Yazarlar yanıtladı: Çocuk edebiyatının sırrı samimiyet

Çocuk edebiyatının önemli yazarlarından sorduk. Çocuk edebiyatının sırrı nedir?

Google Haberlere Abone ol

Türkçe edebiyatın önemli kollarından biri olarak gördüğümüz çocuk edebiyatını yazarlara sorduk. Günışığı Kitaplığı'nın 'Kuuzu ve Lunapark Ailesi' (İrem Uşar), 'Şimugula' (Sevgi Saygı) ve 'Gizli Silahın Formülü Hangi Zarfta? ve Ağaçlar Yemek Yapar mı?' (Gülsevin Kıral) gibi çocuklarca çok beğenilerek okunan ödüllü eserlerin yazarları ile sohbet ettik. Kendilerini çocuk kitapları yazmaya iten etkenlerden, Türkiye'deki çocuk edebiyatına kadar birçok konuda fikirlerini aldık.

GÜLSEVİN KIRAL: ÇOCUKLARIMA KİTAP OKURKEN KEŞFETTİM  BU BÜYÜLÜ DÜNYAYI... 

gul736 Gülsevin Kıral

Sizi, çocuk kitabı yazmaya iten motivasyonlar nelerdir?

Beni çocuklara yazmaya iten güdü çocuk edebiyatına duyduğum sevgi ve ilgi oldu. Çocuklarıma kitap okurken yeniden keşfettim bu büyülü dünyayı. Yazmaya başlamam, kendime olan güvenimi bulmam ise zaman aldı.

Kitaplarınız ile birçok okura hitap ediyorsunuz. Yetişkin kitapları ile çocuk kitapları arasındaki anlatım farkı nasıldır?

Yetişkinler için yazan bir yazar söylemek istediği fikre, yazıyı nasıl kurgulayacağına, kullanacağı dile, tarza ve estetik kaygılara odaklanır. Biz çocuklara yazanlar da bu noktalara dikkat ederiz elbette, ama bilgisayarımızın başında, kalemlerimizin ucunda hayali bir çocuk vardır.

Bu geveze çocuk bize sürekli karışır, uyarır: “Yazdığın benim yaş grubumun algısına uyuyor mu? Kullandığın bu kelimeyi bilebilir miyim? Dikkat et! Aman diyeyim, sakın beni üzecek, korkutacak bir şey yazma!” Onu dikkate almamak mümkün mü? Hele de sonunda yazacaklarımızı seveceği düşü varken?

berber-pire-tellal-deve-554020-front-1 Berber Pire Tellal Deve / Gülsevin Kıral / Günışığı Kitaplığı

Çocuklara kitap sevgisi aşılamak için neler yapılmalıdır?

Çocuğa kitabı sevdirecek yetişkin kitapla arasına mesafe koymamalı, kendisi de kitabı sevmeli, kitapların yarattığı dünyalardan ne denli zevk aldığını, kendisine neler kattığını sohbetlerinde, günlük konuşmalarında çocuğa sezdirebilmeli, çocuğa önereceği yayınevleri, yazarlar olabilmeli.

Ayrıca çocukla birlikte kitap okumanın her iki tarafı da çok zenginleştireceğini, paylaşımları çok ileri bir düzeye taşıyacağını düşünüyorum. Burada çocuk okumayı öğrendikten sonra da sürdürülen bir alışkanlıktan söz ediyorum. Ailenin yanı sıra okul yönetimleri, öğretmenler, kütüphaneciler önerileri ve özendirici uygulamalarıyla büyük farklar yaratabilirler.

Çocuk kitaplarının görsel kısmını nasıl buluyorsunuz?

Çocuk kitaplarında son yıllarda estetik kaygıları yüksek, özenli ve yetkin çizimlerle karşılaşıyoruz. Pek çok kitap albenisiyle, kapağıyla “Oku beni!” diyor. Ancak özellikle okul öncesi kitaplarda görselin yalnızca yazılı metni anlatan bir resim olmaması gerekir.

Görsel çağrışımlarıyla çocuğa başka kapılar açmalı, ona yazılandan farklı şeyler de düşündürtebilmeli. Sanırım bu noktada daha almamız gereken yollar var.

Türkiye’de çocuk kitaplarına ilgi ne düzeyde?

Bence ilgi çok yüksek. Bu alanda nitelikli kadrolarla ve titizlikle çalışan pek çok yayınevi var. Okur ise tüm çeldiricilere, tüm zamansızlıklara rağmen kitapla buluşmak istiyor. Bunu en iyi kitap fuarlarından gözlemleyebiliyorum. Aradığı kitabı bulunca gözleri parlayan, kitabın kapağıyla, ismiyle büyülenen pek çok çocukla karşılaşıyorum.

