan girişimdir. Birinci aktörü Erdoğan, ikinci aktörü Devlet Bahçeli’dir.
CESARETİN VARSA TARTIŞALIM: Hayatımda Türkiye’ye zarar verecek bu kadar büyük bir olaya ilk kez tanık oluyorum, o nedenle tank üzerinde duruyoruz. Bir devletin tank üretmemesi için devleti yönetenlerin özel çaba harcaması ne demektir? Egemen güçler tarafından teslim alınması demektir. Şanlı ordumuza bu fabrikayı alacağız ve teslim edeceğiz. Erdoğan’a sesleniyorum. Senin istediğin televizyonda çıkalım, Tank Palet'i tartışalım. Cesaretin varsa, yüreğin varsa. Çıkabilir mi? Çıkamaz. İstiyorsan sana ihale dosyalarını da ben vereyim. (HABER MERKEZİ)