Barış diye bir çocuk hakkı!

Çocuklar için barış temalı kitaplar: Cecü'nün Yer Cüceleri, Dişe Diş, Ferdinand...

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Barış bir çocuk hakkıdır. Oysa bölgede ve dünyada süregiden savaşlar, Türkiye’de devam eden çatışmalar başta yaşam hakkı olmak üzere çocukların en temel haklarını ihlal ediyor. Çocuklar oyun oynarken patlayıcılarla karşılaşıyor; yaralanıyor, hayatlarını kaybediyorlar. Bazen anne kucağında bazen sokakta oynarken kurşunlara hedef oluyorlar. Çocuklar hiç bilmemeleri gereken bir durumun hedefi ve tanığı oluyorlar. Oyunla geçirmeleri gereken dönemlerinde bir çok travmatik iz ve yaraya sahip oluyorlar.

Çocukların karşılaşmaları çatışmalarla da sınırlı değil. Çatışma bölgelerinin dışındaki çocuklar ise çatışmalara eşlik eden söylemler, haberlerin veriliş biçimi, propaganda olarak kullanılan görüntüler, yükselen militarist dil, 'şehitlik' yüceltisi, idam tartışmaları ve artan nefret söylemine maruz kalıyorlar.

Evde pek tabii bir şekilde haberleri seyrederken, orada bulunan çocuğun ve aslında hiç bir yetişkinin de maruz kalmaması gereken bir şiddet ve düşman dilini evimizde konuk ediyoruz. Evde bu engeli aştığımızda sokakta, sokağı geçtiğimizde okulda, aynı şiddet yüceltisi, 'feda kültürü' ve 'düşman edebiyatı' çocuğun karşısına çıkıyor. Tek yolun şiddet, tek adalet kaynağının kısasa kısas, herkesin kendi adaletini birilerinin hayat pahasına sağlayabileceğini söyleyen yeni bir kültür formu egemenliğini ilan ediyor.

Çocukların maruz kaldıkları durum elbette bununla sınırlı değil. Sürekli pompalanan savaş, çatışma ve düşmanlık dilinin toplumun genelinde bir etkisi var. Buna ekonomik istikrarsızlık, gelecek belirsizliği ve politik tansiyonlar da eklendikçe toplumda her bireyin üstündeki gerilim katsayısı artıyor. Kamuda, sokakta, otobüste, AVM’de her yerde artan şiddet vakaları bu durumun bir tezahürü. Ve şiddet arttığında elbette çocuklar bunların mağduru veya tanıkları oluyorlar.

Temmuz ayında Ankara’da yaşanan bir vaka bu kaotik ortamın sonuçlarını kısmen ortaya koyuyor. Vakada; bir kız çocuğu babasına tacize uğradığını anlatıyor. Çocuğun babası taciz eden kişiyi takip ederek sokak ortasında cinsel organından defalarca bıçaklıyor. Babanın adalet sistemine başvurmamış olması, çocuğun yaşadığı taciz sonrasında herhangi bir destek mekanizmasına erişememesi ve babasına aktardıktan sonra babanın verdiği tepkinin dehşet verici halinin çocuk üzerindeki etkisi uzun uzun tartışılması gereken konular. Adalet sistemine güvensizlik ve çocuk koruma sisteminin yokluğu aynı zamanda tartışılması gereken diğer konular.

Bu olay, sosyal medyada 'baba tacizciyi hadım etti' şeklinde alımlandı ve kutlandı! Şiddetin bu kadar sevildiği ve kutsandığı bir sistem, hiçbir çocuk için güvenilir değildir. Çocukların bunların hiçbirine tanık olmaması ve varlıklarını bilmemesi önemlidir. Bunların yerine şiddetsizliği ve barışı deneyimlemeleri gerekir. Oysa değil hak olarak deneyimlemek kavramsal olarak bile karşılaşmaktan oldukça çok uzaklar.

Bu durum yetişkinlere ayrıca bir sorumluluk veriyor. Bu yüzden her çocuğun barış ve şiddetsizliğe dair tanışması gereken bu kitapları çocuklarla buluşturmak için özel çaba sarf etmek gerekiyor. Barış ve şiddetsizlik konusunda ayrıca Başka Bir Okul Mümkün Derneği öğretmen köyünden 3 öğretmenin hazırladığı "Çocukla Barış" isimli blogda yer alan barış kütüphanesine göz atabilirsiniz. Ve Şubadap Çocuk ekibinin Sennur Sezer’in aynı isimli şiirinden bestelediği ve çocukların söylediği Bomba Yapan Bay Bilgin şarkısını çocuklarla dinleyebilirsiniz. Ve elbette bu kitap, şarkı ve kütüphanelerin artmasını ve yaygınlaşması sağlayabilirsiniz.

Ferdinand, Munro Leaf, Resimleyen: Robert Lawson, Pena Yayınları, Yaş: +7

FERDİNAND

Tüm boğalar Arena’daki gösterilere hazırlanıyor. Ferdinand ise hiç oralı değil. O itiş kakıştan ve dövüşten uzakta doğayı seyrediyor ve çiçekleri kokluyor, çünkü doğayı seviyor. Ferdinand alabildiğine gösterişli ve güçlü bir boğa olsa da gücünü kullanmak istemiyor. Bu kadar güçlü bir boğanın Arena gösterilerine katılmaması olacak iş değil. Ancak istemese de tesadüfler Ferdinand’ı Arena dövüşlerine kadar taşıyor. Arenada bile tüm koşullar onu dövüşe iterken Ferdinand çöküyor ve dövüşmeyi reddediyor.

