Sultan Abdülhamid’in polisiyeleri kitaplaşıyor

Sultan 2. Abdülhamid'in 523 polisiye hikâye çevirttiği biliniyor. Hikâyeler kitaplaşıyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Sultan 2. Abdülhamid’in en büyük tutkusundan birinin polisiye hikâyeler olduğu biliniyor. Sultan, Yabancı gazetelerde tefrika edilen polisiyeleri kendisi için çevirtip gece yatmadan önce emrindekilere okuturdu. Sultan’ın el yazması bu polisiyeleri, Ötüken Neşriyat’ın projesi ile “Sultan Hamid’in Sevdiği Polisiyeler” adıyla kitaplaştırılıyor.

2. Abdülhamid, yaklaşık 600’e yakın polisiye hikâye ve romanı başta Fransızca olmak üzere farklı dillerden eski Türkçe’ye çevirtmiş ve geceleri yatmadan önce kafasını dağıtmak için emrindekilere okuturmuş. Padişah’ın o yıllarda çevirttiği el yazısı polisiyeler, halen İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi’nde. Ötüken Yayınları, Sultan’ın sevdiği polisiyeleri yeni Türkçeye çevirtip yayımlamaya karar verdi.

'523 HİKÂYE OLDUĞUNU BİLİYORUZ'

Habertürk'ten Ümran Avcı'ya konuşan Ötüken Neşriyat editörlerinden Göktürk Ömer Çakır, “İstanbul Üniversitesi Nadir Eserler Kütüphanesi’nde II. Abdülhamid’in kendisi için çevirttiği 523 polise hikâye olduğunu biliyoruz. Ya seçerek ya da bütünüyle ‘Abdülhamid Polisiyeleri’ ya da ‘Abdülhamid için Çevrilen Polisiye Hikayeler’ veya ‘Sultan Hamid’in Sevdiği Polisiyeler’ gibi bir adla kitaplaştıracağız. Hikâyelerin bazıları devrin ünlü şahısları tarafından çevrilmiş. Hüseyin Cahit Yalçın ve Rıza Nur, çeviri yapan isimlerden. Hatta öyle ki, bazı hikâyeler henüz gazete tefrikası iken padişah tarafından çevrilmesi istenmiş. Bu sebeple padişah için yapılan çevirilerin tarihi Fransa’daki bazı kitapların yayım tarihinden daha önce. Bu ayrıntı da Abdülhamid’in polisiyeye olan ilgisinin ve bu edebiyatı nasıl takip ettiğinin boyutunu gösteriyor” diye konuştu.

'STRESİNİ POLİSİYE DİNLEYEREK ATIYORDU'

Çakır şöyle devam etti: “Rivayet odur ki, Sultan Abdülhamid’in başında bazı akşamlar kendisine bu polisiyeleri okuyan birileri vardı. Padişah günün stres ve yorgunluğunu polisiye dinleyerek atıyordu. Çevirilerle ilgili şöyle de bir ayrıntı biliyoruz; metinlerde aşk ve sevda meseleleri varsa padişah çeviri sırasında bunların kısaltılabileceğini ancak polisiye muammaların asla kısaltılmamasını istiyordu. Sultanın dikkat edilmesini istediği bir başka husus da, çevirilerin yalın, sade bir Türkçe ile yapılmasıydı. Bu sebeple, metinlerin diline dokunmayı veya herhangi bir sadeleştirme ameliyesine girişmeyi düşünmüyoruz.”