Kısa Türkiye Tarihi: 'Yeni' Türkiye’de müzik
2000’li yılları anarken festivallere özel yer vermek gerek. O güne dek yolunu bu coğrafyaya düşürmeyen pek çok sanatçı ve topluluk, bu festivaller sayesinde Türkiyeli hayranlarıyla buluşma imkanı buldu. H2000’le başlayan, Zeytinli Rock Festivali’ne uzanan zincir, memlekette müzik yapan sanatçı ve toplulukların da buluşma noktasıydı.
İki haftadır Kısa Türkiye Tarihi’ne yeni bölüm ekleyemiyorum. Önce İzmir depreminin hatırlattıkları, ardından Timur Selçuk’un zamansız ölümü, yazı dizisini zeyllerle ertelememe sebep. Bu hafta, 2000’li yıllarda yaşananları özetlemeye çalışacak, 25 Ekim de yayınlanan yazıyı derinleştireceğim. O yazıda öncesini hatırlatmış, yeni yüzyılın ilk yıllarında müzik alanında yaşananları kısaca özetlemeye çalışmıştım.
Türkiye’de 2000’li yıllar krizlerle başladı. Ekonomik kriz, yaşanan devalüasyon, siyasi çekişmeler ve nicesi, sonrasını etkiledi. 3 Kasım 2002’de yapılan seçimlerde AKP’nin iktidara gelmesiyle memleket bambaşka bir noktaya gitti. Bugün baktığımızda o günkü kırılma noktasını daha net görebiliyoruz ama o günlerde, biraz da içinde bulunduğumuz ortam nedeniyle olup bitenin pek de farkında olmadığımızı söyleyebilirim. AKP, kimileri için yeni bir umut olmuş, seçim başarısını böyle perçinlemişti. Sonrasında hikâyenin böyle olmadığı anlaşıldı ama o gün iktidara gelen Recep Tayyip Erdoğan ve arkadaşları, sonrasında Türkiye’de pek çok şeyi değiştirdi.
KİTLELERDEN YÜSELEN SES: SAVAŞA HAYIR!
Toplumsal anlamda ilk heyecanlı olaylardan biri, 2003 yılının 25 Şubat günü meclise sunulan “Türk Silahlı Kuvvetlerinin yabancı ülkelere gönderilmesi ve yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması için” hükümete yetki veren tezkerenin 1 Mart günü yapılan genel kurulda reddedilmesi oldu. Bu, AKP içinde de karışıklığa sebep. Erdoğan, sonrasında olaya el koydu, ilerleyen yıllarda yapılan oylamalarda milletvekilleri yekvücut hareket etti. Türkiye’nin tarihini biraz da bu belirledi.
O dönemde Amerika’nın Irak’ı işgali geniş katılımlı eylemlerle protesto ediliyor, başta öğrenciler olmak üzere pek çok kesimden insanlar bu protestolara katılarak “savaşa hayır” sloganını haykırıyordu. Tezkerenin meclise takılmasında bunların da büyük etkisi var. Aynı dönemde müzisyenler de boş durmuyor, protestolara katılmak dışında yapıkları şarkılarla eyleme destek veriyorlardı. Tarkan’ın konserlerinde “savaşa hayır” pankartı açması, o dönemden kalma güzel fotoğraflardan... Aynı dönemde sanatçıların birleşerek yaptıkları “Savaşa Hiç Gerek Yok” başlıklı şarkı, ses getiren çalışmalardan biri olarak tarihe geçti. Sözleri ve müziği mor ve ötesi’ne ait olan şarkıyı, Aylin Aslım, Athena, Bülent Ortaçgil, Feridun Düzağaç, Koray Candemir, mor ve ötesi, Nejat Yavaşoğulları ve Vega seslendiriyordu. 2003 yılının Ocak ayı sonlarında dönemin önemli mekânlarından Babylon’da yapılan “Savaşa Hayır” gecesinde tanıtılan şarkı tezkereden hemen önce piyasaya verilmiş, özellikle klibiyle dikkat çekmişti. Savaş karşıtlığı konusunda tek hareket bu değildi: mor ve ötesi, ertesi yıl yayımlanan “Dünya Yalan Söylüyor” başlıklı albümlerinde ve sonrasında bu tavırlarını sürdürdü. 2000’li yıllara baktığımızda, yukarıda saydığım isimlerin yanına gururla iliştireceğimiz bir topluluk, mor ve ötesi. Her şeyden önce, 2003 yılının 6-7 Eylül günü o dönem düzenlenen bir başka festivale [Coca Cola’nın sponsorluğunda yapılan Rock’n’Coke] alternatif olarak düzenlenen BarışaRock’a katılmaları, haysiyetli bir hareket. Topluluk, Rock’n’Coke’a katılacakken Kolombiyalı işçilere yapılanları protesto ederek rotasını alternatif festivale çevirmiş, sahnede devleşmişti. Sadece onlar değil Moğollar’dan Kazım Koyuncu’ya, Cem Karaca’dan Bulutsuzluk Özlemi’ne pek çok sanatçı ve topluluk, bu sahnede yer alarak gençlerin “savaşa hayır” çığlığına ses verdi, o sesi yükseltti. BarışaRock sonrasında bağımsız bir festivale evrildi ve beş yıl boyunca kitlelerin bir araya geldiği en önemli buluşmalardan biri oldu.
