Kılıçdaroğlu'ndan Erdoğan'a AİHM tepkisi: Kimsin sen ya, kimsin?

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, AİHM'in Selahattin Demirtaş kararına ilişkin "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar verir, bu karara herkesin uyması lazım. Dün yaptığı konuşma, 'Efendim ben o karara uymam, o karara uymayacağız.' Kimsin sen ya, kimsin? Şahsın devletinde bunu söyleyebilirsin. Burası Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir, sana pabuç bırakmaz" ifadelerini kullandı.

Google Haberlere Abone ol

 
DUVAR - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Parti İçi Eğitim Birimi'nin 100. Yönetim Kurulu toplantısına katıldı.

Kılıçdaroğlu toplantıda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün partisinin grup toplantısında yönelttiği eleştirilere de yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, Erdoğan'ın sanki iktidar partisinin değil muhalefet partisinin genel başkanı gibi konuştuğunu söyledi. 

Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti. 

"Baştan başladı sonuna kadar Cumhuriyet Halk Partisini gündemine aldı. Çünkü korkuyor Cumhuriyet Halk Partisinden. Neden korkuyor? Çünkü CHP toplumun her kesimine dokunmaya, toplumun her kesiminin sorunlarıyla ilgilenmeye ve o sorunlara en sağlıklı çözümleri üreten parti olduğu gerçeğini Türkiye'nin önüne koymaya başladı. Bugün kahveciden tutun sokaktaki simitçiye kadar, sanayicilerden tutun çiftçiye kadar hayatın her alanı ile ilgili bütün sorunları CHP biliyor ve onları çözmek için de çaba harcıyor. Dün Erdoğan öğretmenlerle ilgili bizi suçlamaya başladı. Sayın Erdoğan, keşke öğretmenlerle ilgili bizi suçlasın, hiçbir itirazım yok ama ağzından şu çıkmalıydı, 'ben en kısa sürede Öğretmenler Meslek Kanunu'nu çıkaracağım. Her 24 Kasım'da öğretmenlere birer maaş ikramiye vereceğim. Ey Kılıçdaroğlu duydun mu?' deseydi ben buradan kendisini alkışlayacaktım. 'Helal olsun' diyecektim ama öğretmenler üzerinden bize saldırıyor, sanıyor ki öğretmenler kendisini dinleyecek."

'BU KADAR CAHİL BİR İNSAN GÖRMEDİM'

Başka bir olay daha olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, "Ben uyuşturucu gelirleri, kara para, malum konusu suç teşkil eden gelirlere kara para diyoruz, bunların vergilendirilmesi gerektiğini söyledim. Erdoğan, 'Efendim uyuşturucu ticareti yapan, organ ticareti yapan adamdan vergi alacaksın. Kara parayı aklamayacaksın, kara para ile devleti dolandırandan vergi alacaksın.' Bu sözler üzerinden beni eleştiriyor." dedi.

Kemal Kılıçdaroğlu, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

"Hayatımda çok cahil gördüm de bu kadar cahil bir insan görmedim. Söylemek istediğim şu; bakın, insan kaçakçılığı yapan, organ kaçakçılığı yapan, uyuşturucu kaçakçılığı yapan insanlar gelirlerini yurt dışındaki vergi cennetlerinde toplarlar. Çünkü bilirler ki o parayı buradaki bankaya yatırırsan MASAK görür, 'Bu parayı nereden sağladın?' diye soru sorar. Vergi cennetlerine yatırdığın zaman da bu soru sorulmaz. Çünkü zaten vergi cenneti neden deniyor? Denmesinin nedeni de vergilendirilmemiş kazançlar oralarda toplandığı için. 2006'da AK Parti hükümeti bir kanun getirdi, Kurumlar Vergisi Kanunu. 30'uncu maddenin 7'nci fıkrası diyor ki 'Vergi cennetlerinden Türkiye'ye para gelirse yüzde 30 oranında vergileyeceğim.' Yani Man Adası'ndan, yani başka adalardan eğer Türkiye'ye para gelirse yüzde 30 üzerinden vergilendireceğim. Yani 'kaçakçı, uyuşturucu, işte organ ticareti yapan, çocuk ticareti yapan, kadın ticareti yapan, fuhuş yapan kişilerin topladığı gelirler Türkiye'ye gelirse ben vergileyeceğim.' diyor. Ne zaman? 2006'da. Hangi yıldayız, 2020'nin sonuna geldik."

Bu vergilemenin bir şartı bulunduğunu belirten Kılıçdaroğlu, onun da "vergi cennetleri listesinin" Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile yayınlanması olduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanının bir kararname çıkarması ve "şunlar vergi cennetleridir" demesi halinde oralardan Türkiye'ye para gelirse yüzde 30 oranda vergi kesileceğini anlattı. 