Ne yazık ki, sınav sistemi ve yığınla ödevle boğuşan çocuğun hevesi zamanla törpüleniyor, o da toplumun çoğunluğu gibi az okuyan yetişkinlere dönüşüyor.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Dilerim çocuklar, kendilerini tuğla tuğla inşa eder, değerlerini oluştururken başka deneyimleri, başka görüşleri onlara sunan kitaplarla daha fazla buluşur ve daha diğerkâm,

daha vicdanlı, daha şefkatli insanlar olur, ileride karşılaşacakları olayları analitik olarak değerlendirmenin araçlarını edinirler.

İREM UŞAR: İLK KOŞUL TAZE VE SAMİMİ KALABİLMEK

irem736 İrem Uşar

Sizi, çocuk kitabı yazmaya iten motivasyonlar nelerdir? 

Hikayenin ve elbette karakterlerin benden çıktıktan sonra ulaştığı okur o kadar taze, o kadar kendi gibi ve o kadar samimi ki motive olmamak mümkün değil! Elbette yetişkinliği yaşayan birinin (yazarın) tekrar çocuk diline varması ince bir ayar gerektiriyor.

Sanırım bu ayar bende kendiliğinden vardı ve kitaplar aracılığıyla ortaya çıktı. İlk koşul içeride bir yerlerde taze ve samimi kalabilmek galiba. Bir de umut meselesi var. Ben hep birilerinin güzel titreşimler yaymaya devam etmesi gerektiğine inandım.

Koşullar her ne olursa olsun, kitap çocuğa: "Yaşamda iniş ve çıkışlar var kabul... Ama şunu unutma ki senin dalgan şu an düşüşteyse, çabaladığın için biraz sonra yükselecek" demeli. Bu, koşulları yadsımak ve yalancı pembe dünyalar sunmak anlamına gelmiyor. Aksine, hayatın gerçek kuralını ona apaçık göstermek demek oluyor bence.

Öykü kitaplarınız ile birçok okura hitap ediyorsunuz. Yetişkin kitapları ile çocuk kitapları arasındaki anlatım farkı nasıldır?

Çocuk edebiyatında okul öncesi için yazıyorsanız çocuk ile birlikte annesi ve babası da okuyucunuz oluyor. Çünkü kitabı çocuğa onlar okuyor. Çocuğun ve ebeveyninin paylaştığı ilk ve son okuma deneyimi de bu oluyor genellikle. Bu bir yandan, iyi yazılmış bir çocuk edebiyatı eserini, 7'den 70'e her yaş grubundan okurun okuyabileceği ve zevk alabileceği anlamına da geliyor.

Yazının verdiği haz bazen ağır bazen de hafif olabiliyor. "Ben, Ayrıkotu"nda konu, yetişkinliğe girmek üzere olan bir gencin sarsıntıları, sorgulamaları, yalnızlığı ve mektuplar aracılığıyla anlayış, dostluk arayışıydı. Tüm bunlar, bir çocuğun anlayamayacağı yetişkinlere has düğümler.

iremm LataŞiba / İrem Uşar / Günışığı Kitaplığı

Çocuklar kendilerine böyle düğümler atmıyorlar. Ne zaman ki büyüyoruz, düşünce devreye fazlaca girmeye başlıyor o zaman sorgulamalar da başlıyor. Diğer yandan "Fenerden Taşınan Işık", Ege’de bir deniz fenerinde geçiyor. İçindeki ışıktan vazgeçmeyen bir çocuğun hikayesini anlatıyor. Elbette her iki kitaptan okuyucuya geçecek duygu, çok farklı olacaktır. Bu farkı, anlatım sağlıyor.

Çocuklara kitap sevgisi aşılamak için neler yapılmalıdır?

Çocukları istediklerini okumak konusunda serbest bırakmalı, ancak nitelikli edebiyat eserlerinin yaşam alanlarında gerçek manada (kitabın kütüphanede durması yerine aile bireyleri tarafından okunması gibi) yer almasını da sağlamalı.

Çocukken okumayı en çok sevdiğim kitaplar çizgi romanlardı. Sonrasında bir gün ortaokulda, edebiyat öğretmenimiz okuduğumuz resimsiz bir romandaki herhangi bir karakteri seçmemizi ve resmini çizip ertesi gün kendisine göstermemizi istedi.

