Kırmızı hapı yuttuk mu?
Ekonomimiz çok iyi, ruhumuz ışıl ışıl, gözlerimiz pırıl pırıl demek isterseniz reçete yeşil hap, tek defa yetmez, her gün 3 adet anca kaldırır…
İris Cibre*
Son dönemlerde sıkça Türkiye ekonomisinin 2023’de ilk on ekonomiye gireceği konuşuluyor hatta garanti ediliyor.
Öncelikle, tabii ki ilk on ekonomiye hepimiz girmek isteriz, fakat milli hasılanın artması refah anlamına gelmeyebilir. Bu yüzden öncelikle halkın refahına bir göz atalım ardından ilk on ekonomiye girmemiz için hangi şartları yerine getirmeliyiz onu konuşalım.
2021’de Türkiye’nin Gayri Safi Milli Hasılası 806,8 milyar dolar olarak gerçekleşti. Bu 807 milyar doları 2021 TÜİK’in açıkladığı nüfusa böldüğümüzde kişi başına düşen gelir 9539 dolar olarak gerçekleşmiş.
Her yeri aradım, ceplerimi boşalttım, yastık kılıflarını söktüm, ben böyle bir para bulamadım dediğinizi duyar gibiyim. Haklısınız çünkü bu gelir hepimize eşit dağıtılmadı. Türkiye’nin en yüksek gelire sahip yüzde 20'lik grubu gelirin yüzde 47'sini, bir sonraki yüzde 20'lik en yüksek gelirli ise yüzde 21'ini, en düşük yüzde 20'lik gelir grubu ise toplam gelirin yüzde 6'sını aldığı için yastığınızın altında bu parayı bulamamış olma ihtimaliniz çok yüksek. Çünkü muhtemelen siz de artık yoksulluk ve hatta açlık sınırı altında yaşayan çoğunlukta yerinizi almışsınızdır.
Türkiye’de asgari ücrete tam 4 ay önce yüzde 50 zam uygulandı. Bu zamla beraber asgari ücretlinin tam yüzü güldü derken yüksek GINI Katsayımızın* imdadına enflasyon yetişti. Global şartlar, emtia fiyat artışlarını beraberinde getirirken, içeride uyguladığımız zihni sinir projeler ile enflasyonu görülmemiş bir hızla yükseltmeyi başardık, hamdolsun. Enflasyon Nisan’da yüzde 69.97 olarak açıklandı, rakam göz kamaştırmıyor mu ama?
Geçtiğimiz günlerde değerli Hakan Kara iç ve dış etkenlerin hesabını yaptı, yüzde 70'lik enflasyonun sadece 20 puanı dış etkenlerden ve kalan 50 puanı ise iç etkenlerden kaynaklı. Kısaca eğer ekonomi yönetimi faiz indirimlerine başlamamış olsaydı gerçekleşecek enflasyon yüzde 20 idi. Gel gelelim asgari ücretlinin geliri daha 4'üncü ayda eridi ve enflasyonun altında tarumar oldu. Geçenlerde Sn. Mustafa Varank’ın bir sosyal medya paylaşımına denk geldim. 2021 Aralık’ta paylaşılmış, Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyordu, asgari ücret artık 400 dolar olmuştu.
Her ne kadar bugün 267 dolara düşmüş olsa da ben yine de 400 dolar üzerinden gideceğim.
Birçok ülkede bildiğiniz üzere ücretler saat başı esası üzerinden konuşulur. Ben de ocak ayında bir defaya mahsus 400 dolar kazanmış emekçi kardeşimin global dünyadaki yerine göz atabilmek için saat başı esası bakarak aylık 225 saat üzerinden yola çıktım.
Asgari ücretli bir işçi saatlik 1.77 dolar kazanıyordu. Yanlış duymadınız, 1 dolar 77 cent ve sadece 1 defaya mahsus, Ocak'ta aldı bu parayı. Bugün 1.15 dolar kazanıyor…
Peki, ABD’de ne kadar? 7.25 dolar, Almanya’da ise 9.82 Euro.
Fakat, hatırlatmakta fayda var; bu ücretler asgari. Peki bu ülkelerin nüfusunun ne kadarı asgari ücrete tabi?
Türkiye’de çalışan nüfusun yüzde 36'sı asgari ücret ile geçinmeye çalışıyor, Amerika’da bu oran yüzde 1.5, Almanya’da ise yüzde 6.6.
Türkiye Avrupa’da en fazla asgari ücretli sayısına ve en düşük asgari ücrete sahip ülke konumunda.
Bu bilgiler ışığında siyasilerin göreve gelme nedeni olan halkın refahı ve huzuru önceliğinin yerine getirilemediğini görmüş olduk.
Peki, Türkiye ekonomik büyüklük olarak dünyada ilk 20'deki yerini kaptırmışken 2 sene içerisinde ilk 10’a yükselebilir mi? Gelişmiş ülke olmanın yeterliliğinin sadece yurt içi hasıla olmadığını da bu konuya girmeden önce özellikle belirtmek isterim…
En büyük ilk 10 ekonominin sonuncusu Kanada’nın 2021 GSYH’sı 1.9 trilyon dolar. Türkiye’nin 807 milyar dolar olduğundan bahsetmiştik. Yani Türkiye ilk 10 ekonomide yerini alabilmek için 2023’de diğer ülkeler hiç büyümese, 2021 hasılasının 2.35 katı yani 1.8 trilyon dolarlık bir hasıla gerçekleştirmek zorunda.
807 milyar dolar hesaplanırken kullanılmış olan 8.97 TL dolar kurunu da unutmamak gerekiyor. Çünkü eğer 2021 GSYH’sini bugünkü dolar kuru ile hesaplarsak ve 2023’e kadar kur bugünkü seviyesinde kalırsa o zaman da 452 milyar dolarlık GSYH'yi dörde katlamamız gerekir ki ilk 10 ekonominin sonuncusu olalım.
Daha basitçe anlatmam gerekirse, kur 8.97 seviyesine gerilerse, tüm dünya ülkeleri biz hariç büyümezse, 2022’de yüzde 50, 2023’te yüzde 50 büyürsek, sadece ekonomik olarak ilk 10 büyük ekonomi arasında yerimizi alırız.
2021 OECD raporuna göre bu ekonomiler arasında yerimizi almamız için düzeltilmesi gerekenlerden bazıları ise; kadınların işgücüne düşük katılımı, yaygın kayıt dışılık, zayıf beceriler, yeniden tahsisi engelleyen katı istihdam kuralları ve düşük kaliteli istihdam gibi yapısal zorluklar…
Bazen bir Matriks’te yaşadığımızı düşünüyorum, biz kırmızı hapı almışız, düşmüşüz Zion’a çırpınıyoruz.
Ekonomimiz çok iyi, ruhumuz ışıl ışıl, gözlerimiz pırıl pırıl demek isterseniz reçete yeşil hap, tek defa yetmez, her gün 3 adet anca kaldırır…
*Finansal Piyasalar Uzmanı