Kilyos'tan Beşiktaş'a uzanan öykü: Bir Sergen Yalçın portresi
Beşiktaş'ın sembol isimlerinden Sergen Yalçın, siyah-beyazlılarda teknik direktör olarak da şampiyon oldu. Yalçın'ın Kilyos'tan başlayan öyküsünü özel fotoğraflarla Serpil Kurtay derledi.
DUVAR - Yürümeye başladığı ilk günden itibaren hep futbol topunun peşinden koşan bir isim... Fulya’nın çamurlu sahalarından yetişerek, dünyanın sayılı yetenekleri arasına girdi. Ancak hep performansını daha zorlaması, daha çok koşması istendi. Halbuki nükteli lafları ve açık sözlülüğüyle her bir lafı çok konuşulacak olan Sergen, adeta oynadığı bir reklam filminde bu eleştirilere cevap verecekti: “Koşsam Barcelona'da oynardım.”
BABASININ OĞLU
Baba Özer Yalçın, gençliğinde en az Sergen kadar yetenekli bir futbolcuydu. Hep bir futbolcu olarak yetiştireceği bir erkek evladının olmasını istiyordu. 5 Kasım 1972 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelen oğluna, sanatçı Selim Sergen’in isminden esinlenerek “Sergen” ismini verdi. Sergen, henüz babasının kendisiyle ilgili hayallerini anlayacak yaşta değildi ama futbol topuna her zaman büyük ilgi gösterdi. Oyuncaklarıyla hiç oynamadı, hep futbol topunun peşinden koştu. Gelecekte futbolcu olacağı o günlerden belliydi.
MANAVDA ÜSTÜNÜ DEĞİŞTİRİRDİ
Bir de arabaları çok severdi Sergen. Kilyos’ta henüz dokuz yaşındayken dayısının arabasını aldı ve manavın tezgahına çıktı. Okulda ise sosyal ve başarılı bir öğrenciydi. Her gün Kilyos’tan Fulya’ya gelip Beşiktaş’ın alt yapı idmanlarına çıkıyor, öğleden sonra da Sarıyer’de okula gidiyordu. Sarıyer’de tanıdıkları bir manavda idman formasını çıkartıp, okul kıyafetini giyerdi.
FULYA’NIN ÇAMURLU SAHALARI
Sergen’in zor bir hayatı oldu. En büyük destekçisi ise ailesiydi. Özellikle babası, Sergen’in futbolcu olmasını çok istediği için büyük fedakârlıklarda bulundu. Oğlunun yol masraflarını karşılayabilmek için arabasını sattı. Ailesinden sonra ise Sergen’in en büyük şansı, Serpil Hamdi Tüzün oldu. Türk futboluna sayısız yıldız yetiştiren Serpil Hamdi Tüzün, Sergen’le yakından ilgilendi. Fulya’nın çamurlu sahalarında yapılan antrenmanlardan sonra Sergen’i evine götüren Tüzün, Sergen’e dünyaca ünlü futbolcuların maç kasetlerini seyrettirdi.