Bu ödev, benim kitaptaki hikayeye daha fazla odaklanmamı ve bağ kurmamı sağladı. Başka bir öğretmenimiz ise Hugo'nun Sefiller romanındaki bir sahneyi sınıfta canlandırmıştı. Onu ağzım açık izlemiş ve sonrasında bir çocuğa ağır gelebilecek bu klasik eseri çok da merak ederek okumuştum. Çünkü kitap, bir sinema filmi gibi zihnimde sahne sahne canlanmıştı. Belki de çocuktaki okuma hevesi, böyle küçük zihinsel dokunuşlarla ortaya çıkarılabilir.

Çocuk kitaplarının görsel kısmını nasıl buluyorsunuz?

Çocuk edebiyatında görsellik elbette ki çok önemli. Yazar, kendi hikayesini yazıp yayınevine teslim ettikten sonra, çizer de bir bakıma kendi hikayesini çizimlerle yeniden "yazıyor".

Çocuklar kitaplardaki görsellere uzun uzun ve defalarca bakıyorlar. Çizimlerdeki detaylara bizden çok daha fazla hakimler! Bu sayede somut çizimler üzerinden soyut düşünmeyi geliştiriyorlar. Düşüncelerinin somutlaşmasını deneyimledikleri için çoğu çocuk resim yapmaktan hoşlanıyor bence. İlla ki etrafımızda "Büyüyünce ressam olacağım" diyen bir çocuk vardır, öyle değil mi?

SEVGİ SAYGI: ÖĞRETMENLER KİTAP LİSTELERİNİ EV ÖDEVİ OLARAK VERMEYİ BIRAKMALILAR

sevg736 Sevgi Saygı

Sizi, çocuk kitabı yazmaya iten motivasyonlar nelerdir?

Hevesli, coşkulu, sadık okuyucun varlığı, aynı heves, coşku ve sadakatle yazma isteğim.

Öykü kitaplarınız ile birçok okura hitap ediyorsunuz. Yetişkin kitapları ile çocuk kitapları arasındaki anlatım farkı nasıldır?

Bir tane öykü kitabım var, o da henüz yayınlanmadı. Kendi adıma tek fark, dilimi terbiye etmek. Kurgu, öyküleme, biçem, çalışma saatleri, yaz-ama-ma sancısı denen mendebur duyguda bir fark yok. Sonuçta insana, insanı anlatıyoruz. Sadece bazı okurlar henüz yolun başında ve eğlenmeyi henüz unutmamışlar.

Çocuklara kitap sevgisi aşılamak için neler yapılmalıdır?

21'nci yüzyılda bu soru hala soruluyorsa… Biliyoruz ki, gelişmiş ülkelerde okur sayısı bizim nüfusumuzu bile geçiyor. Eğitim sistemine bir göz atmakta yarar var. Bence öğretmenler kitap listelerini ev ödevi olarak vermekten vazgeçmeliler.

Okulla, dersle, ödevle birleştirilen bir kitap ne denli eğlenceli olabilir ki? Eğer ailesinde kitap okuyan bir yetişkin görmüyorsa, evde kitaplık yoksa, öğretmenler sandıklar dolusu kitabı ödev olarak verseler bile o çocuğa kitap sevgisini aşılayamazlar. Sadece yük olarak görür. Okumak istediği kitabı çocuk kendisi seçmeli. Ayrıca öğretmenlerin kitapları sayfa sayısına göre seçmeleri de ayrı bir ilginçlik. Çizgi romanı hala listelerine almamaları da…

amcama-neler-oluyor-277x420 Amcama Neler Oluyor? / Sevgi Saygı / Günışığı Kitaplığı

Yeteri kadar yerli yazar yetiştiriliyor mu?

Yazar tarlası diye bir şey mi var? Nerede yetiştiriliyor bunlar? Kusura bakmayın bu konuda bilgim yok.

Çocuk kitaplarının görsel kısmını nasıl buluyorsunuz?

Sadece çocuk kitaplarında olmasına çok sinir oluyorum. Yetişkinlerde de olmalı. Çok iyi çizerlerimiz var.

Çoğunluğun işitsel zekalı olduğu bir halk için kitaplardaki çizimlerin çok faydası olur gibi geliyor. Belki yetişkinleri de kitaba yöneltir.

Çocuk edebiyatının son beş yılını nitelik açısından değerlendirebilirler?

Yazar olarak böyle bir değerlendirmede bulunamam. Ben sadece kendi yazdıklarımın niteliğinden sorumluyum.

Türkiye’de çocuk kitaplarına ilgi ne düzeyde?

Yetişkinlerden ve hatta gençlerden çok daha iyi. Henüz telefonları ve sosyal medya hastalıkları yok…

Bir çocuk kitabının olmazsa olmazları var mıdır? Nelerdir?

Dürüstlük, samimiyet, empati.