Greenpeace Akdeniz dergi editörleri: Savunduğumuz temel değer barış dolu bir dünya
Greenpeace Akdeniz dergi editörleri ile bir araya gelerek, dergiciliğe, aktivizme ve çevreye dair sohbet ettik. Editörler, "...Greenpeace’in savunduğu temel değer herkes için yeşil, sürdürülebilir, barış dolu bir dünyadır; bunun için de tüketim toplumunun çare olamayacağı aşikâr" ifadelerini kullandılar.
DUVAR - Küçük bir grubun kiraladığı eski bir tekne ile nükleer denemeleri protesto etmek için Alaska’nın kuzeyindeki Amchitka'daki nükleer deneme sahasına gitmeleri ile 1971 yılında Kanada'nın Vancouver şehrinde ilk eylemini yapan Greenpeace, aradan geçen yıllar içinde kurumsallaşmış, dünyanın çoğu ülkesine şube açmış, binlerce destekçisi ve eylemcisi ile bir markaya dönüşmüş durumdadır.
“…küresel çevre sorunlarını ortaya çıkarmak, yeşil ve barış dolu bir gelecek için gereken çözümleri sunmak amacıyla” harekete geçen kurum, Türkiye üzerine çalışmaya başladıktan sonra yaptıklarına dergiyi de eklemiştir. Greenpeace Akdeniz dergi editörleri ile bir araya geldik ve uzun bir söyleşi yaptık.
Greenpeace’i son olarak Kırklareli’ne yapılmak istenen termik santrale karşı düzenlenen eylemde gördük. Greenpeace Dergi’de yer alan bir yazının, alandan matbuya varana kadarki süreci nasıl ilerliyor?
Dergimizde sadece Greenpeace’in dünyada ve Türkiye’de gerçekleşen etkinlik ve projeleri yer alıyor. Yazılar doğrudan projelerin uzmanları tarafından kaleme alınıyor, dışarıdan yazı yayımlanmıyor. Dergi Greenpeace destekçilerine abonelik yoluyla gönderiliyor.
Dergimizde öncelikli olarak Türkiye’de yürütülen projelerimize dair ekibimizdeki uzmanlarımızın kaleme aldığı yazılar yer alıyor. Bununla birlikte Greenpeace’in yurtdışında gerçekleştirdiği proje ve etkinliklerden de okuyucularımızı haberdar ediyor, büyük bir editoryal titizlik ve özenle seçilen fotoğraflarla Türkiye ve tüm dünyadaki çevre gelişmelerinden okuyucularımızı haberdar ediyoruz.
Bu süreçte öncelikli olarak derginin o sayıdaki içeriklerine karar veriliyor. Karar verme sürecinde o dönem gündemde ve öncelikli olan projeler değerlendiriliyor. Karar verme sürecinin ardından konunun uzmanlarının, söz konusu proje hakkında hazırladıkları yazılar editörlerimiz tarafından inceleniyor. Ardından Greenpeace’in dünyanın dört bir yanında birlikte çalıştığı başarılı fotoğrafçılar tarafından çekilmiş fotoğraflar özenle seçiliyor ve yazılarla birlikte sayfayla buluşturuluyor.
Yazar – editör ilişkisi nasıl işliyor?
Bizim dergimizde yazılar konunun uzmanı tarafından kaleme alındığı için kimi zaman çok fazla teknik tanımlar kullanılabilmekte ya da yazı gereğinden uzun olabilmektedir. Önemli olan editörün, başlangıçta yazıyı kaleme alacak kişiyi doğru şekilde bilgilendirip, yazının mümkün olduğunca herkesin anlayabileceği bir dilde yazılacağından emin olmasıdır. Bir de çevre konuları gibi birçok bilimsel gerçekliğin ve teknik tanımın yer aldığı konularda, editör düzeltmelerini yaparken mutlaka yazar ile yakın iletişimde olmalı ve herhangi bir hataya mahal verilmemelidir.
Genelde siyaseten örnekleri bulunan, bir düşünce ya da militan hareketin bir dergi ile düşüncelerini açıklıyor oluşu, Greenpeace Dergi’de nasıl karşılık buldu? Örgütlenmenize etkisi oldu mu? O süreç nasıl işledi?
Greenpeace dergi, destekçilerimize tüm dünyadaki çevre sorunları ve bu sorunlar doğrultusunda Greenpeace’in Türkiye’de ve dünyada yürüttüğü faaliyetleri tanıtma amacı taşır. Bunun dışında başka bir amacı yoktur.
Yaz mevsiminde, özellikle turistik yerlerde bulunan ağaçlarının birer birer yakılmasına, Dersim gibi Kürt coğrafyasının doğa ile özdeşleşmiş alanların imha ediliyor olmasına karşı Greenpeace Dergi, ne tür farkındalıklar geliştiriyor?
Dergimizde bahsettiğimiz gibi sadece Greenpeace’in Türkiye’de ve dünyada gerçekleştirdiği projelere yer verilmektedir. Dergimiz güncel bir haber dergisi değil, Greenpeace’in projelerini detaylı şekilde uzmanları tarafından hazırlanan yazılar ve özel fotoğraflarla takipçilerine ulaştıran bir yayın organıdır. Bu nedenle konu seçimleri bir haber dergisi gibi sıcak gündeme değil proje gündemine göre belirlenmektedir.
'GREENPEACE BARIŞ DOLU BİR GELECEK İÇİN GEREKEN ÇÖZÜMLERİ SUNMAYA ÇALIŞIR'
Greenpeace Dergi, varoluş ve biçimleniş durumunu hangi felsefi temel üzerine şekillendirir? Düşünsel sürecinizin altyapısını hangi sözlerle anlatırsınız?