Aradan 14 yıl geçtiğini, 15'inci yıla girilmesine rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu kararnameyi çıkarmadığını belirten Kılıçdaroğlu, "Bu kararnameyi çıkarmadığı gibi bir kanun çıkardı, üstelik bir değil, birden fazla kanun çıkardı. 'Eğer yurt dışında paranız varsa paranın kaynağına bakmayacağım.' diyor. Ne parası olursa olsun. 'Kimliğinize de bakmayacağım.' diyor. 'Asla Türkiye'de vergilendirmeyeceğim, yeter ki getirin parayı diyor.' Uyuşturucu parası, kadın ticareti parası, organ ticareti parası... 'Bütün bunların tamamını getir Türkiye'ye, bankaya yatır ben senin kimliğini asla sormayacağım.' diyor" açıklamasında bulundu. 

'KEFEN BEZİNDEN DAHİ VERGİ ALINIYOR'

Bu ülkede kefen bezinden dahi vergi alındığını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: 

"Çocuğun altına bez alırken vergi ödüyoruz, otobüse binerken vergi ödüyoruz ama dünyanın uyuşturucusunu kaçırıp Man Adası'nda tutan ve o parayı Türkiye'ye getiren adam, beş kuruş dahi vergi ödemiyor, beş kuruş dahi. Ben buna itiraz ettiğimde, 'bunlardan vergi al' dediğimde de 'Ey Kılıçdaroğlu senin söylediğin bu ne sapkınlıktır.' diyor. Sen misin sapkın, ben miyim? Sen misin bu ülkeye hizmet eden, ben mi? Sen misin kaçakçılara sığınan, ben miyim kaçakçılara niye vergi vermiyorsun diyen. Kendi çıkardığı kanunu bilmiyor, kendi çıkardığı kanun. Kendi kararnamesini yayınlamıyor. Niye anlamıyorsun sen?"

'BUNU ASLA KABUL ETMİYORUZ'

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Selahattin Demirtaş kararına ilişkin de değerlendirmede bulunan Kılıçdaroğlu, "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar verir, bu karara herkesin uyması lazım. Yani sadece Türkiye değil, başka ülkeler de o süreç içinde Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinden gelen kararları uygulayacaklarına söz vermiş ve bunu yasalaştırmışlarsa bunu da kendi anayasalarına koymuşlarsa herkes ona uymak zorundadır" dedi. Kılıçdaroğlu, şu açıklamaları yaptı:

"Selahattin Demirtaş ile ilgili Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi karar verdi. Dün yaptığı konuşma, 'Efendim ben o karara uymam, o karara uymayacağız.' Kimsin sen ya, kimsin? Şahsın devletinde bunu söyleyebilirsin. Sen burayı 'şahsın devleti' olarak görebilirsin ama unutmaman gereken bir şey var, burası Mustafa Kemal ve arkadaşlarının kurduğu bağımsız Türkiye Cumhuriyeti Devleti'dir, sana pabuç bırakmaz. Öyle bir tabloyu düşünebiliyor musunuz? Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayacaksınız, alt mahkeme de Anayasa Mahkemesi kararlarına uymayacak, AİHM kararlarına uymayacağız, hangi kurallara uyacağız? Erdoğan'ın talimat verip kendi düşüncesi dolayısıyla arzu ettiği kararı çıkaran mahkemenin kararına uyulacak ve burada biz devlete saygıyı bekleyeceğiz. Hayır, böyle bir olay olmaz. Bunu asla kabul etmiyoruz. 

Bakın bu örnekleri eğitim sırasında tek tek vermeniz gerekiyor. Bu örnekleri, yani Türkiye'nin nasıl yönetildiğini, devletin devlet olmaktan çıkarılıp bir kişinin şahsi devleti haline dönüştürüldüğünü anlatmanız lazım."

'BİLGİ HIRSIZLIĞI YAPAN BİRİ AYM'YE ATANAMAZ'

Anayasa Mahkemesi'ne üye atandığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Yargıtaya geliyor önce İstanbul Cumhuriyet Başsavcı Yardımcısı. Yargıtay'da bir kararın altına imza dahi atmamış daha, Yargıtay'da oturduğu koltuğun minderi daha ısınmamış. Oturuyorsunuz siz orada, talimat geliyor, efendim biz bunu Anayasa Mahkemesine üye tayin edeceğiz. Bakın ben hiçbir yargıcın siyasi görüşüne karışmam, herkesin siyasi görüşüne de saygı duyarım ama yargıç, yargıç olduğu sürece. İntihal yapan bir kişi, yani bilgi hırsızlığı yapan bir kişi Anayasa Mahkemesine üye olarak atanamaz" görüşünü paylaştı. 

Kılıçdaroğlu, "Siyasi görüşü A olur B olur ama biz biliriz ki bu bir yargıçtır. İntihal yaptığı açık ve net olan, bu konuda intihali yapılan kişinin de yaptığı açıklama ile berraklaşan bir konuda siz kalkacaksınız bunu Anayasa Mahkemesine hakim atayacaksınız veya hakim seçeceksiniz. İntihal yapan üniversitedeki bilim insanı üniversiteden atılıyor. Siz bu suçu işleyen birisini nasıl getirir de Anayasa Mahkemesine üye yaparsınız" dedi. (AA)