Kız çocukları artık pasta yapmayacak!

Toplumsal alandaki ayrımcılık ve cinsiyetçilik çocuklar için üretilen kitaplarda ne kadar doğru işleniyor? Kız çocukları pasta yaparken, erkek çocukları mühendis olmaya devam ediyor mu?

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Çocuklar için hazırlanan çizgi film, kitap, animasyon gibi kültürel ürünlerin hemen hepsi cinsiyetlendirilmiş durumda. Bir çocuğa kız- oğlan ayrımı olmaksızın bir oyuncak almayı bırakın, hediyeyi cinsiyet ayrımı olmayan bir pakete bile koyduramıyorsunuz. Oyuncakçıda, kitapçıda destek istediğiniz personelin ilk sorusu çocuğun cinsiyeti oluyor. Yaşı, zevkleri gibi şeyler değil! Oyuncakçılar katı bir çizgiyle pembe ve mavi olarak ayrılıyor. Bilgisayar oyunlarında cinsiyet kategorisinin altında sıralanıyor oyunlar. Kızlar için pasta yapma, elbise giydirme, ev toplama, oğlanlar için araba yarışı ve strateji oyunları. Gelişimsel olarak iki grup birbirinden tamamen ayrılıyor böylece.

İş, çocuk kitaplarına gelince durum çok farklı değil. Kırtasiye ve market gibi çocuk kitaplarına yaygın olarak ulaşabildiğiniz yerlerde çizgi film karakterinin, prenseslerin ve kahramanların başrolü aldığı kitaplar büyük parçayı alıyor. Kitapların başrolündeki kahramanlar genelde erkekler. Kadınların ve kız çocukların ana karakter olduğu çocuk kitabı sayısı oldukça az. Karakterlerin insan olmadığı durumlarda bile isimlendirmede erkek isimleri tercih ediliyor.

Kim ne yapıp ediyor diye baktığımızda, çocuk kitaplarında kahramanlar toplumsal cinsiyet rolleri ile uyumlu davranışlar sergiliyorlar. Öğretmen kadın - mühendis erkek gibi mesleklendirme, çalışan baba - yemek yapan anne görev paylaşımı, zor durumdaki kız - kurtaran oğlan çocuğu, hata yapan kız - akıllı oğlan, evlenmiş ve mutlu olmuş gibi birçok basmakalıp yargı çocuk kitaplarında yerini alıyor.

Çocuk kitaplarındaki cinsiyetçilik bununla da sınırlı değil elbette. Bazen çeviri bazen de Türkçe yazılmış kitaplarda cinsiyetçi bir dil karşımıza çıkıyor. Bilim adamı, adam ol, erkek gibi, iş adamı, ev kadını gibi birçok cinsiyetçi kalıp yazarlardan çıkıp, editörlerden geçiyor ve çocuk kitaplarında yer buluyor. Bu bakımdan çocuk kitabı editörlüğü yapan kişilerin cinsiyetçi dile karşı uyanık olması oldukça önemli.

Diğer bir unsur da elbette seçilen resimler. Çocuk kitapları da mavi pembe ayrımından azade değil. Hatta karakterlerin cinsiyetsiz göründüğü durumlarda bile karaktere renklerle cinsiyet kazandırılıyor veya cinsiyet sezdiriliyor.

Özetle toplumsal alandaki ayrımcılık ve cinsiyetçilik çocuklar için üretilen kitaplarda da aynı biçimde yerini alıyor. Bu alanda toplumsal cinsiyet farkındalığı olan insanlar özellikle kadınlar; yazar, çizer, editör olarak yer aldıkça elbette kitapların ruhu değişiyor. Böylelikle erkekler ve kadınlar hayattaki farklılıkları ve çeşitlikleriyle yerlerini alıyorlar kitaplarda. Bu sayede çocuklara tek bir seçeneği dayatmayan, onlara özerklik ve seçme şansı tanıyan hayatları ve maceraları sunan kitapların sayısı da artıyor.

