Sanatla geçen 50 yıl ‘Soytariçe’ kitap oldu
Tiyatro sanatçısı Dilek Türker’in yaşam öyküsünün anlatıldığı Soytariçe, raflardaki yerini aldı. Ragıp Ertuğrul’un yazdığı kitabın lansman gecesi ise Şişli Nazım Hikmet Kültür Vakfı’nda gerçekleşti.
Gülşen İşeri [email protected]
Onur Duru’nun sunuculuğunu yaptığı gece Dilek Türker belgeseliyle başladı. Yaşam öyküsü ve tiyatroda geçen 50 yılın özetinin anlatıldığı belgeselin ardından yakın dostu-arkadaşı şair Ataol Behramoğlu sahneye çıktı. Behramoğlu Dilek Türker’le olan anılarını paylaştı seyirciyle. Ümit Zileli ise Türker'in cesaret ve tutkusundan söz etti.
Zuhal Olcay ise sahneye çıkıp kitaptan kısa pasajlar okuyarak lansman gecesine ayrı bir renk kattı.
Kitabın yazarı Ragıp Ertuğrul ise 3 yıl boyunca Dilek Türker’le çalıştığını, acısını, anısını paylaştığını, bu paylaşımdan da onur duyduğunu dile getirdi. Ertuğrul sanatın ve sanatçının özgür olmadığı bir ülkede böylesi gecelerin çoğalmasını, Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay’la da böylesi gecelerde bir arada olmayı umduğunu söyleyerek Erdoğan ve Alpay’a selamlarını gönderdi.
Gecenin beklenen konuğu ise Dilek Türker’di. Türker sahneye canlı performansla ‘Soytariçe’ şarkısını seslendirdi. Ses sisteminde teknik sorun yaşanınca şarkıyı baştan aldı, birkaç kez tekrarlanınca hata Türker bu kez “beni gerçekten soytariçe” ettiniz diyerek teknik ekibe sitem etti.
Pek çok davetlinin katıldığı gece kitapların imzalanmasıyla son buldu.
Ragıp Ertuğrul’un kaleme aldığı kitabın kapak resmi Eruğrul Ateş’e ait olan ve Tekin Yayınevi’nden çıkan Soytariçe aynı zamanda Dilek Türker’in sesinden tiyatro şarkılarının kayıtlı olduğu bir CD eşliğinde satışa sunuluyor.
"Soytariçe", Aziz Nesin'in tabiriyle 'Ruhu Bedenine Bedeni Kendisine Sığmayan Coşkular Prensesi' Dilek Türker'in yaşam öyküsü ekseninde, 1940'lardan bugüne siyasal ve toplumsal dönüşümün de paralelinde bir kadının olgunlaşmasının, bir sanatçının gelişiminin, bir muhalifin doğuşunun, henüz toplumsal cinsiyetten söz edilmeyen bir ortamda bir bireyin varoluşunun ve bitmek tükenmek bilmeyen savaşımının hikâyesini anlatıyor.
Romanda siyaset, sanat ve sosyal yaşamın tanınan isimlerinin de birer parçası olduğu olaylar ve ilişkiler, gerçek ve kurgunun iç içe geçtiği bir anlatımla yer alıyor.