Kadınlar miraslarına sahip çıkıyor!
Avukat Altın Mimir'in yaşamın her alanında kadınlara hukuki olarak yardımcı olabilmek adına kaleme aldığı "Kadının Hak Arama Rehberi" adlı eseri okurlarla buluştu. Mimir 'bu kitabın kesinlikle erkek düşmanlığı yapmak için yazılmadığını' vurguluyor.
Kadın Hakları özellikle her 8 Mart öncesinde gündemimize girer. Avukat Altın Mimir Doğan Kitap’tan çıkan "Kadının Hak Arama Rehberi" ile bildiğimizi sandığımız ama aslında çok farkında olmadığımız kadına ilişkin temel hakları bir araya getirmiş. Yaptığı çalışmada kadının çalışma yaşamından, evliliğe, annelikten ev kadınlığına yasalarda kendi lehine yada aleyhine bilmesi gereken başlıkları titiz bir çalışma ile incelemiş.
Kadının Hak Arama Rehberi adlı bu kitap yalnızca kadının bilmesi gereken hukuksal hakların bir araya getirildiği bir çalışma değil, aynı zamanda kadınlara yönelik ayrımcılığın yasalardan ve geleneklerden kaynaklanan tarihininde aktarıldığı bir metin olmuş.
YASALARDA VAR YAŞAMDA YOK
Kadınların toplumsal yaşamda ayrımcılık yaşadıkları en büyük alan elbette çalışma yaşamında gerçekleşiyor. Kadınların çalışma yaşamındaki haklarını ortaya koyan en önemli metinlerden birisi olan İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde "Herkesin çalışma, işini serbestçe seçme, adaletli ve elverişli koşullarda çalışma işsizliğe karşı korunma hakları" olduğu belirtiliyor. Yine Avrupa Birliği Anayasa taslağına uygun şekilde "Temel haklar şartının III. Eşitlik şartının 23'üncü maddesi. İstihdam çalışma ve ücrette dahil olmak üzere her alanda erkeklerle kadınlar arasında eşitlik sağlanacaktır"diyor.
Türkiye’de 1982 Anayasası'nın 10'uncu maddesi kadınlarla erkeklerin çalışma yaşamında eşit şartlara sahip olduğunu vurguluyor; "kadınlar ve erkekler eşit şartlara sahiptir; devlet bu eşitliğin yaşama geçirilmesini sağlamakla yükümlü olup bu maksatla alınacak tedbirle eşitlik ilkesine aykırı olarak yorumlanamayacaktır."
Türk Medeni Kanunun 192'nci maddesi de meslek ve iş seçiminde kadınların kocalarının iznini almak zorunda olmadığını yasal olarak garanti altına alıyor. Ancak yasalarda kadınlar lehine maddeler olsa da gerçek yaşamda kadınlar ve erkekler arasında iş hayatında büyük bir uçurum bulunuyor. Verilere göre, "Türkiye’de kadın istihdam oranı yüzde otuz iken erkek istihdam oranı yüzde yetmiştir."
KADINLARA HAMİLE OLUP OLMADIKLARI SORULAMAZ
Çalışma hayatında kadınların önüne engel olarak çıkartılan en önemli konulardan birisi hamilelik. İşverenler işe aldıkları kadınların çocuk sahibi olup olmadıklarını hatta hamile olup olmadıklarını sormayı doğal bir durum gibi yansıtabiliyorlar. Ancak bu konuda yasalar oldukça net olarak bu durumu yasaklıyor; "İşverenin sırf kadın yada gebe olduğu için bir kimseyi işe almaması hatta iş görüşmesi sırasında kadına gebe olup olmadığını sorması, sırf kadın yada gebe olduğu için düşük ücret ödemesi veya çalışanın iş akdini sırf kadın yada gebe olması sebebiyle sonlandırması yasaklanmıştır."
Ayrıca on sekiz yaşını doldurmamış kadınların gece vardiyasında çalıştırılmaları, bu yaşı geçmişlerse 7.5 saatten fazla gece çalıştırılmalarına yasalar izin vermiyor. Hamile kadınların çalıştırılmaları ile ilgili kanunlar ise oldukça ayrıntılı; "Gebe çalışan ani darbelere, sarsıntıya uzun süreli titreşime maruz kalacağı işlerde iş makinelerinde çalıştırılamaz. Gebe kadın aşırı gürültülü bir ortamda düşük tehdidine sebebiyet verecek yükleme ve taşıma işlerinde, radyasyon riski taşıyan yerlerde, gıda fabrikalarında, tarımda sağlık hizmetlerinin verildiği karantina, morg, laboratuvar ve klinik gibi yerlerde kanserojen, alerjik yada zararlı herhangi bir toksit ortamda çalıştırılamaz."
İş kanunları doğumdan sonra kadına altmış günden başlayan izin hakkı tanıyor.