Greenpeace, küresel çevre sorunlarını ortaya çıkarmak, yeşil ve barış dolu bir gelecek için gereken çözümleri sunmak amacıyla çalışır. Greenpeace Dergi de bu amaçla gerçekleştirilen eylemleri, projeleri Türkiye’ye duyurmaktadır.
Grenpeace’in ilkelerinden bazıları şöyledir;
Her türden biyoçeşitliliğin korunması,
Okyanusların, toprağın, havanın ve su kaynaklarının tahrip edilmesini engellemek,
Şiddetsizlik,
Bağımsızlık (Greenpeace hiçbir şirket ve hükümetten yardım kabul etmez),
Çevre sorunlarının ortadan kalkması için çözümler üretmek.
Bu seneki üretiminiz nasıldı? Ekonomik krizin yaptırımı oldu mu? Krizin sürekliliğinden ve üretiminizin niteliğini etkilediğinden bahsetmek mümkün mü?
Şu aşamada herhangi bir etkiden bahsetmek çok güç, bu gibi toplumsal gelişmelerin etkileri ancak uzun vadede anlaşılabilir.
Sosyal medyanın okur ile iletişimde dergiciliğe ne gibi katkıları oldu? İnternetin üretim ve tüketim bağlamında dergiciliğe etkisi sizce nedir?
İnsanlar genelde internetten ücretsiz olarak erişebildikleri bilgilere, yazılara para vererek ulaşmayı tercih etmiyorlar. Ne var ki bizim dergimiz gibi internette bulunamayacak özel yazı ve fotoğrafların yer aldığı; doğrudan insanların ilgi alanlarına hitap eden bir konuda yayımlanan dergiler bu durumdan daha az etkileniyor.
Yazın dünyasının özellikle Gezi ile beraber insanların politikleşmesi sonrası –ki Gezi’nin doğa ile olan ilişkisi ortada-, talep görmesinin dergiciliğe olan etkisi nedir sizce? Bu durum üretiminizi nasıl etkiledi?
Politik bir yayın yapmadığımız için sorunuzu politik açıdan değerlendiremeyiz. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Greenpeace Dergi’de sadece odaklanılan proje alanlarında hazırlanan yazılar ile çekilen fotoğraflar yer almaktadır. Son yıllarda tüm dünyada bireylerin çevre konusundaki duyarlılıkları arttıkça da bu tip yayın organlarına ilgileri artmaktadır.
Greenpeace Dergi, doğanın tahrip edilmesini, barışı ve silahsızlanmayı savunurken, okurlarında uyandırmaya çalıştığı ideolojik aydınlanmayı “yaşanabilir kapitalizm” olarak mı yorumluyor? Ya da ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal bakımdan sosyalizmi savunuyor denilebilir mi?
Greenpeace hiçbir politik bağı olmayan, tamamen bağımsız bir organizasyondur; destekçileri arasında da birçok farklı görüşten insan bulunur. Ancak Greenpeace’in savunduğu temel değer herkes için yeşil, sürdürülebilir, barış dolu bir dünyadır; bunun için de tüketim toplumunun çare olamayacağı aşikâr. Bu doğrultuda destekçilerimizin ve takipçilerimizin karbon ve su ayak izlerini azaltmak ve daha az plastik atık üretmek için bazı ihtiyaçlarını kendileri nasıl üretebilecekleri veya evdeki malzemeleri yeniden nasıl kullanabilecekleri konusunda paylaşımlar yapıyoruz.
Örneğin Greenpeace, dünyanın sınırlı kaynaklarını korumak için tüketim kültürünü değiştirmeye çalışan uluslararası “Bir Şeyler Yap” (Make Something Week- 23 Kasım-3 Aralık) festivalinin bileşenlerinden biri. Bu haftanın amacı bireylere ihtiyaçları olmayan yeni şeyler satın almaları yerine ellerinde var olanları değerlendirip yeni şeyler yapabileceklerini göstermek. Festival kapsamında dünyanın farklı ülkelerinde düzenlenen etkinliklerde bireyler alışveriş mağazasına gitmek yerine bir araya gelerek birbirleriyle becerilerini paylaşıyorlar. Bu kendi deterjanını yapmak da, bozulmuş saatini tamir etmek de, evinde kullanmadığın kıyafeti bez çantaya dönüştürmek de olabilir. Biz de Greenpeace Akdeniz olarak “Bir Şeyler Yap” haftası kapsamında etkinlikler düzenleyeceğiz, sosyal medya hesaplarımızdan takip edebilirsiniz.
Türkiye’de dergi mefhumunun önemli bir gelenek olduğunu söylemek mümkün. Geçmişten bu yana, pek çok yazar bir araya gelerek ortak üretim yapmış, dergiler çıkarmıştır. Kendinizi yakın bulduğunuz bir gelenek oldu mu? 200 sene sonra bugünlerden bahsedildiğinde, üretiminizin hayatla olan ilişkisinin nasıl tanımlanmasını istersiniz?
Edebi bir dergicilik anlayışımız olmadığı için ve Türkiye’de daha önce çevre konusunda benzer bir dergi hazırlanmadığı için kendimizi yakın bulduğumuz bir gelenek olduğunu söyleyemeyeceğim. Biz doğrudan hayatın içinden, hayata dair bir yayın yapıyoruz. Hepimizin geleceği için, insanların bilinçlenmesi, gelecek kuşakların daha yeşil, sağlıklı ve sürdürülebilir bir dünyada yaşamaları için mücadele ediyoruz. Tek isteğimiz de 200 sene sonra bu hayalimizin gerçekleştiği bir dünyada verilen mücadele ve buna verilen desteğin güzel anılması olabilir.