Şiirler ve anılar
Natama Dergi için Alper Öz “Şiirler ve Anılar” ve "Kusmuk Torbası Şarkısı" kitaplarını değerlendirdi. Yazıları sizinle paylaşıyoruz...
DUVAR - Okur kendine Türkçe/Edebiyat derslerinden kalma kötü bir alışkanlıkla “şair burada ne anlatmak istemektedir?” sorusu her şiir okumasından sonra refleks olarak sorabilir. Bir sonraki soru “neden yazmıştır?” olabilir. Söz konusu şiir okurun anadili dışında yazılmış bir şiirse bu sorulara “Orijinalinde kim bilir neler hissetmiştir? Şiir çevrilebilir mi ki?” soruları da eklenebilir.
“Şiirler ve Anılar” kitabı da Edgar Allan Poe’dan seçilen 30 şiiri temelde bu üç soru üzerinden incelemek amacıyla hazırlanmış. Kapak tasarımı ve sunumu Edgar Allan Poe’nun “Şiirler ve Anılar” adında telif bir kitabıymış gibi bir izlenim vermek üzere tasarlanmış, ama Poe’nun öyle bir kitabı olmadığı bilinmektedir. Arka kapağa bakıldığında, kitabın aslında Osman Tuğlu’nun Poe’nun şiirlerini tercüme ettiği, Mine Yazıcı’nın şiirleri açıklamaya çalıştığı bir ortak çalışma ürünü olduğu anlaşılmakta. Bu sebeple bence kitabın adı “Edgar Allan Poe Şiirleri ve Anıları” olabilirdi.
Şiir çevirisinin yapılabilirliği, ne şekilde yapılabileceği gibi konular yıllardır güncelliğini korumakta. Şiir çevirilerinin şairler tarafından yapılmadığı çoğu durumda gördüğümüz gibi, bu kitaptaki çeviriler de çoğunlukla birebir yapılmış. Kelimelerin bir araya geldiklerinde en “şairane” anlamı verecekleri ön görülen Türkçe karşılıkları seçilmiş.
Şiir çözümlemeleriyse görece popüler olan şiirlerde çoğunlukla kıta kıta, diğerlerinde şiirin geneline değinen kompozisyonlarla, akademik sayılabilecek boyutta ve imgeler “açıklanmış.” Açıklamalarda, şiirin yazıldığı ya da yazılırken esinlenilen döneme bağlı kalınmış. Akademik bir kaynak olarak düşünülebilir. Bir diğer amaç olan “Poe’yu çevireceklere yeni ufuklar açmak”, yukarıda bahsettiğim gerekçelerle çok gerçekleştirilmiş sayılmaz.
UÇAKTAKİ ŞİİRLER
“Kusmuk Torbası Şarkısı; aşkın, ilhamın ve belleğin keşfi” şeklinde başlayan tanıtım yazısı kitabın yazılış sürecine dair bilgilendirme notuyla devam ediyor: “Cave’in 2004’teki 22 şehirlik Kuzey Amerika turnesinde, havayollarının kusmuk torbalarına karaladıklarıyla başlayan macera, bir süre sonra huzursuz, upuzun, çağdaş bir masala dönüşmüş”. Öncelikle edebi niteliğe sahip herhangi bir kitabı “aşkın, ilhamın ve belleğin keşfi” veya türevi kelimelerle tanıtmak kolaycılıktır. Bu kelimelerin çizdiği oldukça geniş çerçeve kitap değerlendirmesi sayılamaz. Dolayısıyla bu gibi yakıştırmaları, her kitabın başına, sonuna yazmak klişedir. Ek olarak gözden kaçmış olmalı, söz konusu turne 2004 değil, 2014 tarihli.
Nick Cave’i şarkılarından, şarkı sözlerinden ve kliplerinden tanırız. “As I Sat by Her Side”, “Weeping Song”, “People Ain’t No Good” ilk anda sıralayabileceğim şarkılarından. Ancak bu sözlerden sonra Kusmuk Torbası Şarkısı’nda yer alan şiirler veya söz dizinleri Nick Cave denildiğinde ilk anda akla gelebilecek etkide değiller. Çeviri düz şekilde yapılmış, Nick Cave şarkılarındaki şiirsel akışı yakalamaktan uzak. Kitap şiir kitabı olmaktan çok, Cave’in turne sırasında kusmuk torbalarına aldığı notların bir derlemesi. Cave’in not almaya ve yazmaya meraklı olduğunu şarkılarından ve kendi el yazısıyla oluşturduğu sözlüğünden biliyoruz. Buna rağmen seyahatlerinde defter kullanmak yerine uçaklarda ön koltuk cebindeki kusmuk torbalarına not alması, şiir yazım sürecine dair bir şey mi? Bu süreci ilginçleştiriyor mu?
Defter taşımaktansa daha pratik bir yol olarak kusmuk torbasını tercih etmenin şiirin yazım süreci ve üslubu üzerinde bir etkisi olabilir. Ancak doğrudan kendi dili ve bu dilin ortaya çıkardığı eser (belki de çeviriden kaynaklı) dikkat çekmese de notlar arasına serpiştirilmiş bazı şarkılarının yazılma sürecine dair bilgiler, otellerde yaşadıkları, seyahat sırasında başlarından geçenler, atıfta bulunduğu ve etkilendiği ögeler Nick Cave severlere hitap ediyor.
NOT: Natama Dergi’yi buradan temin edebilirsiniz.