TARİHİ BİR DÖNEMEÇ: BARIŞAROCK
2000’li yılları anarken festivallere özel yer vermek gerek. O güne dek yolunu bu coğrafyaya düşürmeyen pek çok sanatçı ve topluluk, bu festivaller sayesinde Türkiyeli hayranlarıyla buluşma imkanı buldu. H2000’le başlayan, Zeytinli Rock Festivali’ne uzanan zincir, memlekette müzik yapan sanatçı ve toplulukların da buluşma noktasıydı. Sevdikleri isimleri art arda izleme olanağı bulan dinleyiciler, geniş katılımla bunlara destek verdi.
Türkiye’deki değişim müzikte de kendini gösterdi ve bu yıllarda, pop ve rock alanında bir gençleşme yaşandı. ‘90’lı yıllarda büyük patlamasını yapan pop, genç isimlerin katılımıyla genişledi, kendi yıldızlarını yarattı. Kimi Serdar Ortaç şarkıları seslendirirken kimi Nazan Öncel’den şarkı aldı. Kendi sözlerini ve müziğini yapan isimler, bu gençleşmeye olumlu katkı sundu. Rock cenahında gençlik aşısını yapan isimler, mor ve ötesi’nden Aylin Aslım’a, Hayko Cepkin’den maNga’ya, Rashit’ten Anima’ya uzanıyor. Bu isimler ya da bu toplulukları oluşturanlar, bugün de aktif. 2000’li yıllar, bu anlamda, sonrasını da derinden etkileyen bir dönem olarak tarihe geçti.
Bu cenahta en büyük patlamayı yapan topluluk, Duman. 1999 yılında yayımlanan albümleri “Eski Köprünün Altında”, dikkatleri bu gençlere çekti. 2002 yılında dinleyici karşısına çıkan “Belki Alışman Lazım”, içindeki Sezen Aksu yorumu “Her Şeyi Yak”la topluluğun hayran kitlesini katladı. Aynı albümdeki “Bu Akşam”, dillere marş olan Duman şarkılarından sadece biri. Topluluk, bütün zamanların en büyük rock topluluklarından biri olarak tarihte çoktan yerini aldı. Onları büyük kılan, tıpkı mor ve ötesi ve diğer topluluklar gibi, yaşadıkları dönemde şahit olduklarına ses çıkartıyor oluşları. Sessiz kalmamayı tercih ettiler ve bugüne sağlam adımlarla geldiler.
O dönemde sessiz kalmayan topluluklardan biri, 2006 yılından sonra eylemlerde sıklıkla karşılaştığımız Bandista. Anadolu müziğini dünya müzikleriyle harmanlayan topluluk, devrim şarkıları ve marşlarına getirdikleri “neşeli” yorumla diğer ekiplerden ayrıldı ve hızla kendi kitlesini yarattı. Art arda yayımladıkları albümleri “copy-left” yöntemiyle ve ücretsiz olarak dinleyicileriyle paylaşan Bandista, sonraki yıllarda [Şilili topluluk Inti Illimani gibi] aynı günde farklı yerlerde konser verebilen bir kolektife dönüştü. Bunu yapabilen bir diğer topluluk, ‘80’li yıllarda tanıştığımız Grup Yorum. 2000’li yılları 15. yıllarını kutlamak için yayımladıkları “Seçmeler” albümüyle karşılayan topluluk, üzerlerindeki onca baskı ve yasağa rağmen albümlerini inatla yapmaya, konser vermeye devam etti. Bu on yılı 2010 yılında İnönü Stadyumu’nda verdikleri 55 bin kişilik muazzam bir konserle kapatan Grup Yorum, sonrasında da birilerini rahatsız eden albümler yapmayı sürdürdü.
‘90’lı yıllarda temeli atılan rap, 2000’li yıllarda [bilhassa Ceza’nın çalışmalarıyla] büyük bir ivme kazandı. Burada virgülü koyayım, yazıyı bu haftalık sonlandırayım, önümüzdeki hafta buradan alarak 2010’lu yıllara koşarım. “Yeni” Türkiye’nin yeni sesleri tam da bu dönemde karşımıza çıkıyor çünkü… Bu, bambaşka bir tarih.