İŞYERLERİNDE CİNSEL TACİZ
Kadınların günlük yaşamının dışında çalışma yaşamında da taciz en önemli sorunları. İş yerlerinde cinsel tacize yönelik olarak da ayrıntılı maddeler bulunuyor. Kadınların bu maddeleri bilmeleri durumunda işverenlerine karşı haklarını savunmaları daha mümkün hale gelebilir. Kadınların çalıştıkları iş yerlerinde işverenleri tarafından taciz edilmeleri durumunda öncelikle iş akitlerini haklı olarak fesh edebilirler.
Aynı durum iş yerinde bir başka çalışan tarafından gerçekleşirse yine iş akdi fesh edilebilir. Avukat Altın Mimir, Kadının Hak Arama Rehberi'nde kadınların çalışma yaşamında sık karşılaştıkları bu durumla ilgili olarak şunları aktarıyor; "Bir şekilde işvereninin, iş arkadaşının, yada çalıştığı işyerinin müşterisi tarafından cinsel tacizde uğrayan kadın, uğradığı maddi ve manevi zararların tazminiyle birlikte haklı sebeple ihbar öneline bağlı kalmaksızın derhal işten ayrılabilir. Bu durumda kadın kıdem tazminatını da tam ve eksiksiz alır."
İş yerinde psikolojik taciz yani mobbinge yönelik olarak kanunlarda çok ayrıntılı düzenlemeler yer almıyor. Ancak bu konuda da kadınların çeşitli hakları bulunuyor. Avukat Altın Mimir yasalarda bu konuda büyük bir boşluk bulunduğunu belirtiyor; "İş yerinde psikolojik taciz, mobbinge yönelik olarak düzenlemeler: 2003 yılında düzenlenen iş kanununda ne yazık ki mobbinge ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmadığından bu konuda var olan büyük boşluk giderilmemiştir."
KADININ MİRAS HAKKI
Miras gibi herkesin sahip olduğunu düşündüğü bazı haklarda dahi kadınların aleyhine pratiklerin yaşandığı bir gerçek. Çünkü bazı bölgelerde hala geleneklerden kaynaklanan uygulamalar varlığını sürdürüyor.
"Miras hakkının kadın erkek ayrımı yapılmadan herkesin sahip olduğu bir hak" olduğunun bilinmesi gerekiyor. Yine evlilik öncesi Türkiye’de önemli bir aşama olan Nişanlılık konusunda dahi bazı düzenlemeler yasalarda yer alıyor. Yasalar bu konuda şu düzenlemeleri getirmiş; nişanlanma içinde 18 yaşını doldurmuş olmak gerekir. Kural olarak nişanın tarafların herhangi bir kusuru olmadan sona ermesi halinde bile olağan dışı hediyeler iade edilir. Buradaki sorun olağan dışı hediyelerin neler olduğudur. Hatta takılan yüzüğün büyük taşlı yanı çok kıymetli olması durumunda nişan yüzüğü dahi olağan dışı hediye olarak kabul edilir. Yasalar 18 yaşından önce evlenmeyi de suç olarak belirlemiş durumda; "Kanun 17 yaşını doldurmadan evlenemezsiniz diyor. Evlenirken kocamızın soyadını almak zorunda değiliz."
YASALARDA KADINLAR HALA YOK
Kadının Hak Arama Rehberi kadınların yasalardan kaynaklanan haklarını aktaran bir çalışma değil. Olması gereken ve yasalarda düzenlenmesi gereken hakları da bu çalışmada yer almış.
Örneğin evli olmadıkları halde yıllardır birlikte yaşayan çiftlerinde haklarının neler olması gerektiği konusunda da önerilerde bulunuyor. Bu konuda çeşitli ülkelerdeki yasalarda incelenerek bazı önerilerde bulunuyor; tarafların evli olup olmadıklarına bakılmaksızın, ortak yaşam iradesi gösterir asgari müştereklerin var olması halinde, sürekli aynı çatı altında yaşayıp yaşamadıkları dahi önemsenmeden, birbirlerine kattıkları maddi yada manevi desteğin sonucu, bu birlikteliğin başladığı andan itibaren elde edilen bir malın kimin üzerine kayıtlı olup olmadığına bakılmaksızın, tarafların ortak malı kabul edilmektedir.
Avukat Altın Mimir bu çalışmada erkek şiddetinden, mal paylaşımına, boşanmadan, nişanlılıktaki haklarına kadar kadınların bilmesi gereken temel haklarını bir araya toplamış.
Kadın haklarını savunurken yazma amacını şu sözlerle açıklamış: "Bu kitap kesinlikle erkek düşmanlığı yapmak için yazılmamıştır. Bilakis, farklılıkların hayatın rengi olduğu , aynılığın sıkıcılığı ve daha önemlisi yaratılışımızın iki cinsiyet üzerine kurulmuş olmasının bizim irademizin çok ötesinde ve derinliğinde olduğu bilinciyle, kadın ve erkeğin birlikte yürüyüşünün yılmaz savunucusu olarak esas amacım, bu yürüyüşün sağlıklı ve konforlu olmasını sağlamak…"