Johan Cruyff'un 'hastalıkla oyunu'

Cruyff'un otobiyografik kitabı Domingo Yayınları'ndan çıktı. Cruyff, yaşamını anlatıyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Geçtiğimiz günlerde Domingo Yayınları’ndan çıkan Hollandalı futbolcu Johan Cruyff imzalı Benim Oyunum isimli kitap, büyük futbol yeteneğinin yaşam öyküsünü onun ağzından okuyabileceğimiz bir eser… Algan Sezgintüredi’nin çevirisini yaptığı kitap, Cruyff’un hasta olduğunu öğrendikten sonra kaleme aldığı “an/anı”lardan oluşuyor.

24 Mart 2016 tarihinde hayata gözlerini yuman efsane, 25 Nisan 1947 tarihinde Amsterdam’da doğar. Futbola, ölene kadar destekçisi olduğu Ajax’ın altyapısında başlar. 26 yaşına kadar formasını giydiği Ajax’ta 319 maçta 253 gol atar. O dönem ünlü çalıştırıcı Rinus Michels’in “total futbol”u Ajax’a yedirdiği dönemdir. Artık, bireysel yetenekli oyuncuların öne çıktığı futbol gitmiş, yerine bir takım oyunu olan futbol gelmiştir. Hep beraber hücum, hep beraber savunma…

Cruyff da bu oyun biçiminden etkilenmiş ve yeteneğini bu bağlamda geliştirmiştir. “Önce hepsi kendi niteliklerine sahip, bir bütün oluşturmak üzere bir araya getirilmiş futbolcular vardı. Püf noktası, olası uyumu görebilmek ve kullanmak…” sözleriyle total futbol kavramını açıklayan Cruyff, “bugünlerde hem sporda, hem spor dışında insanların en büyük hatası budur. Görmeleri gerekeni görmüyorlar çünkü sadece kendilerini görüyorlar.” diyerek günümüz yaşantısını ve futbol anlayışını tahlil eder.

'HERKESLE KONUŞABİLİRSEN MUTABAKAT YARATABİLİRSİN'

Ajax’ta yaşadığı problemlerden dolayı 1973’te, hocası Rinus Michels’in de olduğu Barcelona’ya rekor ücretle transfer olur: 2 milyon dolar. Bu rakam o zaman kadar bir futbolcu için ödenen en yüksek rakamdır. Cruyff gider gitmez, Barcelona’nın uzun süren şampiyonluk suskunluğuna son verir. Barcelona’da ardı ardına kupa kazanan Cruyff, Franco rejiminin hüküm sürdüğü bölgede de siyasetle tanışır. Kendini, o zamana kadar “apolitik biriydim” diyerek tanımlayan Cruyff, siyaset ve kültür üzerine de düşünmeye başlar. “Birden fazla dil öğrenmek, çocuklarınız için en güzel eğitimdir. Böylece herkesle iletişim kurabilirler. Genel gelişimlerini en iyiye getirirsiniz. Ama sıklıkla bir saat kabul ediliyor. Neden iki veya üç saat değil? Bir dile hâkimiyet, en azından bana göre, son derece kıymetlidir. Büyürken bana hep, ‘Git, dolaş ve dil öğren ki herkesle iletişim kurabil. Çünkü herkesle konuşabilirsen mutabakat yaratabilirsin’ dendi”

Benim Oyunum, Johan Cruyff, çev.Algan Sezgintüredi, 304 syf, Domingo Yayınları, 2017. Benim Oyunum, Johan Cruyff, çev.Algan Sezgintüredi, 304 syf, Domingo Yayınları, 2017.

Cruyff’u derinden etkileyen başka bir konu ise, Ajax’tan öte, Barcelona’nın çok daha kozmopolit olmasıdır. Takımın iskeletini İspanyolların ya da Katalanların oluşturduğu Barcelona için Cruyff, “Bir Hollandalı olarak karşıt görüşler arasında konsensüs kurma temelli Polder Modeli’ne alışıktım. Bol konuşma, tartışma ve sonunda birliktelik… İspanya’da duyan yoktu bu modeli. Kimsenin aklına yelkenleri suya indirmek gelmemişti. Hiç kimsenin. Ne ayrılmak isteyenlerin (Katalanları kastederek), ne istemeyenlerin (İspanyolları kastederek), ne de Madrid’in(Kral’ı kastederek).” Cruyff, beş sene Barcelona forması giyer.

Kente ve Katalanlara tutkuyla bağlanır. Futbolculuk kariyerini sonlandırdıktan sonra kısa süreliğine Ajax menajerliği yapsa da, tutkunu olduğu Barcelona’ya geri döner ve Ajax’ta oturtmaya çalıştığı “total futbol”u burada hayata koyar. 1988- 1996 yılları arasında menajerliğini yaptığı Barcelona’da altyapıya önem verir, takım futbolunu ortaya çıkarır. Avrupa Kupa Galipleri Kupası ve Şampiyonlar Ligi Şampiyonluğu dışında 4 yıl üst üste La Liga Şampiyonluğu kazanır. Günümüz Barcelona futbolunun tohumlarını atar. Menajerlik kariyerine 2009- 2013 yılları arasında yönettiği Katalonya milli takımdayken son verir. O tarihlerden sonra da Barcelona’da yaşamaya devam eder. 2016 yılına kadar…

“Bir defasında yüz sene sonra nasıl hatırlanmak isteyeceğimi sormuşlardı. Çok şükür fazla endişelenmeme gerek yok çünkü yüz sene sonra burada olmayacağım. Ama cevaplamam gerekseydi, ‘sorumluluk sahibi bir spor adamı olarak’ gibi bir şey söylerdim”