Evde bir gezinti

evde bir gezinti (periferik) özgün bir anlatı-şiir. Lirik öznenin annesinin ve kardeşinin ölümüyle sonuçlanan trajik bir süreci konu ediniyor.

Google Haberlere Abone ol

Sinan Özdemir

[email protected]

DUVAR - Sevinç Çalhanoğlu’nun ilk şiir kitabı evde bir gezinti (periferik) Nod Yayınları tarafından yayımlandı. Şiirlerini çeşitli dergilerden takip ettiğimiz şair, tahminimin dışında, bildiğimiz şiirlerinden oluşan bir kitapla değil, daha önce yayımlanmamış tek şiirlik bir eserle okuyucu karşısına çıktı. On beş sayfadan meydana gelen kitap, Nod’un genel olarak yol edindiği kısa, nitelikli eser yayımlama politikasıyla örtüşüyor. Bu durumu, daha çok da günümüz yaşantısına uygun bir değişiklik olarak görmek gerektiği kanaatindeyim. Kalınca kitapların varlığını, günümüz dünyasının küresel etkiler ve onun araçları marifetiyle parçalanmış yapısını düşününce sorgulamak yerinde olacaktır belki de.

Tabii bunu tam olarak şiir türündeki eserler için söylemiyorum. Şiir, yapısı gereği diğer türler karşısında kısa olandır. Bu noktada birçok günümüz şairinin şiirlerinde bir çeşit “anlatıya” (klasik anlamda bir anlatıdan bahsetmiyorum) döndüğünü belirtmek gerekiyor. Yukarıda bahsettiklerimin dışında türe kendi içinde bir mercek tutacak olursak, genişleyen, açılan, çoğalan bir içerik ve formatla karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. Özetle, 2010’ların kabaca ilk birkaç yılından itibaren yazılan şiirlerde “dramatik örgünün” daha görünür olmaya başladığını, bunun da bir çeşit anlatıyla vücut bulduğunu düşünüyorum Türk şiirinde.

evde bir gezinti (periferik) de özgün bir anlatı-şiir. Lirik öznenin annesinin ve kardeşinin ölümüyle sonuçlanan trajik bir süreci konu ediniyor. Burada en dikkat çekici unsurlardan biri, anlatının yerel bir nüansla veriliyor oluşu. “Büyü”. Aileye büyü yapıldığını, bunun için evin bazı bölümlerine birtakım büyüsel nesneler yerleştirildiğini anlıyoruz kitaptan. Yine büyüyü yapanın muhtemelen bir kadın olduğunu hasta yatağındaki annenin “kitaplığın üstündeki kayışlı saat / ona bakıp babamı sorması / geldiği saati saniyelere bölüp takip ederken / yattığı yatakta ağzı büzüşük” dizeleriyle tasvir edilişinden çıkarabiliyoruz.

AYRILIK BÜYÜSÜ

kapak evde bir gezinti (periferik) , Sevinç Çalhanoğlu, Nod Yayınları 2016.

Kitapta bahsi geçen ritüelleri internetten araştırdığımda da karşıma çıkan şeyin “ayrılık büyüsü” olduğunu belirteyim. Anne, büyüyü bozmak için uğraş verirken huzurunu ve sağlığını yitiriyor; son bir çare olarak bir çocuk doğurması salıklanıyor ona fakat bu dirimsel motivasyonun bedelini hayatıyla ödüyor. Büyüyü bozma görevi lirik özneye düşüyor bu sebepten ama sonrasında öznenin kardeşinin de ölümüne şahitlik ediyoruz. Kitap bu kötü sürecin tamamlanmadığını ima eden “detaylar için sizden hâlâ haber bekliyorum” dizesiyle sonlanıyor. (Haber beklenenin büyüyü bozmak için lirik özneye yol gösteren ekip(ler) olduğunu belirtelim.)

İçeriği ana hatlarıyla vermemin nedeni, örneğin “büyük-evrensel meseleler”in ve anlatımındaki çizgiselliğin burada yerel bir nüansla kırılıyor oluşudur. Sadece ritüel ve enstrümanlarının özgüllüğünden bahsetmiyorum. Özellikle seçilen ifade biçimleri de bize gerilimin biricikliğini kendi özel alanından yakalayabilmemizde yardım ediyor: “(…) A: bu koku ayağımı kaydıran / E: pervazlar / A: en sevdiğinden canı yanası / E: oval hatlı berjer / A: kimseye kavuşamayası / E: torna ayaklar / A: evimi kurutanın evi kuruyası (…) / E: soraya tül / A: çek çek çekesi. (…)” “E” ile ifade edilenin “ev” olduğunu söyleyelim. “A”nne ile diyaloguna (ileride lirik özneyle de konuşacaktır) şahit olduğumuz ev, cansız-mekân oluşuyla değil, kendi kişiliğiyle var kılınıyor.

Birkaç dizeyle örnek verdiğim diyalogla birlikte kitapta monologlar, öznenin çok az devreye girdiği ve bu sayede şiirsel yükü yukarılara taşıdığı listeler, sonlara doğru yoğunluğu artan öyküsel anlatım (ama öyküden çok ilginç bir biçimde roman yoğunluğunda bir katman) ve başka küçük biçimsel denemeler, tekrarlı dizeler, eksiltili öbekler özgün bir bireşim oluşturuyor. Bu çok enstrümanlı yapı elbette şiirin dışına taşma riski barındırıyor. Özellikle şiirin bütününün kolay kabul etmeyeceği belli olan bazı “buluşlar” sırıtsa da bunların çok yer tutmadığını ayrıca söylemek gerekiyor.

Dediğime örnek olarak “buranın duvarları sarı lacivertti / evde bir takım ruhu vardı.” dizelerini ya da kurgunun belki de bir gereği olarak yazılmış olan “odamda / bu bölümü atlamak için” dizeleriyle başlayan çevrimiçi bir oyunun bir çeşit konsept/bağlılaşık olarak kullanıldığı bölümü gösterebilirim.

Şiirde geleneksel dizenin ve estetik yargısının hâkimiyetini yitirişi elbette çok zaman önceydi ama bununla birlikte evde bir gezinti (periferik)’nin birbirine tutturulmuş yapısı ondan alıntı yapmama pek imkân tanımıyor. Hem işin bu kısmını alımlayıcıya bırakmakta fayda var!