Kötü örnekler saymakla bitmez elbette ancak bu rollerin ve kalıpların dışına çıkan oldukça iyi örnekler de bulunuyor. Bunlardan birkaçı ise şöyle; Kıpır Kıpır, 10 Çocuklu Bir Baba, Eyvah Babam Şiir Yazıyor – Annem Uzaya Gidiyor...

KIPIR KIPIR

Kıpır Kıpır, Ann Bonwill, res: Terasa Murfin, Marsik Kitap, 2014, Yaş: +5

Ann Bonwill’in çocuklar için yazdığı ve resimlediği her kitap sıra dışı ve eğlenceli karakterler içeriyor. Hipopotam Hugo ve kuş Bella’nın çekişmeli arkadaşlığından sonra Kıpır Kıpır’da da birbirine hiç benzemeyen iki kız kardeşin dans gösterisine hazırlanıyorsunuz. Belinda hanım hanımcık, pembeler içinde; Melisa kıpı kıpır ve yeşiller morlar içinde. Melisa’nın saçları bile yerinde düzgün durmuyor, Belinda ise her zaman bir kuğu kadar zarif. Belinda koreografi ile uyumlu, Melisa’nın ise içinde farklı bir ritmi var ona eşlik eden. Melisa farklı olduğunun farkında, ancak bundan mutsuz değil, o bir çocuk ve mevcut durumun keyfini çıkarıyor. Çünkü o bir caz dansçısı.

Cinsiyetçi olmaktan kaçınan kitaplar çoğunlukla tek yönlü “güçlü prenses” gibi temsilleri tercih eder, oysa hayat içinde birçok farklılık barındırır. Kurtarılmak istemeyen bir prenses olmanın karşıtı, kurtarıcı bir prenses olmak değildir. Kıpır Kıpır’ın en iyi yanlarından biri bunun farkında olması. Kitap farklı olmanın iki tarafını kardeşler üzerinden, ikisinden birine değer atfetmeksizin gösteriyor. Ayrıca Terasa Murfin’in çizimleri içerdiği minik detaylarla okumayı daha da keyifli kılıyor.

ON ÇOCUKLU BİR BABA

On Çocuklu Bir Baba, Bénédikte Guettier, Almidilli Yayınları, 2015 Yaş: 2-4

Kitapta bir çocuk varsa muhakkak annesi de vardır kalıbının dışına çıkan birkaç kitaptan biri de On Çocuklu Bir Baba. Bu kitapta her sabah çocuklarının kahvaltısını hazırlayan, onları okula götüren, sonra kendi işine giden bir baba baş rolde. İş dönüşü sorumluluklar bitmiyor. Çocukların yemeği hazırlanacak, çocuklara banyo yaptırılacak ve öpülüp uyutulacaklar. Gün sonunda baba oldukça yoruluyor. Ama bir gün baba biraz da dinlenmek için çocukları büyük anneye bırakıp deniz yolculuğuna çıkıyor. Bu gidiş okuyucuyu korkutmasın. Zira çocuklarının hasretine dayanamayan baba 10 gün sonra çıkıp geliyor.

On Çocuklu Bir Baba basit bir dile ve basit çizimlere sahip. Sayılar ve işler tekerleme tadında sunulduğu için de eğlenceli bir ritme sahip. Çocukları sayılarla tanıştırmayı da hedefleyen kitap, küçük yaşlardaki çocuklar için hatta bebekler için de uygun bir kitap.

Kitap içeriği itibariyle çocuklardan önce çocukları ile ilgilenmeyen babaların okuması gerektiği hissini yaratsa da çocuklara kalıplar dışında bir aile sunmak için oldukça iyi bir örnek. Çocukların sadece tek yönlü anne, baba ve aile temsillerle karşılaşmaması için erkenden kitaplığa konmalı.

EYVAH BABAM ŞİİR YAZIYOR - ANNEM UZAYA GİDİYOR

Eyvah Babam Şiir Yazıyor / Annem Uzaya Gidiyor, Ahmet Büke, res: Sedat Girgin, Günışığı Kitaplığı, 2017, Yaş: 7+

Eyvah Babam Şiir Yazıyor ve Annem Uzaya Gidiyor Zeyno’nun gözünden anne babası ve kedilerinden oluşan aile ilişkilerinin anlatıldığı iki kitaplık seri. Bu ailede anne uzay bilimci baba belediyede şikayet masasında çalışıyor ayrıca da amatör bir şair. Zeyno’nun ailesinin farklı olduğunu düşünebiliriz ama aslında kalıpların dışında birçok aileden biri onlar da.

