Göç yolundan izler

Kuş Eppeği, portrelere küçük küçük çizikler atıyor. Levent Cantek, yazdığı kısa metinlerle sanat dünyasına selam duruyor.

Google Haberlere Abone ol

Semih Öztürk 

Kuş Eppeği, Levent Cantek’in kaleme aldığı kısa portrelerden oluşuyor. İsmiyle müsemma. Lafı hiç uzatmıyor. Sırtında hikâye taşıyan cümlelerin meydana getirdiği portrelerden şiir tadı geliyor insanın dimağına. Romancılar, öykücüler, şairler, karikatüristler, oyuncular, ressamlar… Sanki koca bir mahalle aynı fotoğrafa poz vermek için toplanmış. Gülümsüyorlar. Sanatı sanat yapan, yaşadığı hayattan esirgemeyen, sevgiyle beslenen herkes hakkında bir şeyler var Kuş Eppeği’nde. Okurken merak duygusunu gıdıklayan, eksik kapatan, bir kez daha hatırlatan, iyi ki dedirten…

kus-eppegi Levent Cantek, Kuş Eppeği, İletişim Yayınları, 2017.

Düşünceyi hayata dönüştüren bir eylem biçimi olarak sanat, yeryüzünün vitrinlerinde yüzyıllardır kendini gösteriyor. Çok başarılı olanlar, şansı yaver gidenler, döneminin yıldızı olanlar, yere göğe sığmayanlar, sesini duyuramayanlar, yanlış yola sapanlar, küsenler, anlaşılamayanlar, anlatamayanlar ve ağzı var dili yoklar bu vitrinden gelip geçen birer laf cümbüşü oluyorlar...

HAYAL TORTUSU...

Kimi milyonlara duyuruyor sesini kimi ise üçe beşe. Fakat sevgi, her düşün temelinden usul usul akmayı biliyor. Kısacası sözün başlayıp bittiği her yerde onlar da bir şekilde var oluyorlar. Bazen roman, bazen tablo, bazen beste, bazen şiir… Yani her şeyin içinden gelip geçen her şey; insan kırıntısı, hayal tortusu, düş yanığı.

Kuş Eppeği, anlattığı portrelerle kalabalığın içine giriyor ve gelip geçenleri dikkatlice seyrediyor. Cantek’in anlatımından yoğun olarak hissedilen hava bu. Seyri uzun sürmüş kısa cümlelerin altındaki incelikli salkımlar, kitapta anlatılan insanları başka bir açıdan resimliyor. Cantek, aynı zamanda okura da pas veriyor bu sayede. Portresine değindiği sanatçıyı okurla bir kez daha kavuşturuyor, bilmeyen varsa tanış ediyor, merakına düşürüyor, haberdar ediyor.

Kitapta yer alan sanatçılar yalnızca edebiyatçılar değil. Yönetmen, oyuncu, karikatürist ve müzisyenler de var. Çünkü onlar, dertlerini hikâyelere dayandırıyorlar. Hikâyenin kıyısından pencereler açıyorlar. Perdeler uçuşuyor. Aziz Nesin’den Kemal Sunal’a, Zeki Müren’den Öztürk Serengil’e, Ahmed Arif’ten Behiye Aksoy’a, Cilalı İbo’dan Abidin Dino’ya, Nihat Tuna’dan Metin And’a, Ayhan Işık’tan Vâlâ Nurettin’e herkes aynı mahalleden gelip geçiyor. Ama kederli, ama umutlu... Fakat çok güzel bakıyorlar gülümsedikleri kadraja.

Kuş Eppeği, geçmiş zaman hatıralarından bir coşkuyu güzelliyor okura. Armağan gibi. Sakin, meraklı, heyecanlı… Göç yolundan izler gösteriyor. Dile dolaşan şarkılara benziyor daha çok. Bir yerden geçerken duyulmuşlar, görülmüşler, hissedilmişler, bilinmişler.

Levent Cantek, sanatın sofrasında dirsek büken insanlara gömlek cebine sığan bir dünyadan güzel merhabalar göndermiş Kuş Eppeği’nde.