Ferdinand 1936’da İspanya İç Savaşı döneminde yazılmış, barış ve şiddetsizliği konu edinen bir kitap. Özellikle şiddetin her yerde alabildiğine yükseldiği bu dönemde güç kullanımı, şiddet gibi konular üstüne düşünmek için de iyi bir fırsat sunuyor. Özellikle Ferdinand’ın kendi gücü ve potansiyeline ve de tüm baskılara rağmen şiddetsizliği tercih etmesi; irade, tercih yapma konusunda okuyucuya güç ve umut verici.

Hitler tarafından yasaklanan, Gandhi’nin çok sevdiğini ifade ettiği kitabın 1938’de ve 2017’de animasyon uyarlamaları yapılmış.

Dişe Diş, David McKee, Resimleyen: David McKee, Çeviren: Ümit Mutlu, Uçan Balık Yayınları, Yaş: +7

DİŞE DİŞ

İngiltere’nin gururlarından Elmer'in yazarı David Mckee'den savaş, barış ve farlılıklara dair bir kitap Dişe Diş. Başrolde yine filler var. Bu sefer Elmer gibi rengarenk ve şakacı değiller. Zira kitap dünyada sadece beyaz ve siyah fillerin olduğu bir dönemden sesleniyor. Beyaz ve siyah filler birbirlerinden hiç hoşlanmıyorlar, hoşlanmamak ne kelime nefret ediyorlar birbirlerinden. Bu nefretten hoşlamayan, basrışçıl beyaz ve siyah filler ormana kaçarken, düşmanlık sonunda fillerin hortumlarına silah almaları ile sonuçlanıyor. Bu durum hepsi yok olana kadar da devam ediyor. Yeryüzünde hiç filin kalmadığı uzun yılların ardından ormandan gri filler çıkıyorlar. Onlar zamanında barış isteyen fillerin torunları.

Kitap barışı ve savaş karşıtlığını büyük bir sadelikte anlatıyor. Kitabın ana vurgusu savaşların rasyonel hiç bir nedeninin olmaması. Bu sebeple “neden savaşıyoruz” sorusunu sordurmak ve üzerine düşünmek için iyi bir metin.

Kitabın benim açımdan tek zor kısmı filler birbirini öldürmek istiyor gibi cümlelerin varlığı. Bunlar okurken kulağı rahatsız ediyor. Bunun yerine belki yok etmek gibi daha dolaylı başka kelimeler kullanılabilir ve değiştirerek okunabilir. Görseller ve basit dili ile küçük yaşlara da uygun görünse de bu kelimeler sebebiyle kitap büyük yaştaki çocuklar için daha uygun.

Cecü'nün Yer Cüceleri, Umberto Eco, Resimleyen: Eugenio Carmi, Çeviren: Eren Yücesan Cendey, YKY, Yaş: +9

CECÜ'NÜN YER CÜCELERİ

Umberto Eco’nun çocuklara; savaşı, doğa - insan ilişkisini, medeniyeti, güveni ve en çok da “insan”ı anlattığı veya bunlar üzerine düşünmeye çağırdığı kitabı Cecü’nün Yer Cüceleri. İtalyan ressam ve grafik sanatçısı Eugenio Carmi’nin resimlerini çizdiği kitapta üç mini masal yer alıyor bunlar; Bomba ve General, Üç Kozmonot ve Cecü’nün Yer Cüceleri.

Bomba ve General; Umberto Eco’nun bilim insanı, yazar ve edebiyatçı yönünün söze dönüştüğü bir metin. Eco; savaşı, barışı ve dünya düzenini; atomları, atomların uyumu ve uyumun bozulmasını anlatarak betimliyor, ama şiirsel bir formda.

“Her şey atomlardan yapılmıştır:

Atomlar miniciktir ve bir araya geldiklerinde molekülleri oluştururlar, onlar da sırası geldiğinde bildiğimiz her şeyi oluştururlar.

Anne atomlardan yapılmıştır.

Süt atomlardan yapılmıştır.

Kadın atomlardan yapılmıştır.

Hava atomlardan yapılmıştır.

Ateş atomlardan yapılmıştır.

Biz atomlardan yapıldık.

Atomlar birbirleriyle uyum içinde olurlarsa,

her şey tıkır tıkır işler.

Hayat da bu uyum üzerine kurulur.

Ama atomu parçalamayı başarınca…

parçacıkları gidip başka atomlara çarpar

ve onlar da gidip daha başka atomlara çarpar

ve bu böyle sürüp gider…

Böylece çok korkunç bir patlama çıkar ortaya!”

Bomba ve General; atom bombasına hapsedildiği için mutsuz olan bir atomu anlatıyor. Bir de omzunda yıldızlar olan, savaş seven Generali. Mutsuz atomlar bir gün sessizce bombalardan kaçıyorlar… Boş kalan bombalar insanları öldürmüyor ve içlerine çiçekler ekiliyor. Savaşın yok ediciliğine karşı barışın yaratıcı gücü.

Kitapta yer alan diğer iki masal Üç Kozmonot farklar ve uluslar üzerine, Cecü’nün Yer Cüceleri ise medeni toplumda doğa insan ilişkisine dair. Masalların çizimlerini yapan Eugenio Carmi ise imge fabrikası olarak tanımlanmasının hakkını fazlasıyla vermiş.