Zeyno, annesi astronot olduğundan zamanının çoğunu babası ile geçiriyor. Babası önemli anlarda yazdığı şiirleri ailesi ile paylaşıyor. Zeyno’ya göre babası şiiri seviyorsa da şiir pek babasını sevmiyor. Ama bu düşüncesini babasına, onun hevesini kırmamak için söylemiyor. “Çünkü hayallerinin peşinden gidememiş büyükler, felaket sıkıcı ve dırdırcı oluyorlar.”

Zeyno hikayelerinde, bazen annesini özleyip babasıyla ağlayan, bazen de annesiyle dünyanın etrafında uzay aracıyla bir tur atan bir kız çocuğu var. Aile içi ilişkilerin tek yönlü şekillenmesine yönelik kültürel baskıya karşı Eyvah Babam Şiir Yazıyor ve Annem Uzaya Gidiyor; başka türlü, sevgiye dayanan sıcak ilişkileri hatırlatıyor. Babaların komik ve duygulu, annelerin ise heyecanlı ve idealist olduğu bir ilişki bu. Bir yandan da kitap, eğer önüne engel konmaz ve aile içinde sorumluluklar paylaşılırsa anneler uzaya gidebilir diyor.

İki kitap da okumayı öğrenmiş çocuklar için ilk okuma kitabı olarak pek keyifli bir seçenekler. Ayrıca Ahmet Büke tarafından yazılan ve Sedat Girgin tarafından resimlenen kitaplar çeviri olmayan iyi örnekler olmaları, ana karakterin bir kız çocuğu olması sebebiyle de ayrıca kıymetli.

ÖZGÜR

Özgür, Emily Hughes, çev: Zeynep Sevde, Taze Kitap, 2018, Yaş: 2-6

Özgür, ehlileşmeyi, doğadan kopmayı reddeden bir kız çocuğu. Kimse nerden geldiğini bilmese de Özgür ormanda yaşıyor. Kargalardan konuşmayı, ayılardan yemek yemeyi ve tilkilerden oyun oynamayı öğreniyor. Günün birinde insanlar ormanda onu bulduklarında ilk iş onu ormandan koparıyorlar. Ona konuşmayı, yemek yemeyi, evde yaşamayı öğretmeyi deniyorlar. Özgür’ün bu düzenlemeye uyum sağlamaya pek niyeti yok. Özgür ne yapması gerektiğini biliyor ve ait olduğu, özgür olduğu yere dönüyor.

Kitabın orijinal adı Wild. Çevirmen Zeynep Sevde, uzun zaman vahşi/yaban şeklinde çevrilebilecek isim için içeriğe uygun ismi aramış. İyi ki de aramış. Böylece içerik ve çizimlerle uyumlu kitabın ruhunu yansıtan bir isim çıkmış ortaya.

Az sözlü çok resimli kitapta çizimler oldukça güçlü. Çizimler Özgür’ün ormandaki huzurunu, insanlarla çelişkisini ve ona dayatılanın yarattığı öfkeyi kendiliğinden anlatıyor.

Ehlileşmeyi, doğadan kopmayı reddeden Özgür’den bahsederken Clarissa Estes’i anmamak olmaz. Estes Kurtlarla Koşan Kadınlar kitabında kız çocuklarının hanım hanımcık yetiştirmenin bir sonucu olarak hayata ilişkin sezgilerinin nasıl yok edildiğini anlatıyor. Estes’e göre kadınların sezgilerini, içseslerini susturarak, kendilerine olan güvenlerini, özgürlüklerini, özgünlüklerini yok ediyor toplumsal düzen. Özgür, kız çocukların bu sistemle ilişkisini alabildiğince yalın anlatmış ve göstermiş. Özgür’ün isyanı tüm kız çocukları için bir seçenek.